TURİZMİN SESİ
Karbon salımını 2030 yılında yarı-yarıya, 2050 yılında ise sıfıra indirgemeyi amaçlayan anlaşma, hedefleri sağlama aşamasında Birleşmiş Milletler enstrümanlarının devreye girmesini öngörüyor. Anlaşma imzacısı ülkeler ‘Yeşil Planlarını’ devreye alırken Türkiye’nin de benzer adımları atması bekleniyor. Peki, yeşil plan neleri kapsayabilir? Ulaşımda neleri değiştirebilir? Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, dünyadan örneklerle açıkladı.
Dünya çapında 191 ülkenin taraf olduğu Paris İklim Anlaşması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülerek onaylandı. Bugüne kadar imzalanan en kapsamlı ve bağlayıcı iklim anlaşması olarak görülen Paris İklim Anlaşması, yürürlüğe girdiği 2016 yılındaki karbon salımı değerlerini 2030 yılında yarı-yarıya, 2050 yılında ise sıfıra indirmeyi amaçlıyor. Anlaşma hedeflerin uygulanması aşamasında Birleşmiş Milletler enstrümanlarının devreye girmesini sağlayacak.
Anlaşmanın bağlayıcılığıyla hareket eden Avrupa Birliği, İngiltere ve Japonya ‘yeşil planlarını’ ortaya koymuştu. Türkiye’nin de benzer bir adım atarak ‘yeşil plan’ duyurusu yapması bekleniyor. Peki, karbon emisyonunun azaltılmasını hedefleyen yeşil planlar, ulaşım alanını nasıl etkiliyor? Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü açıkladı.
“BENZİNLİ VE DİZEL ARAÇLAR YASAKLANABİLİR”
İngiltere ve Japonya’nın yeşil planlarında duyurdukları ‘dizel ve benzinli araç yasağını’ hatırlatan Kadir Örücü, “İngiltere’nin 2030 yılı için duyurduğu dizel ve benzinli araç yasağını 2020 yılının son haftalarında Japonya Parlamentosu da kabul etmişti.
Avrupa Birliği’nin de benzer bağlayıcı kararlar alması bekleniyor. Dünyanın en büyük otomotiv pazarları ve üreticileri olan ülkelerde uygulanacak ‘benzinli ve dizel’ yasağı ülkemizde de etkili olacaktır. Türkiye benzer bir kararı gelecek aylarda alabilir” ifadelerini kullandı.
“KARBON VERGİSİ GELEBİLİR”
Otomobillerden alınacak vergilerin hacim yerine emisyon değeriyle alınabileceğini belirten Örücü, “Motorlu taşıtlar vergisi, hacim ölçütü yerine emisyon değeriyle alınabilir. Maliye Bakanlığı’nın geçtiğimiz yıllarda bu yönde bir çalışması olmuştu. Ancak çalışma yürürlüğe alınmadı. Paris İklim Anlaşması’nın kabulüyle motorlu taşıtlar vergisinin emisyon değerleriyle belirlendiğini görebiliriz” diye konuştu.
“ATIK MADDELERDEN ÜRETİLİYOR, KARBON EMİSYONU ÇOK DÜŞÜK: BioLPG”
Biyolojik yakıtların giderek geliştiğini, atıklardan uzun yıllardır metan gazı elde edildiğini hatırlatan Kadir Örücü, “Biodizel yakıtına benzer bir süreçle elde edilen BioLPG, geleceğin yakıtı olabilir. Üretiminde atık palm yağı, mısır yağı, soya yağı gibi bitkisel temelli yağlar kullanılabilirken ayrıca biyolojik atık olarak görülen, atık balık ve hayvan yağları, gıda üretiminde atık haline dönüşen yan ürünlerden de faydalanılan BioLPG hali hazırda İngiltere, Hollanda, Polonya, İspanya ve ABD’de üretilip kullanıma sunuluyor. Atıklardan üretilen ve karbon ayak izi LPG’den de düşük olan BioLPG, giderek düşen üretim maliyetleriyle gelecekte daha çok karşımıza çıkabilir” dedi.
“TÜKETİCİ LPG’YE YÖNELECEK”
Karbon vergisi ve benzin, dizel yasaklarıyla tüketicinin LPG’ye yönelebileceğini ifade eden BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “LPG fosil yakıtlar içerisinde karbon salımı değeri en düşük yakıttır. Karbon ayak izimizi azaltmak için ulaşımda atacağımız en akılcı ve ekonomik adım var olan araçların LPG’ye uyarlanması ve böylece karbon emisyon değerlerinin önemli miktarda azaltılması sağlanabilir. Hali hazırda İtalya ve İspanya’da eski araçlara uygulanan LPG teşvikleri ülkemizde de görülebilir” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.