TURİZMİN SESİ
Ortaya çıkarılan yeni mezarlardan birindeki altın taçın bu mezarın bir kraliçeye ait olduğunu gösterdiği bildirildi. Kazı ekibi başkanı Prof. Dr. Cevat Başaran, kazılarda, antik kentin nekropol (mezarlık) alanındaki çalışmaların sürdürüldüğünü belirtti. Nekropol çalışmalarında daha önce bulunan ve prenses mezarı olarak nitelenen taş sandık mezarlar serisine iki yenisinin daha eklendiğini kaydeden Başaran, ortaya çıkarılan lahit mezarların ikiz mezar olarak düzenlendiğinin görüldüğünü ifade etti.
Prof. Dr. Başaran, mermerden yapılan ilk mezarın doğu-batı yönüne yatırılmış bir erkek mezarı olduğunu ifade ederek, "Mezar, plakaların birleştirilmesiyle elde edilmiş. Mezar sahibinin ayak ucunda, parçalanarak bırakılmış, içinde yakılmış kemikler bulunan urne yer alıyor. İskeletin karın bölgesinde, üzerinde altın suyuna batırılmış boncuklar, yapraklar ve bronz taç bulundu. Göğsü üzerinde de bir stigilis, yani yer temizleme aleti yer alıyor" diye konuştu.
İkinci mezarın, olasılıkla birinci mezardan daha kaliteli bir mermer işçiliğiyle yapıldığını belirten Başaran, bunun da doğu-batı yönünde olduğunu, ancak bu kez iskeletin başının doğuda olmak üzere mezara yatırıldığının belirlendiğini dile getirdi. Mezardaki buluntulardan, iskeletin bir kadına ait olduğunun anlaşıldığını ifade eden Prof. Dr. Başaran, şunları anlattı: "Buluntular arasında iskeletin başı üzerinde, meşe yapraklarından oluş an ve bir bant üzerine yerleştirilmiş altın taç, hemen altında altın suyuna batırılmış boncuklar, bronz yaprak ve dallardan meydana gelmiş ikinci bir taç yer alıyor.
Sırt üstü yatırılmış iskeletin sol elinde bir pişmiş toprak koku kabına rastladık. İkiz mezarlar, daha önce ortaya çıkardığımız ve 'prenses mezarı' olarak isimlendirdiğimiz mezardan daha önceki bir döneme ait. Yaklaşık, 2 bin 300 yıllık olduklarını söyleyebiliriz. Başındaki meşe yapraklı taç nedeniyle de bu mezarın bir kraliçeye ait olduğunu söyleyebiliriz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.