• BIST 9724.5
  • Altın 2975.528
  • Dolar 35.0159
  • Euro 36.7713
  • İzmir 12 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Antalya 16 °C
  • Ankara 1 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

OTOYOLLARIMIZA İSİM VERELİM

OTOYOLLARIMIZA İSİM VERELİM
Karayollarımızı başlangıç ve bitiş noktaları ile tanımlamak (Ankara-İstanbul; Samsun-Trabzon gibi) yerine onlara bizi ulaştırdıkları yere ya da tarihimizdeki önemine göre isimler vererek yeni bir kimlik kazandırabiliriz
TURİZMİN SESİ
Son yıllarda genel ulaşım sistemimizdeki iyileştirmelere bağlı olarak karayollarımızın da ulaşımı sağlamanın dışında, iç turizm açısından önemli bir işleve sahip olduğunu gözlemliyoruz. Özellikle bölünmüş (duble) ve erişme kontrollü (otoyol) yolların artışı ile beraber yolculuk sürelerinin kısalmasına bağlı olarak yollar boyunca daha çok ziyaret, dinlenme ve turizm işletmesi açılması olanağı sağlanmış oldu. Rize-Mardin Otoyolu'nun Ulaştırma Bakanlığınca 2023 yılına kadar tamamlanacak projeler arasına alındığının haberini ve bu yola “Sevgi Otoyolu” adının önerildiğini okuduğumda bu vesile ile de Ulaştırma Bakanı Sayın Binali YILDIRIM'a ülke ulaşımında gerçekten reform niteliğindeki katkıları nedeniyle çatı meslek kuruluşumuz TÜROFED 'in teşekkürlerini iletmek istedim.

Önceleri yol yorgunluğunu gidermek amacıyla verdiğimiz çay molalarının yol üstündeki kentlere uğramak ve oralarda yerel değerleri yaşamak gibi bir alışkanlığa dönüşmesini bekliyoruz. Ankara'dan Antalya'ya giderken uğramadan geçtiğimiz ya da uğramayı alışkanlık haline getirdiğimiz yol boyu tesislerin yerine Burdur'a uğramayı ve belki de Sagallos antik kenti üzerinden yeni bir güzergâh çizmeyi deneyebiliriz. İzmir'e giderken Karargâh Müzesi'nin, Polatlı'nın, Midas'ın Kenti'nin ya da Karadeniz'e çıkarken Çorum'un, Hitit Vadisi'nin gezilmesini; bu şekilde ulaşabildiğimiz yerlerde gezilebilir, görülebilir olanları yaşamayı çocuklarımıza da bir alışkanlık olarak bırakmayı öneriyorum.Bu örnekleri çoğaltmanın çok zor olmayacağını Ankara Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün hazırlattığı broşürleri incelediğimiz zaman görebiliyoruz. Diğer illerimizin de aynı özgünlükte hazırlatacağı yayınların ulusal yol ağı ile ilişkisi kurulduğunda, yeni bir gezi ve yolculuk anlayışı gelişmeye başlayacaktır.

Karayollarımızı başlangıç ve bitiş noktaları ile tanımlamak (Ankara-İstanbul; Samsun-Trabzon gibi) yerine onlara bizi ulaştırdıkları yere ya da tarihimizdeki önemine göre isimler vererek yeni bir kimlik kazandırabiliriz. Söz gelimi Kastamonu-İnebolu yolun Kurtuluş Yolu adının verilmesi gibi, onları Kapadokya Yolu ya da Göbeklitepe Yolu olarak da adlandırabilir; Halfeti'de siyah, Isparta'da kırmızı gülleri, Gölbaşı'nda sevgi çiçeklerini yolumuza serebiliriz. Kültürümüzden gelen isimlerle Yunus Emre'nin izinden ya da Frigya Vadisi gibi hem kişisel geziler hem de turlar için yeni ilgi noktaları oluşturmak da mümkün olabilecektir. Dizi filmlerin çekildiği kentlerimizin (Sinop), Safranbolu, Beypazarı gibi yörelerimizin, kuş cennetlerinin isimlerini taşıyan yollar gerçekten hedef gösteren ve yolculuklara renk katan işlevlere kavuşacaktır. Hatta bu şekilde gidiş ve dönüşlerde farklı yolları tercihe etme gibi seçenekler de oluşabilecektir. TCDD'nin trenlerde (Boğaziçi, Kurtalan, Meram, Pamukkale, Anadolu, GAP vb) THY'nin uçaklarda gerçekleştirdiği uygulamaların tamamlanması karayollarımıza da tanımlayıcı özellikler taşıyan isimler vermekten geçiyor.

Böyle bir uygulama için, öncelikle illerimizin özelliklerini yansıtacak değerlere ulaşan yolları tercih edilecek güzergâhlar haline getirecek noktaları tespit edip bunları tanıtıcı yayınlara yansıtmaları; haritalarda da bu isimlerin kullanılması gerekecektir. Bu, turizm anlamında yeni bir kentleşme ve kentlerimizi yol kenarlarına taşımayan bizleri kentlerin merkezine çeken ulaşım planlamasının bir parçasıdır. Kentlerin, moda deyimle marka kent olabilmesi için, öncelikle rahat ulaşılabilen, gezilebilen kentlerin oluşması gerekir. Ulaştırma Bakanlığı'ndan önemli bir dileğimiz de otobüs terminallerinde yolcuların beklediği hizmetlerin, özellikle kentle olan ulaşımın yeterli olacak şekilde düzenlenmesidir.Girişlerde araçların bırakılabileceği yerlerin, yürüme yollarının alışveriş, yeme-içme işletmelerinin, müzelerin işaretlendiği rehber yayınlar, yol gösteren işaretler, hizmetleri çağdaş anlamda sağlanmış otobüs terminalleri ve tanıtım büroları hizmetin tamamlayıcı unsurları olacaktır
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21