TURİZMİN SESİ
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Erol Altınsapan, Karacahisar Kalesi kazılarının, Valiliğin desteği ve girişimiyle Arkeoloji Müzesi Müdürlüğünün başkanlığında geçen yıl ağustos ayında başladığını belirterek, kalede kazının yanından restorasyon çalışmalarının da kendisinin gözetiminde süreceğini kaydetti.
Kaledeki ilk kazıların 1999 yılında Prof. Dr. Halil İnalcık'ın önderliğinde, dönemin AÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebru Parman tarafından başlatıldığını anımsatan Prof. Dr. Altınsapan, şö yle konuştu: "Kazı çalışmaları 2002-2005 yıllarında devam etti. Ağustos 2009'a kadar kalede bir çalışma yapılmadı. Sayın Valimiz Mehmet Kılıçlar, bize bu anlamda çok büyük güvence verdi. Böylece kazılara başladık. Karacahisar Kalesi, Ertuğrul Gazi'nin oğlu Osman Gazi tarafından Bizanslıların elinden 1289 yılında fethedildi.
Karacahisar Kalesi'nin fethi Osmanlı İmparatorluğu'nun başlangıcındaki en önemli olaydır. Kalenin fethedilmesi, Osmanlı'nın Bizans'a karşı ne kadar büyük bir rakip olacağını gösterdi. Karacahisar Kalesi, Osmanlı'nın İznik'ten Edirne'ye kadar olan fetih sürecinin başlangıç noktası durumunda bir yer." Prof. Dr. Altınsapan, kazı sezonu boyunca temizlik ve kazı çalışmaları bir arada yürütüldüğünü belirterek, çalışmalar sırasından kalede bir iç surun bulunduğunu ortaya çıkarttıklarını bildirdi.
Çalışmalara öncelikle iç sur içerisinde kapsamlı bir temizlik çalışmasıyla başladıklarını anlatan Prof. Dr. Altınsapan, şöyle devam etti:
"Kalenin ana yapısı içinde zaviye olması muhtemel bir yapının izlerini bulduk.
Zaviye etrafındaki kazıyı tamamlamadık. Kalenin içinde gün yüzüne çıkardığımız zaviye, 13. yüzyıl zaviyelerinin yapısına benziyor. Tokat yöresindeki zaviyelerle benzerlik gösteriyor. Ters T planlı bir yapı. Osmanlı camilerinin prototipi olması muhtemel bir mimari. 2009'daki kazılarda kalenin iç suruna dayalı iş atölyelerini de gün yüzüne çıkardık. Temizlik ve kazı çalışmalarının sonucunda farklı kap türlerine ait sırlı ve sırs ız seramik parçaları bulduk. Bunların, kapların ağız, dip, kulp ve gövde parçalarından oluştuğu anlaşılıyor. Ayrıca çalışmaların sonucunda 13 sikke, 1 de demir makası ortaya çıkarttık. Kazı çalışmalarına Prof. Dr. Halil İnalcık da geldi. Bize destek vereceğini söyledi." Prof. Dr. Altınsapan, 2010 yılındaki kazıları özellikle konservasyon ve restorasyona yönelik yapacaklarını sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.