MODA SANAT GÜNEŞİ

TURİZMİN SESİ

---

Diyarbakır kalesi surlarından Keçi Burcu içindeki görkemli defile ile Diyarbakır moda sayfasını açtı. Uygarlığın Başkentini İpek moda merkezi yapmak için düğmeye bastı. Tarihin, uygarlığın Doğu'dan güneşin doğduğu yerden- başladığını hatırlatmak adına 33 Medeniyete kucak açmış şehirde tarihin en eski Mezopotamya'da yaşanmış medeniyetlerin sembollerini, motiflerini efsane konularını kumaşlara aktarmış.

Sonsuzluk kazandırdığı mitolojik fikir, biçim, sembol, çizimleri düşüncesiyle birleştirip figürsel anlatımla, kendine özgü bir uslupta tasarladığı kumaşların modellendiği kıyafetlerle kolkola estetik içinde, sanat ve modaseverlerin beğenisine yeniden yorumlamış. Kutsal sembolü, mitolojik ve kutsal adına her motifi dile getirmek isteğini görebiliyorsunuz.  Ana tema olarak kumaşlara sanki, İnsanoğlunun ölümsüz aşk arzusu konu ediliyor. Anadolu tarihi mekanında teşhir suretiyle bir başka sanata hizmet misyonu yüklemiş kendisine... Güneşin parıltılarının doruklarda olduğu sanat adına yaratıcı motiflerinden karma tasarım, önce kumaşlara sonra sultanlara yakışır güzellikteki koleksiyonuna aktarılarak büyüleyici bir ambiyansta müzik, kareografi, estetik, ışık,bir bütünlük içinde değer katsayısını artırarak moda unutulmazları içinde yerini aldı.

Tarihin derinliklerindeki sonsuz aşkı ilham eden, yaşamına dönüş hayalleri süsleyen, aşk öykü temalı, moda, yaratıcılık, estetik güzellik adına ne varsa nefesleri kesen rüya gibi muhteşem görkemli defile burçlar üzerinden tüm dünyaya türk modasının ışıklarını saçtı. İspat edercesine, göz kamaştıran hawaai fişek gösterisindeki renk dünyası adeta Diyarbakır'ı moda merkezi olacağının müjdesini veriyordu.

Şaheser defile, tarihi mekan taş sütunlarına, kazınan silinemez yazı gibi zihinlerde yerini aldı. Dünya savaş düzenine itirazını, tasarımlardaki yumuşak, figurlerin enerjik görünümüyle yansıtarak, ışık müzikle iç içe geçtiği armoni içinde ruhunuza hitap ederek, insancıl tarafını size farkettiriyor Birbirinden zarif, estetik içinde mankenlerin sunduğu, her uygarlığın tarihin kronoloji sırası gibi birbirine uyumlu kıyafetlerin sunum dizisi gizli bir hayatı ilham ediyordu. Ana tema “Puşi ve Aşk” yine bayan-erkek mankenin dans sunusu ile öykülenmiş, aşk puşisini sevgilisinden alan erkek mankenin ipek puşiyi koklayışıyla içine çekmesi sanki tarihte yaşanmış aşk efsanesinin parçası gibiydi.

Star mankenlerimizden,Tuğba Özay sürpriz dönüşle podyumda yerini aldı. Sempatik, güler yüzlü sanatcı, yine yeteneklerini sıralayarak birbirinden güzel 3 şarkı seslendirerek, defileye renk kattı. Şarkısıyla son derece uyumlu içten gelen davranış, mimik ve jestleri ritmle uygun enerjik sahne hareketleri, sahneyi dolduruşu, ayrı bir ivme kazandırarak hayran bıraktı.

Defile sonrası moda sanat mimarı Cemil İpekçi sahnede yerini aldı. Sadece protokol sıralı isimleri kağıttan okuduğu İpekçinin birikimli, engin tarih bilgisiyle yaptığı tasarımla ilişkilendirme konulu konuşması ve büyük bir sanatcının topluma vereceği insancıl mesajları, barış adına attığı cesaretli adım yürekli bir istekle Anadoluya kazandıracağı moda akedemisi Manken okulu gibi eğitim ve iş yatırımı, sürdürelebilir kararlığı takdirlere sığmayacak alkışlanacak bir icraatın değerleriydi.

Zaten hak attiği alkışlar çok uzun süre hız kesmeden devam etti. Tüm anadolunun kalbinde yerini aldı. Tekstil sivil toplum örgütlerin tekstilin Anadolu'ya kayması gerekir plan düşünce fikirlerini büyük bir cesaretle ilk hayata geçirmesi, Anadolu'da bir iş kaynağı yaratması, moda insanının yanı sıra bir misyon insanı olması, değil sadece Türkiye, insanlık tarihinde önemli bir yer alacağı şüphesiz.