• BIST 9355.86
  • Altın 2837.382
  • Dolar 34.4229
  • Euro 36.2785
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

MAGUSA'DA CAZ GECESİ

MAGUSA'DA CAZ GECESİ
15.Uluslararası Magusa Kültür ve Sanat Festivali'nde Balkanlardan İskandinavya'ya iki büyüleyici ses ile30 Haziran da çok özel bir caz gecesi gerçekleşecek
TURİZMİN SESİ
Balkan ve caz müziklerini buluşturan Lena Kovacevic ile folk ve caz müziklerini buluşturan Rebekka Bakken aynı gece festivalde söyleyecekler.Henüz 6 yaşında piyano çalmaya başlayan ve Amsterdam'da caz üzerine eğitim aldığı konservatuvarı derece ile bitiren Kovacevic, geceye Balkan tatları eklerken, aynı gece sahneye çıkacak olan Rebekka Bakken, uzun süre New York ve Viyana'da yaşamış bir Norveçli olarak kendi şarkılarını söyleyecek.Festivalin en çekici gecelerinden birine bu iki özel kadının Balkanlar'dan İskandinavya'ya caz esintileri getirmesi olacak.Konserin biletleri ise 20 TL olarak açıklandı.

Lena Kovacevic kimdir
Lena Kovacevic , ilk ve orta öğrenimini tamamlayarak , klasik piyano
eğitimini de aldığı Belgrat'ta dünyaya geldi. Sonrasında Amsterdam'a
giden Kovacevic şarkı söylemeye, caz müziklerine ve bestelerine olan
tutkusunu, Konservatuvara giderek devam ettirdi ve 2006 yılında mezun
oldu. Avrupa'da müzik alanının en ünlü profesörlerinden dersler alan
sanatçı, ayrıca Bobby McFerrin, Richard Bona, Mark Murphy, Sheila
Jordan ve daha birçok ünlü ismin seminerlerine katıldı. Hollanda'da,
en iyi caz orkestralarından biri olan Hollanda Kraliyet Orkestrası ile
işbirliği yapan Lena, orkestra ile birlikte Hollanda ve Belçika'da
turneye çıktı. En büyük çıkışlarından biri olarak Hollanda Kraliçesi
Beatrix için verdikleri konser ile büyük ilgi gördü.

Ünlü Amerikalı basçı John Clayton (Diana Krall, Nina Simone) ile solo
sanatçı olarak çalışma fırsatı yakalayan ve The Hague Caz
Festival'inin açılışında sahne alan Lena, meşhur Nigel Kennedy
Quintet, Candy Dulfer ve Al Di Meola gibi isimlerle aynı festivalde
sahneye çıkmış oldu…Hans Dulfer ve daha birçok ünlü sanatçı ile
işbirliği yaparken, ünlü Belçikalı prodüktör Buscemi ile sözleşme
imzalayarak, geleneksel bir Sırp şarkısı için yepyeni bir yorum
kaydettiler ve EMI etiketiyle tüm dünyada yayınlandı. Buscemi ile
Brüksel'de bir performans gerçekleştirirken, performans ayrıca video
olarak kaydedildi. Yurtdışında ve Sırbistan'da konserler vermeye
başlayan Lena bir yandan ilk albümü için şarkılar yazmaya başladı.
Sırbistan Radyo ve Televizyonu tarafından 2009 yılında yayınlanan ilk
albüm büyük başarı elde ederken, Belgrat'ta Yaz festivalinde sahne
alan sanatçı albümü Uluslararası market için sunmuş oldu. Dee Dee
Bridgewater ve Jeff Beck gibi isimlerin katıldığı festivalde Lena aynı
zamanda yine büyük bir seyirciye de şarkılarıyla ulaşmış oluyordu...

Emir Kusturica ve Goran Bregovic ile yaptığı çalışmalarla tanınan
Avustralya'lı prodüktör Theodore Yanni'nin imza attığı ilk albümü
sayesinde, sayısız festivalde sahne almaya başlayan sanatçı yurtdışı
konserlerine de devam ediyor. Novi Sad'ın meşhur EXIT Festivali gibi
prestijli festivallerde ve daha birçok festivalde, hatta Bosna'da da
konserler veren sanatçı caz ve Balkan müziklerini buluşturduğu
albümünü yurtdışında da yayınlamaya hazırlanıyor…

Rebeka Bakken kimdir
Oslo yakınlarında büyüyen ve çocukluğundan beri müzikle hep içiçe
olan Rebekka Bakken, müzik kariyerinin ilk adımlarına erken yaşta
keman ve piyano çalarak ve Norveç folk şarkıları ve kilise ilahileri
söylerek başlamış.Genç bir kız olduğu dönemlerde Norveç'te çeşitli
R&B, rock ve punk gruplarında profesyonel olarak şarkılar söyledikten
sonra, 1995 yılında kendini şarkıcılık kariyerine adamak üzere New
York'a taşınmaya karar vermiş.New York'a taşınır taşınmaz bir yandan
da kendi şarkılarını yazmaya, kendi bestelerini yapmaya başlamış ve
doğal olarak şarkılarındaki caz etkisi iyice ortaya çıkmış… New
York'ta Alman piyanist Julia Hülsmann ile tanıştıktan sonra sanatçının
2003 yılında yayınlanan albümü “Scattering Poems” ile ilk büyük
işbirliğini gerçekleştirirken, bu albümde bir şarkıcı olarak Julia
Hülsmann Üçlüsü'nün müziklerine eşlik ederken, ünlü Amerikalı şair
Edward Estling Cummings'ın sözlerini yorumlamış.Bu parlak işbirliği
caz sahnesinde büyük ses getirdikten kısa bir süre sonra New York'tan
ayrılan sanatçı evini bu kez Viyana'ya taşımış…

2003 yılında ilk albümünü Oslo'da kaydeden sanatçı, üçüncü albümünden
hemen sonra prodüksiyonunu Craig Street'in yaptığı ve Amerika'da
yayınlanan ilk albümü olan “Morning Hours “ ile caz sahnesinde önemli
bir adım daha atmış…Daha önce Cassandra Wilson, Jimmy Scott ve Lizz
Wright gibi ünlü müzisyenlerle çalışan Craig Street ile caz
piyasasının çok fazla ilgisini çektiği halde sanatçı kendini bir caz
şarkıcısından çok pop ve folk müziklerini cazla biraraya getiren bir
yorumcu olarak görüyor …

Alman piyanist Julia Hülsmann ve üçlüsüyle kaydettiği “Scattering
Poems “ albümüyle Alman Caz Ödüllerinden birinin sahibi olan Bakken,
ayrıca 2006 yılında Avusturya Amadeus Müzik Ödülleri'nde Ulusal Caz/
Blues/ Folk dalında “Yılın Albümü Ödülü'ne” aday gösterilmiş.Sanatçı
2007 yılında yine Avusturya Amadeus Müzik Ödülleri'nde aday
gösterildiği aynı kategoride bu kez bu büyük ödülün sahibi olmuş.


Rebekka Bakken , Norveçli bir sanatçı olarak uzun bir süre New York'ta
ve Viyana'da yaşamasının verdiği zenginlikleri tüm çalışmalarında
hissettiriyor

Amerika'da kaydedilen “Morning Hours” albümünün prodüksiyonunu
üstlenen Craig Street'in kendi ülkesinin lezzetlerini kattığı son
albümüyle sanatçı İskandinav havasını daha çok Amerika'ya ve caza
bırakıyor…

Şarkılarındaki güzel sözlerle dikkat çeken sanatçının , sözlerdeki
samimiyeti, kendi hayatını anlatıyormuş gibi bir izlenim verirken,
sanatçı: “Bu şarkılarım benim özel hayatımla ilgili değil ,
otobiyografik şarkılar değiller” itirafını yapıyor ve ekliyor:”Olaylar
ve İnsanlar hakkında yazıyorum ve kendime insanlar böyle bir durumda
nasıl hissederlerdi?” diye soruyorum.”

“Morning Hours” albümündeki yumuşak şarkılarla Rebekka Bakken kimi
zaman 4 oktav sesinin sadece 2 oktavını kullanarak büyüleyici şarkılar
mırıldanıyor.Sanatçı şarkıları için :”Bu şarkılar abartılı vokal
akrobasileri gerektirmiyor” diye konuşuyor…
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21