KRİZDEN BAHSETMEYEN İŞLETMECİ

BORA ÖZGEN-TURİZMİN SESİ

---

Türkiye'de markalaşmış restaurantlardan biri olan Sahan 1970 yılından bu yana Türkiye'nin bir çok noktasında müşterilerine hizmet veriyor. 1984 yılından bu yana bir ilke imza attıklarını anlatan Sahan Restaurantları Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan restaurantlarındaki en önemli yerlere çocuk oyun alanları kurduklarını söyledi.

Mekanlarında çocukların bile karşılandığını belirten Öztan “ restaurantlarımızda çocuklar kendilerine özel oyun ve yemek salonlarında ağırlanıyorlar, kendi siparişlerini kendi veriyorlar. Restaurantlarımızda sadece çocuklar için hizmet veren beş tane pedagogumuz var”dedi.

Öztan, Amerikan fast food zincirlerinin çocuklara özel menüler, oyuncaklar hazırlayıp onlara kendi kültürlerini empoze ettiğini savundu. Çocuk oyun ve yemek odalarında çocuklara kebap, salata, çorba kültürünü öğretmeye çalıştıklarını anlatan Öztan “biz bütün çocukları birarada tutuyoruz.

Haftasonları palyanço getiriyoruz. Çünkü mekanlarımız çok kalabalık oluyor. Çocuklar deşarj olup kimseyi bu sayede rahatsız etmiyor. Cuma, cumartesi animasyonlar yapıyoruz.Bunu Türkiye'de hiç restaurant uygulamıyor” dedi.

Sahan Restaurantlarının bugün çok ciddi bir başarı yakalamasının nedenini anlatan Öztan, “Bende yılların tecrübesi var. Ben hem usta, hem şef, hem de işletmeciyim. Bu süreçlerin hepsinde bizzat çalıştığım için müşterilerimin ne istediğini biliyorum.”şeklinde konuştu.

Restaurantlarında teknolojik yatırımlara çok önem verdiklerini söyleyen Öztan, mekanlarının akustik çalışmalarını ses mühendisleriyle birlikte tasarladıklarını ifade etti.

Hizmet sektöründe başarılı olmak için sadece lezzetli yemek yapmanın yeterli olmadığını vurgulayan Tahir Tekin Öztan hijyenin de önemine dikkat çekti.

Türkiye'de otel ve restaurantlarda yapılan denetimlerin yetersiz olduğunu savunan Öztan restaurantlarına gelen günde 2000 kişinin de sağlığından sorumlu olduğunu belirtti.

İşletmelerinde hijyenin önemine değinen Öztan, çalışanlarına özel manikür hizmeti verdiklerini söyledi.

Sahan Restaurantlarında çalışan psikologlarda olduğunu belirten Öztan, “ mekanlarımızda bize özel psikoloğumuz var çünkü çalışan sayımız 400'e ulaştı. Personelimiz artık aileleriyle birlikte doktorlarına gidiyorlar. Psikolojik problemi olan çalışanlar kurumuna da zarar verir. Orta yol psikologtur. Aslında restaurantla psikoloğun çok ilgisi vardır. Biz kurumiçi özdenetim mekanizmasını kurduk” dedi.

Sortie gibi mekanlarda da restaurant açtığını söyleyen Öztan, “Sortie'ye özel yedi tane sos yaptım, domates ezme sosu, alinazik sosu, yoğurt, abugannuş sosu bakır kaselerde sunuldu. Ben sunumda bu yolla bir yenilik yaptım. Önemli olan kebap yemeyen insanlara da kebabı sevdirmekti.” Dedi.

Türk yemek kültürünün dünyaya yeterince tanıtılmadığına dikkat çeken Öztan, Gaziantep yöresi yemeklerini tanıtan bir proje hazırladıklarını açıkladı. Öztan, ayrıca “Gaziantep yemekleri” kitabı hazırladıklarını dile getirerek sözlerine şöyle devam etti “Gaziantep genelinde her ailenin en iyi yemek yapan kadınlarını tespit ettik. Onlarla görüştük, yemek tarifleri aldık. Hepsinin kişisel bilgilerini aldık, fotoğraflarını çektik. Bu şekilde 500 kadınla görüştük.

Gaziantep Üniversitesi'nin destek verdiği kitabın hazırlıkları hala devam ediyor.Bu kitapla Gaziantep'e özgü yemekler yıllar geçse de unutulmayacak. Yemeklerimizin aslı korunucak, değişiklik yapılmasına izin verilmeyecek.” Öztan, Gaziantep yemek kültürü üzerine öğrenci yetiştirecek yüksekokul açılması için Gaziantep Üniversitesi ile görüşmelerine devam ettiğini de sözlerine ekledi. Öztan, Türkiye'de yemek kültürü üzerine yapılan uluslar arası çalışmaların ve festivallerin yetersiz olduğunu söyleyerek bugün hala Anadolu'da aslı korunarak yapılan yemeklerin yurtdışına tanıtılması gerektiğini vurguladı.

Tarihi Şırahan'ı restore ettiren ve 10 milyon TL harcayarak Türkiye'nin en büyük restaurantlarından birisini yapan Sahan Restaurant Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan şunları söledi: “ 3 bin 500 metrekare mutfak alanına sahip restauarantımız Türkiye'de bir ilk. İnsan hayatı bizim için çok önemli, bu sebeple hijyenden taviz vermiyoruz.

 

Gaziantep'in yöresel yemeklerini ve kebabını müşterilerimize tarihi bir yapıda nezih bir ortam içerisinde sunuyoruz. Şuan itibariyle yurtdışından da olmak üzere birçok rezervasyon almaya başladık. Bin beş yüz kişilik kapalı alan kapasitesi ile kentimizin ve ülkemizin tanıtımına büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.”