• BIST 9355.86
  • Altın 2837.382
  • Dolar 34.4229
  • Euro 36.2785
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

Kar Kazalarına Dikkat!

Kar Kazalarına Dikkat!
Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları Amerikan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Onur Tetik, her yıl dünyada 50-60 milyon kişinin kış sporlarıyla ilgilendiğini belirterek şu bilgileri aktarıyor
TURİZMİN SESİ

“Ülkemizde kayak merkezlerinin sayısı ve kalitesinin artmasıyla kış sporlarıyla uğraşanların sayısı son 10 yılda ciddi bir artış kaydetmiştir. Kış aylarında her 1000 kış sporcusundan 3’ü acil yardım ve tedavi gerektiren yaralanmaya maruz kalır. Bu nedenle sahada bulunan yani acil müdahale yapabilecek kişiler, yaralanma tiplerini ve acil müdahale metotlarını iyi bilmelidirler” diyor.

Doç. Dr. Onur Tetik, konuyla ilgili yaralanma tipleri ve acil müdahale metotlarını şöyle sıralıyor: 
 
Kayak Yaralanmaları:
Literatürde kayak sırasında ölümler bildirilmekle birlikte, gerekli tedbirler alındığı takdirde oldukça güvenli bir spordur. Kayak yapan erkeklerde yaralanma oranı her 1000 kayak günü için %4, kadınlarda ise %7,9’dur. Juvenil dönemde yaralanmalar yetişkinlerin 3 katı fazla görülür. Kayak yaralanmalarının üçte biri 16 yaşın altındaki kayakçılarda görülmektedir, en sık kafa ve boyun yaralanmaları 11-13 yaş arası görülür.
 
Kayakla ilgili yaralanmaları azaltmada tecrübe ve atletik yapı önemli rol oynar. Örneğin yeni başlayan kayakçılarda yaralanma oranı, iyi derecede kayan kişilere göre 2-3 kat daha fazladır. Yeni kayağa başlayan kişiler sadece kendilerinin değil, başka kayakçıların da yaralanmasına sebep olabilir.
 
Kayak yaralanmalarında çevre koşulları önemli rol oynar. Bol ve ıslak karda kayağın kenarlarının takılmasına bağlı olarak alt ekstremite (bacak) yaralanması çok görülürken, buzlu zeminlerde üst ekstremite (kol) yaralanmaları daha sık görülür. Toz kar ise kayakta en az yaralanmaya açıktır, bunun sebebi ezilmemiş yerlerde daha tecrübeli kayakçıların kayması olabilir.
 
Yorgunluğun yaralanmalara etkisi büyüktür. Öğleden sonra 1 ile 4 arası yaralanma sıklığı yorgunluk ve açlığa bağlı olarak artmaktadır. Günün son kayışı genellikle yaralanmanın en sık olduğu dönemdir. Bunun sebebi, yorgunluğun yanı sıra son bir kez kaymaya yetişmek için hızlı ve dikkatsiz kayılmasıdır. Korunmada kayakçıların kendi fiziksel sınırlarını iyi bilip nerede durmaları gerektiğini anlamaları önemlidir.
 
Çarpışmalar:
Çarpışmalar pistteki yaralanmaların %5’i olmasına rağmen, hastaneye başvurmaların %67’sini oluşturmaktadır. Ağaç, bina, direk vb. gibi hareketsiz yapılara yüksek hızda çarpma sonucu künt travmalar ve buna bağlı yaralanmalar görülebilir. Literatürde kayakçıların bu mekanizmayla yaralanmaları ve kafa travması sonucu ölümleri bildirilmiştir.
 
Düşmeler:
Kayak yaralanmalarının %87’si düşme sonucu ortaya çıkar ve çoğunlukla alt ekstremitede meydana gelir. Sık görülmesi nedeniyle bu yaralanmalara karşı yapılması gereken ilk müdahaleler ve yaralanma tipleri iyi tanımlanmıştır. Sıklığına göre en çok görülen bölgeler; başparmak, diz, yüz ve kafada laserasyonlar, bacakta kontüzyonlar, omuz, ayak bileği, tibia kırıkları, diz kontüzyonları ve omuz çıkıklarıdır.
 
Dış Rotasyon:
Kayağın iç kenarının buz, taş veya sert bir cisme takılması sonucu ayak bileği, abdüksiyon (yana açılma) ve dış rotasyonuyla başlayan bir kuvvete maruz kalır. Kayak dışa doğru giderken vücut ileriye gitmeye devam eder, yük yavaş yavaş diğer kayağa geçer ve takılan kayak bacağı aşırı abdüksiyon ve dış rostasyona zorlar. Bu zorlanma ayak bileğinde dış malleol kırığına, tibia va fibulada spiral kırığa, diz ve ayak bileğinde yumuşak doku yaralanmalarına neden olur.
 
İç Rotasyon:
Dış rotasyonun tersi mekanizmayla olur, yeni öğrenenlerde dönüşler sırasında veya yürüyüş kayağı sırasında olur. Anterior talofibuler bağ, medial malleol veya tibia kırığına sebep olur.
 
Öne Düşme:
Her iki kayağın birlikte bol kara saplanması veya ağaç, bina gibi sabit bir yere çarpması sonucu kayakların sabit kalması ve vücudun ileri hareketine devam etmesiyle bağlamalar atmazsa, ayakkabının üst sınırından tibia kırığı, aşil yırtığı, peroneal tendon sublüksasyonu, hiperekstansiyon tipi ön veya arka çapraz bağ yaralanması gibi diz çevresi bağlarda yaralanmalar olabilir. Bağlamlar atarsa, yüz ve kafayı koruma isteğine bağlı üst ekstremite yaralanmaları görülebilir.
 
Arkaya Düşme:
Yeni öğrenen kişilerde durma sırasında aşırı dönmeye bağlı veya dururken arkadan çarpma sonucu öne düşmeye benzer tibia kırığı, gastroknemius kontüzyonları, hiperfleksiyon tipi ön veya arka çapraz bağ yaralanması gibi diz çevresi bağlarda yaralanmalar görülebilir.
Varus ve valgus travmalar yana düşmeler sırasında veya çarpışmalarla ortaya çıkabilir. Genellikle iç veya dış yan bağ, travmanın şiddeti büyükse menisküs veya çapraz bağ yaralanması veya kırıklar görülebilir.
 
Aşırı Kullanmaya Bağlı Yaralanmalar:
Kayakçılarda en sık görülen yaralanmalardır. Genellikle basit gibi göründüğü için göz ardı edilir. En sık görüldüğü bölgeler; kuadriseps femoris, gastrosoleus ve paravertebral kaslardır. Kayak kenarlarının aşırı kullanımına bağlı olarak peroneal tendinitler görülebilir. Tedavide aktivite kısıtlaması veya modifikasyonu, güçlendirme egzersizleri, Nonsteroid Anti İnflamatuar (NSAI) ilaçlar ve buz uygulaması kullanılır. Kullanılan aletlerin iyi kontrol edilmesi ve bakımı önemlidir. Egzersiz modifikasyonu sıklık, süre ve şiddetin değiştirilmesiyle olur. Genellikle erken dönemde aktiviteye tam ara vermek gerekli değildir.
 
Diz Yaralanmaları:
Kayak yaralanmalarının %20’si dizi ilgilendirir. Kış sporlarında genel yaralanma sayısı son 20 yılda azalmakla birlikte, diz yaralanmaları sayısı artmıştır. Şanslı olunan nokta ise diz yaralanmalarının %90’ının hafif yaralanmalar olmasıdır. Basit ligament zedelenmelerinden diz çıkığına kadar geniş bir spektrum vardır.
 
Kayağın iç kısmının bir yere takılması sonucu oluşan abdüksiyon ve dış rotasyon ile sıklıkla medial kollateral bağ (iç yan bağ - İYB) zedelenir. Kayakçılarda kayağa bağlı yaralanmaların %60’ını, diz çevresi bağ yaralanmalarının da %83’ünü oluşturur. Gelen kuvvet daha fazla ise ön çapraz bağ ve menisküs yırtıkları da olaya eşlik edebilir.
 
Fizik muayenede, ligament çevresi hassasiyeti, tam ekstansiyon ve 20-30 derece fleksiyonda karşı tarafa göre eklem aralığında daha fazla açılma görülür. Stres grafilerinde eklem aralığındaki açılma gösterilebilir. Tedavide erken dönemde elastik bandaj, elevasyon, buz tatbiki ve immobilizasyon uygulanır. Ağrı azaldıktan sonra ileri derece olan yaralanmalarda medio-lateral stabiliteyi sağlayan dizliklerle harekete izin verilir, hafif vakalarda elastik bandaj yeterlidir. İzole medial kollateral bağ yaralanmaları genellikle cerrahiye ihtiyaç göstermeden 4-6 haftada iyileşir.
 
Snowboard Yaralanmaları:
Snowboard 140-190 cm uzunluğunda, 30-40 cm eninde geniş, düz ekipmanlardır. Kişi snowboard’a sıkı olarak bağlıdır ve bağlanmaların kendiliğinden açılması mümkün değildir. Ön ayak board’un uzun aksıyla 45 derece, arka ayak 90 derece açıyla bağlıdır. Teknik, sörf veya paten kayağıyla (kısa, küçük kayakla) benzerlik gösterir. Genelde kayakçının ağırlığı ön bacaktadır, denge vücudun öne arkaya yer değiştirmesiyle yapılır ve arka ayak da dümen gibi kullanılır. Kar sörfü yapanların çoğu genç, ortalama 21 yaş, atletik erkeklerdir. Kayağın tersine, yaralanmalar yeni başlayanlarda daha sıktır, %50’si bu grupta olur. Yaralanma sıklığı 3-4/1000 kayak günüdür. Baş, vertebra, yüz ve abdominal travmalar sık görülür. Çarpışmalar yaralanmanın şiddetinin artmasına sebep olur. Kar sörfünde kırıklar, %38’lik oranla kayakta görülen %15 oranından daha fazladır. En sık görülen mekanizma, kayakçının düşmelere bağlı gelen gücün üst ekstremitelerde yoğunlaşmasıdır. Yaralanmaların %40’ından fazlası üst ekstremiteyle ilgilidir. Alt ekstremite yaralanmalarının %75’i krurisin ön tarafında olur. Ayaklar sabit olduğundan rotasyonel yaralanmalar çok nadirdir. Daha sık olarak laserasyonlar, kalça çevresi, vertebra (omurga) ve distal radius (el bilek kemiği) yaralanmaları görülür. En sık görülen non-kontakt yaralanma, öne düşme sonucu oluşan hiperekstansiyon ile oluşan aşil tendonu veya gastrosoleus kası yaralanmalarıdır. Ayak bilek travmaları ayakkabıların yumuşak olması nedeniyle kayağa göre daha fazladır. Yaralanmalar bağlamalar sabit olduğundan eski tip kayak bağlamalarıyla benzerlik gösterir.
 
Kuzey Disiplini, Kayak Kros (Nordic Skiing, Cross Country Skiing) Yaralanmaları:
Her yerde yapılabilmesi, bu sporun yaralanmalarını ve problemlerini farklı duruma getirir ve sahanın geniş olması nedeniyle bildirilmeyen yaralanmaların çokluğu, gerçek yaralanma oranlarının tam olarak bilinmemesine sebep olur. Yaralanmalar genellikle daha hafiftir.
 
Kuzey disiplini kayakçıları çok antrenmanlı ve güçlü sporculardır. Kalori kullanımı düz pistlerde 0.098 Kcal/min/kg iken, yokuş yukarı pistlerde 0.274 Kcal/min/kg’a kadar yükselir. Bu da 70 kg.lık bir erişkinde 446-1244 Kcal/saate karşılık gelir. Bu kadar güçlü ve tecrübeli sporcuların minor yaralanmalarının tedavisini kendilerinin yapması da sayılardaki gerçekliği azaltmaktadır. Yaralanma riski Alp disiplinine göre 1/10 oranındadır. Yamaçların eğimi daha azdır, ayaklar daha serbesttir ama yaralanmaların ağırlığı zaman içinde giderek artmaktadır. Yaralanmaların %88’i eğimden aşağı inerken ortaya çıkar. Kuzey disiplininin eğimlerden aşağı inme şeklinde olan “Telemark skiing” tipinde, eski bağlama ve kısa ayakkabıya bağlı yaralanmalar ortaya çıkarabilir, ama iniş kayağına göre yaralanmaların şiddeti daha hafiftir.
 
Bildirilen yaralanmalarının %20’si soğukla ilgili olaylardır. En sık görülen ölüm sebebi çığ düşmesi ve hipotermidir (ısı kaybı). Kaybolma vakalarına da sıklıkla rastlanmaktadır ve normal kayakçılara göre bulunma şansları daha az veya geç olur.
 
Genel olarak kayak sporunda kuvvet ve dayanıklılık ön planda olduğundan, yaralanmalar genellikle aşırı kullanmaya bağlıdır. Bu tür kayakta çapraz adım (Diagonal Stride) ve düz adıma bağlı en sık görülen aşırı kullanma yaralanmaları; Shin splint, aşil tendiniti ve alt bel bölgesi ağrılarıdır. Daha çok kondisyon ve tekniği yetersiz sporcularda görülür.
 
Paten adımı (Skating Stride), serbest stil, genellikle yarışçıların kullandığı bir tekniktir ve genellikle addüktör ve kalça iç rotator kaslarında, krurisin anterior ve medial kompartmanlarında problem olur. Uzun batonlar el bileği ve karpal tünele aşırı yük bindirerek ekstansör tendinit ve karpal tünel sendromlarına sebep olabilirler. Yürüyüşte topuğun havaya kalkması sırasında fleksör hallusis longusa yük binmesi baş parmakta strese sebep olur, buna “kayakçı ayak baş parmağı” (Skier’s toe) denir. Genellikle yüklenmenin azaltılması, buz, NSAI ilaçlar, germe ve güçlendirme egzersizleriyle tedavi yapılır.
 
Yürüyüş kayağında diz yaralanmaları %31 oranında görülür. Ayak bileği serbest olduğu için ÖÇB yaralanmaları azdır, ama medial kollateral bağ yaralanmaları daha sıktır. Topuğun sabit olduğu durumlarda rotasyonel yaralanmalar özellikle ayak bileğinde görülür, kırıklar nadirdir.Düşmeler sonucu en sık anteriorda omuz çıkığı gözlenir. Omuz çıkıkları kayak sırasında kolun bir yere takılması veya batonun kayağın altında kalması sonucu olur. Problem bu hastaların merkezlere ulaştırılmasındaki zorluktadır. Tecrübeli bir kişi sahada ilk redüksiyonu deneyebilir, redüksiyon olmazsa hemen tıbbi merkeze ulaşmak gerekir. Akromioklavikuler problemler direkt travmayla olur ve sıklıkta ikinci sıradadır.
 
Kayakla Atlama:
Kayakla atlama tehlikeli gibi görünmesine rağmen şaşırtıcı olarak düşük bir yaralanma oranına sahiptir. Dünya şampiyonası dışı yarışmalarda %4.3/1000 kayak günü, dünya şampiyonalarında ise 1.2/1000 kayak gündür. Kayakla atlamacılar genellikle genç, iyi antrene olmuş kişilerdir ve buna kesin kurallar da eklenince risk azalmaktadır. Atlamadaki hatalara bağlı olarak kayakçı uzun veya kısa düşerse yaralanmalar ortaya çıkmaktadır. Atlama yaralanmalarının %10’u düşmeye bağlı iç organ yaralanmasıdır. En sık görülen yaralanmalar ise kontüzyonlar, cilt abrazyonları ve dislokasyonlardır ve en sık omuzda görülür. Kırıklar yaralanmaların %15’ini oluşturur ve üst ekstremitede sıktır.
 
Kızak Yaralanmaları:
Genellikle yaralanma açısından iyi sayılabilen, çocuk ve erişkinler için boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları bir spordur. Genç kişiler yaralanmaya daha açıktır. Boş zamanları değerlendirmede kullanılan ve kızak sporunda kullanılan kızaklar çok değişiktir. Güneşli günlerin arkasından gelen soğuk gece sonrası oluşan buzlanma, olayı tehlikeli hale getirebilir. Sık görülen yaralanmalar laserasyonlar ve kontüzyonlardır. Kızağı kullanma pozisyonuna bağlı olarak, yüz üstü kullanmada kafa ve boyun travmaları, oturarak kaymalarda alt ekstremite yaralanmaları sıktır. Ciddi yaralanmalar %21 oranında görülür ve bunlar abdominal ve hiperfleksiyon tipi vertebra yaralanmaları şeklindedir. İkili ve dörtlü kızaklar eğer direksiyonlu iseler yaralanma oranları daha azdır ve kask kullanımı korumada önemlidir.
 
Sonuç olarak kış yaralanmalarında korunmada dikkat edilmesi gerekenler; güneş gözlüğü veya kayak gözlüğü takmak, şartlara uygun giyinmek, kayak yapma sırasında alkol kullanmamak, başlamadan önce iyi ısınmak, zor pistlerden ısındıktan sonra kaymak, kişisel sınırları zorlamamak, kask kullanmak ve günün sonunda son bir kez daha kayarken dikkat etmek veya kaymamaktır. Ancak bu konulara dikkat edilerek daha güvenli ve eğlenceli bir şekilde zaman geçirilebilir. 
Kaynak: Haber Kaynağı
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21