• BIST 9900.25
  • Altın 2874.384
  • Dolar 34.0921
  • Euro 38.0411
  • İzmir 36 °C
  • İstanbul 28 °C
  • Antalya 32 °C
  • Ankara 31 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Temmuz 2024 65'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Temmuz 2024 65'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 

KADINSAN ACITACAKLAR

KADINSAN ACITACAKLAR
Senarist- Yazar İlknur Bektaş'ın, “Saçları Süpürge Bedeni Sömürge” isimli kitabı Bilge Karınca Yayınevi'nden çıktı

TURİZMİN SESİ


Bu kitabı tüm kadınlar ve kadınını seven tüm erkekler mutlaka okumalı diyerek vurgulayan Senarist- Yazar İlknur Bektaş, “Toplumumuzda, kadının 'Saçları Süpürge Bedeni Sömürgedir', sebebi ise oldukça açık ve net, çünkü Kadınsan Acıtacaklar…” diyor. Kitabın, kadın ve yaşadığı sorunlarına ilişkin toplumun bir fotoğrafı olduğunu anlatan İlknur Bektaş, “Çabam, kadına baskı yapan bir toplumun kadınlarından biri olarak, gözlemlerimi yansıtmak… Bu benim için çok önemli, hayallerimi süsleyen bir olay. Yazdığım kitap; dayak, eziyet, kuma, baskı, töre, gelenekler, aile içi şiddet gibi birçok başlığa büyüteç tutuyor” diye anlatıyor.

Gitmenin de, kalmanın da, direnmenin de bir bedeli var
Saçları Süpürge Bedeni Sömürge 192 sayfalık kadın öykülerinden oluşan bir kitap. Bu kitapta yazar İlknur Bektaş kaleminin edebi yönünün yanında kadına gösterilen olumsuz tavır ve davranışları bir kadının tüm duyarlılıklarına mercek tutarak okurlarıyla paylaştı.
İlknur Bektaş daha önceleri Gazetecilik, Senaristlik, Yönetmenlik, Tiyatro Oyun - Reklam Metin Yazarlığı, deneyimleri ile ödüllü bir yazar, yönetmen.
Yazar kitabında kahramanlarının ardı arkası kesilmeyen kadınsı uçurumlarla karşı karşıya kalmalarının üzerinde duruyor. Kadınların eğrisi doğrusu ile verdiği kararların hepsinde bir baskı ve zorlanmaya maruz kaldığının ciddiyetle altını çiziyor. Öykülerindeki her kadın içimizden biri, yaşanılan baskıları, iç sarsıntılarını, gerilimi, satır satır hissetmemizi sağlıyor.

Zorbalığın en temiz kadını bile nasıl kirlettiğini, gelenek, görenek ve törenin yaşamla ölüm arasında bazen bir çizgi olduğunu sarsıcı bir dille anlatıyor. Gitmenin de, kalmanın da, direnmenin de bir bedeli vardır. Her kadın bulunduğu ortamda bu tercihlerden birini mutlaka yapar. İlknur Bektaş kitabında kadınlar için bu seçimlerin kolay olmadığını okurlarına ruhun ve bedenin derinliklerine kadar yaşatarak hissettiriyor.

Dünyada verilmesi gereken tek savaş yaşamdır
Kitabı okudukça sizde onunla aynı sancıyı çekiyorsunuz. Yan dairenizde duyduğunuz çığlığa, gürültüye daha bir kulak kabartıyorsunuz. Her kadının kendine ait bir sırrı var, sevse de sevmese de o sırrını saklar. Bazıları paylaşır çözüm arar, bazıları ölü bedenlerde yaşayan kadınlar olarak kaderine razı olur, susar. Dünyada verilmesi gereken tek savaş yaşamdır ve o yaşamı kadın esirlikle sürdürmemek için direnmek zorunda. Kitap sadece ülkemizde yaşayan kadınların gizli gerçeklerine ışık tutmakla kalmayıp, bulunduğumuz coğrafyanın tüm kadınlarının konumunun da resmini çizmekte.

Kitaptaki birbirinden bağımsız öykülerde gerçekten seven bir kadının sadakatini, aşkını, direncini, aldatıldığını fark ettiğinde, terk edildiğinde yıkılışını, ayakta kalma savaşını, anne olmanın verdiği sorumluluğu, eğitimi olsun olmasın kadının içgüdüsel tavır ve davranışlarını ve her adımını aslında aşka attığını tüm çıplaklığı ile görüyoruz.
Öyküler etkileyici, beklenmedik, sarsıcı, okurların kanını donduracak kadar gerçek.

Bilge Karınca Yayınevi'nden çıkan 'Saçları Süpürge Bedeni Sömürge' konulu kitabın

Arka kapak yazı
*Bu öykü kitabını yazmaktaki amacım kadına karşı dayatma ve baskıların gerçek olan birkaçını örnek vererek aslında tür ve çeşidinin binlere milyonlara vardığının altını çizmekti.
*Kadına şiddet çemberi oldukça içerikli, şiddet, duygusal, fiziksel, maddi, psikolojik, zorlama, tehdit, gözdağı, tecrit etmek, aşağılamak, çocuklarla korkutmak, cinsel baskı...
*Zorlama ve tehdit; bir şey yapmaya zorlamak için yaralama ile tehdit, bazen sevdikleri, ailesi ve çocukları vb gibi...
*Gözdağı vermek; bakışlarla, bazen eşyaları fırlatmak, kırıp dökmek, silah, bıçak kesici yaralayıcı aletlerle hafif darp...
*Ekonomik şiddet; kadına para vermemek, iş bulmasına engel olmak, parasına el koymak, kendisinden para istenmesi için sorun çıkartmak vb
*Tecrit etmek; okuduğu kitap, sevdiği film, görüştüğü arkadaş, ailesi, sevdiği kim ve ne varsa onlardan alıkoymak (devamı sonsuz) bunu yaparken, kıskandığını söyleyerek, kendisinin haklı olduğu baskısını kurar ve suçluluk duygusu duyulmasını sağlar…
*Çünkü eğer KADINSAN ACITACAKLAR... İlknur BEKTAŞ

SAÇLARI SÜPÜRGE BEDENİ SÖMÜRGE
İçindekiler:
**Saçları Süpürge Bedeni Sömürge: Doğunun terör belasından tüm ailesini İstanbul'a taşıyarak kurtardı. Ya da öyle sandı, büyük şehir tüm çocuklarını ve kendisini başka, başka kurşunlarla vurdu. İşsizlik, parasızlık, eğitimsizlik, namus ve ihanet, kocası onu ilk terk edendi, Adam az biraz parayı buldu ve önce eşini sonra evini yani çocuklarını terk etti. Sebahat mücadeleci bir kadındı fakat şehir ondan daha güçlüydü çocuklarına göz dikmiş duran şehirle mücadele ediyordu ama bu hiç kolay değildi…

**Gidişinin Bir Adı Yok Ey Sevgili: Yaşlılar yurdunda, ömrünü kendisi ile birkaç kere görüşüp evlilik kararı aldığı büyük aşkını bekleyerek geçiren Flora'nın büyük aşkını yaşıyoruz...

**Suçlu Kim: Genç yaşta annesi dul kalmıştı ve çocuklarını okutmak ve büyütmekle mücadele eden annesi, gece gündüz dikiş dikiyordu. Çocuklarına sıcak bir çorba içirebilmek için bir de hayatla mücadelesi vardı. Annesi bir gün aniden zengin bir tüccarla evlendi. Küçük kız (Hacer) için işte o zaman hayatla mücadele başlamıştı. Üvey baba eziyeti ve onun şerrinden kaçmak için erken yaşta yapılan evlilik ve hatalar zinciri...

**Boy Aynası: Ailesinin neden kendisine bu kadar zulüm ettiğini anlamıyordu. Annesi ve babası bir kere bile kendisini sevmemişti. Ağabeylerin hakaret ve baskılarına anlam veremiyordu, hem zaten anlamını aramaktan vazgeçmişti. Telefonu bile açtığı anda, olay çıkarıp bağırıp çağırıyor hakaretler ediyorlardı. Sürekli temizlik, yemek ve hizmet etmekle öyle meşguldü ki diğer yaşıtları gibi okula bile gidememişti, okuma yazması yoktu. 15- 16 yaşına geldiğinde annesi, ona köyde iyi başlık verecek birilerini çoktan aramaya başlamıştı, yaşının evlenmiş boşanmış veya kuma olmasının da önemi yoktu, tek geçerli olan iyi bir başlık verilmesi idi. Bir gün ağabeylerine, İstanbul'dan iş teklifi geldi. Bu iş kaçırılmaz bir fırsattı. Gittiler. Gittikten kısa bir süre sonra önemli bir yazarın arkadaşının annesine hasta bakıcı gerekli oldu. Kızlarına bu durumu açıklama gereği duymayan aile, İstanbul'a iş için git, kendini sevdir, maaşını düzenli olarak bize yolla diye talimat verdiler. Gönderdikleri eve geldiğinde, Nazirenin beklemediği bir mucize oldu, bakmaya geldiği hasta bir kadındı. Hem de eğitim gönüllüsü bir kadın. Nazire'ye kendisini tanıma geliştirme şansı verdi. Fakat unuttukları bir şey vardı, ailenin sakladığı sırları ve beklentileri...

Senarist Yazar
İlknur Bektaş
İletişim bilgileri : 0532 739 82 72
ilknurbektas@yahoo.com
[email protected]

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21