• BIST 9355.86
  • Altın 2837.382
  • Dolar 34.4229
  • Euro 36.2785
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

İstanbul Kan Kaybediyor

İstanbul Kan Kaybediyor
Taksim çevresinde dilenen Suriyeli mültecilerin rahatsız edici davranışları yüzünden, Türkiye’ye gönderecekleri gruplarının Taksim-Elmadağ-Talimhane bölgelerinden başka bölgelere yerleştirilmesi talepleri söyleniyor
TURİZMİN SESİ-DR. Cüneyt MENGÜ 

Kısa bir süre önce iş amaçlı olarak bazı körfez ülkelerine yaptığım ziyaret sırasında ilk defa bazı tur operatörlerinden, Taksim çevresinde dilenen Suriyeli mültecilerin rahatsız edici davranışları yüzünden, Türkiye’ye gönderecekleri gruplarının Taksim-Elmadağ-Talimhane bölgelerinden başka bölgelere yerleştirilmesi taleplerini çok üzülerek duydum.Bilindiği gibi Türkiye,  insani yönden görevini yerine getirmek amacıyla Suriyeli sığınmacılar konusunda hiçbir Arap ülkesinin yapmaya cesaret bile edemediği desteği vermiş ve vermekte de devam etmektedir. Elbette Ankara bu kararı alırken mültecilerin şehirlerin ya da şehir ana arterlerinin ortalarında değil de kamplara yerleştirilmesi gerektiği hususunu dikkate almış olmalıdırlar. Ancak özellikle İstanbul’un önemli arterlerindeki Suriyeli mültecilerin problemlerinin giderek artması ve bunların insanları rahatsız edici davranışları, hatta trafikte seyir halindeki araçların araba camlarını zorlayarak ve hakaret içeren sözler sarf etmeleri sosyolojik boyutu olan bir sorun haline dönmüştür. Geçtiğimiz günlerde TUROB’un yetkili bir kişisi ile yaptığım görüşme esnasında Suriyeli mültecilerin durumları hakkında girişimlerinin devam ettiğini belirterek önümüzdeki günlerde resmi ve sivil kurumlar ile çeşitli sivil toplum örgütleri ile yapılacak toplantıya şahsımı da davet etmiştir. Bu konuda TURSAB’ın da girişimlerinin olduğunu ummaktayız. Zira İstanbul Türk turizminin markası, lokomotifi ve incisidir.

suriyeli-multeciler-turizme-zarar-veriyor.2.jpg
 
Bilindiği gibi uluslar arası turizm hareketleri ile doğru bir artış trendi sahibi olan ülkemizin son on yıllık dönemde dünya turizm iş bölümünde mukayeseli bir üstünlüğe sahip olması ve bu konuda her geçen gün artış göstermesi ise sevindiricidir. Bu gelişim trendi içinde Türkiye’nin uluslar arası turizm endüstrisinde yıllar itibarıyla dünya sıralaması içinde 2004’de 16. Sırada iken giderek artan büyüme sonucunda 2011’den itibaren günümüze kadar 6. sırada yer almaktadır.İstanbul’a gelince; 2004 yılında yaklaşık 3,5 milyon turist ağırlayan İstanbul, her sene ciddi artışlar kaydederek 2014 yılında bu rakam 12 milyona ulaşmıştır. Türkiye’nin 2023 turizm hedefi olan 70 milyon civarında turistin gelmesi varsayıldığında, İstanbul’un bu sayı içerisindeki payının neredeyse 20 milyon turiste ulaşacağını değerlendirmekteyiz. Bu da ancak ve ancak 3. Havaalanının devreye girmesi ve sorunların çözümlenmesiyle mümkün olabilir.
 
Konu açılmışken mülteci sıkıntıları yanında İstanbul’un trafik sorununu çözmek amacıyla uzun vadeli projeler devam etmekte olduğunu görmekteyiz. Ancak geçici olarak acil tedbirlerin alınması elzemdir. Burada bir örnek vermek gerekirse; şirketimiz müşterilerinden birisinin Atatürk Havaalanından kalkacak uçağının hareketinden 4 saat öncesinde Taksim’den hareket etmesine rağmen uçağını kaçırması durumun vahametini ortaya koymaktadır. Sabiha Gökçen havaalanını ise hiç söylemiyorum. Alınacak tedbirler arasında bir gün tek, bir gün de çift plakalı özel araçların trafiğe çıkmaları, belirli saat aralıklarında tek kişinin araç kullanmasına izin verilmemesi, ücretli tercihli yolların inşa edilmesi gibi öneriler uygulamaya geçirilebilir. 
 
Diğer bir önemli husus ise; konaklama kapasitelerinin arz talep dengesine göre planlanması ve yapılması elzemdir. Aksi takdirde arzu eden herkes istediği gibi otel ve apartlar inşa ederek faaliyete geçireceklerdir. Yol güzergahımın üzerinde bulunan İstanbul’un Dolapdere bölgesinde inşa edilen ve edilmekte olan otel veya apartların trafiği de ne hale getireceği düşünülmüyor mu?
 
Diğer yandan kaçak ve korsan faaliyet gösteren seyahat acentelerin durumlarında bir değişikliğin olmadığını görmekteyiz. Bu meyanda TURSAB, kaçak ve korsan faaliyet gösteren kişiler için turizm faaliyetlerinden MEN yasasını çıkarttırmak için girişimde bulunamaz mı?Türk Hava Yolları’nın dünyada en fazla noktalara uçuş yapması elbette gurur vericidir. Ancak yıllardır üzerinde durduğum İstanbul’un HUB noktası olarak transit amacıyla kullanılması ile ilgili olarak İstanbul için kısmi denge sağlanmamaktadır. Diğer bir ifade ile en azından satışların % 30’u sadece İstanbul olamaz mı? 
 
İstanbul’daki turlarda denetimler gayet başarılı bir şekilde icra edilmektedir. İlgilileri kutlarım. Bu tür uygulamalar kaçak ve korsan olarak yapılan turizm faaliyetlerinin önlenmesi için ciddi bir adımdır. Ancak gerçek seyahat acentelerine esneklik ve kolaylık sağlanarak hizmet standartlarının geliştirilmesine katkıda bulunulabilir. Öte yandan A ve D belgeli seyahat acentesinin VIP lüks binek araç kullanamaması da dünyada bir benzeri olmayan uygulamadır, acaba bu uygulama da düzeltilemez mi? [email protected] 
 
Kaynak: Haber Kaynağı
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21