TURİZMİN SESİ
Geçen nisan ayından beri ülkesi İsviçre'den Kudüs'e doğru yürüyen Patrik Keller (26), 160 günün sonunda Adapazarı'na geldi. Keller, balık çiftliğindeki işini kaybettikten sonra, evde kendi kendine düşündüğünü ve "Kaybedecek bir şeyim yok" diyerek Kudüs'e yürümeye karar verdiğini söyledi. 160 günden beri yollarda olduğunu ifade eden Keller, kasım ayında Kudüs'e varacağına inandığını belirterek, şöyle konuştu: "İşimi kaybettikten sonra, Kudüs'e doğru yürümeye karar verdim. Hatay'a kadar yürüyeceğim yolculuğun sonunda Kudüs'e ulaşacağım. Tam olarak kaç gün daha süreceğini bilmiyorum.
Bu yolculuk benim için çok ilginç. Böylelikle Türkiye'yi ve yolumun üzerindeki her yeri görebiliyorum. Tarihi mekanları da görebiliyorum. Çadırım var, geceleri çadırda kalıyorum. Benim için çadırı kurmak zor olmuyor. Özgür olmak çok güzel. Yol boyunca hiçbir problem yaşamadım. İstanbul'dan beri geliyorum. Türkiye'de kaç günden beri yürüdüğümü tam olarak bilmiyorum. 15 veya 20 gün olsa gerek. Benim için Kudüs'ü ziyaret etmek çok önemli değil, benim için önemli olan yolu yürümek. Bu yolu yürümek benim esas amacım."
İsviçre'den İstanbul'a kadar 2 bin 200 kilometre mesafe olmasına karşın, Romanya üzerinden geldiği için 2 bin 500 kilometre yol yaptığını kaydeden Keller, "Kudüs'e gitmek için bin 500 kilometre daha yürümem gerekiyor. Dönüşte yürümeyeceğim, uçakla döneceğim" dedi.
Kudüs'te fazla kalmayacağını dile getiren Keller, "2 gün kadar kalırım. Bu yürüyüş, Hac amacı da taşıyor ama benim için asıl önemli olan bu değil. İnsanların nasıl yaşadıklarını görüyorum. Türkler gerçekten çok iyiler. Beni sürekli evlerine çağırıyorlar ve yiyecek veriyorlar. Evlerinde dinlenmemi sağlıyorlar. Türkiye ve Türkler hakkında çok heyecanlıyım, gerçekten sıcak kanlı insanlar. Yolculuğumun tümünü yürüyerek geçiriyorum" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.