• BIST 9639.77
  • Altın 2948.428
  • Dolar 34.6482
  • Euro 36.4157
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

İNTERNET VERGİSİ DÜŞÜRÜLÜYOR

İNTERNET VERGİSİ DÜŞÜRÜLÜYOR
Bakanlar Kurulunun bugünku toplantısında 3 kanun tasarısının ele alındı

TURİZMİN SESİ


Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, son günlerde sosyal tarafların da Kısa Çalışma Ödeneği üzerinde vurgu yaptığını anımsatarak, "Bu konuyu bugün prensip itibariyle kararlaştırmış oluyoruz, bu ödeneğin kullanılmasıyla ilgili" dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı a çıklamada, edebiyatçı Orhan Duru ve çığ felaketinde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Bakanlar Kurulunun bugünku toplantısında 3 kanun tasarısının ele alındığını anlatan Çiçek, bunlardan bir tanesinin Bankacılık Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun tasarısı olduğunu söyledi. Çiçek, uzun bir zamandan beri bu sektörle ilgisi olan tarafların ve sektörün kendisinin kanunda yapılması gereken değişikliklerle ilgili bazı talepleri bulunduğunu belirtti. Kanundaki değişikliğin müzakerelerin sonucunda ortaya çıktığını kaydeden Çiç ek, "Düzenlemenin maksadı evvela bürokratik süreçlerin kısaltılması ve maliyetin azaltılması.

Bankaların faaliyetlerine ilişkin bazı sınırlamaların BDDK'nı n etkin gözetim ve denetim yapmasına engel olmayacak şekilde kaldırılması. Dolayısıyla bankalara daha serbest hareket etme imkanı geliyor. Gelişen şartlara göre yeni önlemlerin alınmasına ve finansal piyasaların gelişmesine imkan sağlanması olarak bu kanunun amacının ifade edilebilir" diye konuştu. Bunların büyük ölçüde teknik konular olduğunu vurgulayan Ç içek, kanunda "finansal holding şirketlerin tanımı" şeklinde madde bulunduğunu anımsattı. Bu kavramın AB standartları çerçevesinde yeni baştan ele alındığını ifade eden Ç içek, finans holdingleşmesinin bir çatı altında toplanabileceğini söyledi.

Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlardan hüküm giyenlerin banka kurucuları arasında yer alamayacağını belirten Çiçek, bunun bir kısıtlama olduğunu kaydetti. Bu kanunla Türkiye'de banka kurulması sürecinde mütekabiliyet konusunun da düzenlendiğini anlatan Çiçek, şöyle devam etti:"Bankacılık hizmetleriyle ilgili destek hizmetleri hariç BDDK'dan izin süreci yeniden düzenleniyor. Yani her konuda BDDK'dan izin almak yerine, belli ana konularla ilgili kanunda belirtilen konularla ilgili izin alınabilecektir. Böylece bankaların daha rahat hareket etme, karar verme imkanı ortaya çıkmaktadır.

Kalkınma ve yatırım bankalarının sağladıkları fonlara ilişkin düzenlemeler var. Bugün yatırım bankaları bu fonlardan istifade edemiyor. Sadece kendi kaynaklarından müşterisine imkan sağlıyor. Dolayısıyla müşterisini imkanlarında bir fon şeklinde değerlendirme imkanı olacaktır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hususlar var. Bu ve benzeri pek çok konuyu ayrıntılı bir şekilde düzenliyor bu kanun tasarısı." Çiçek, ikinci kanun tasarısının Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı olduğunu belirtti. Vergi mevzuatında zaman zaman değişiklikler yapıldığını anımsatan Çiçek, özellikle gelir vergisiyle ilgili olarak geçmişte birçok düzenleme yapıldığını söyledi. Çi çek, bunların amacının ekonomide rekabet gücünün artırılmasını sağlama, serbest piyasa ekonomisine uyumu temin etmek, istihdamı teşvik etmek ve vergiyi tabana yaymak, kayıt dışılığı ortadan kaldırmak gibi çağdaş, modern vergi sistemlerinde öngörülen hususları da Türkiye'nin yakalaması olduğunu belirtti.

Vergi sistemine yönelik yapılan düzenlemelerin bir kısmının iç inden geçilmekte olan ekonomik sıkıntılar açısından da önem arz ettiğine işaret eden Çiçek, şunları kaydetti: "Kısa çalışma ödeneği diye son günlerde sosyal tarafların da üzerinde vurgu yaptığı bir konu var. Bu konuyu bugün prensip itibariyle kararlaşırmış oluyoruz, bu ödeneğin kullanılmasıyla ilgili. Bunun içeriği nelerden ibaret olacak? Bunu sosyal taraflarla son çarşamba günü bir toplantı daha yapılacak, bir kısım ayrıntıları da yarın Sayın Başbakan açıklayabilir ama prensip itibariyle kısa çalışma ödeneğini gündeme getirmiş oluyoruz. Bunun amacı çalışan kişilerin iş akitlerinin feshedilmemesi.

Yani mümkün olduğu kadar bu kriz sebebiyle çalışan insanların işsiz kalmamasını temin bakımından bu ödeneğin kullanılmas ına imkan tanıyan bir kararı prensipte almış oluyoruz. İkincisi, çeklerle ilgili düzenleme. Maalesef 'iradem dışında çek elimden çıktı' tarzında bir kısım konuyu suistimal eden, kötüye kullanan insanlar var. Dolayısıyla çeklerle ilgili bir düzenleme de bu kanun çerçevesinde gündeme gelebilecek ve kısa sürede bir yasal düzenlemeye kavuşmuş olacak. Üçüncü olarak bu kanunla beyannamelerin denkleşmesi dediğimiz bir hedefi gerçekleştirmiş olacağız. Vergi dairelerine verilen muhtasar beyanname ile sosyal güvenlik kurumlarına verilen sigorta bildirgelerinin birleştirilerek tek bir beyanname şeklinde verilmesi arzu ediliyor. Dolayısıyla bu önemli bir kolaylığı getirmiş olacak. Ayrıca ülke kalkınması, istihdam ve mili gelire önemli katkılarda bulunacak. Büyük ölçekli yatırımların gerçekleştirilmesine imkan sağlayacak düzenlemeler bu kanunda yer alacak. e-devlet ve e-ticaret uygulamalarının yaygınlaştırılması ve işlemlerin elektronik ortamda yapılmasını kolaylaştırmak üzere internet iletişiminden alınan özel iletişim vergi oranı indirilmektedir."

Gerek yerli gerekse yabancı kurumsal yatırımcılar bakımından uygulamada ortaya çıkan tereddütler bulunduğunu vurgulayan Çiçek, bunların ortadan kaldırıldığını belirtti. Çiçek, ekonomik ömrünü tamamlayarak veya çeşitli nedenlerle motorlu taşıt olma vasfını yitiren, hurda haline gelen, çalışma imkanı bulunmayan karayolları ve trafik düzenine zarar veren eski model motorlu kara taşıtlarının tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin de bu kanunla yeni bir yasal dayanağa kavuşacağını söyledi. Toplantıda, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının bir kısım borç ve alacakların düzenlemesine ilişkin kanun tasarısının da gündeme geldiğini anlatan Çiçek, şunları söyledi: "Bu kanunun amacı enerji alanında faaliyet gösteren bazı kamu kurum ve kuruluşlarının mali yapılarını güçlendirmek üzere bir kısım borç ve alacaklarının takas veya mahsubu suretiyle tasfiye edilmesine ilişkin düzenlemelerdir. Bu kapsama hangi kuruluşlar giriyor?

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu, Türkiye Taş Kömürü Kurumu, Botaş, Elektrik Üretimi A.Ş, Türkiye Elektrik Üretim A.Ş, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş'yi kapsıyor. Bunların birbirlerinden alacakları var. Karşılıklı alacak, borç ilişkileri var. Bunun bir düzene kavuşturulmasında fayda var. Kendi iç bünyelerinin kuvvetlendirilmesi, hesaplarının daha rasyonel olabilmesi bakımından."
Çiçek, "Türkiye'nin karşı olduğu konunun, İsrail Hükümetinin politikaları olduğunu" belirterek, "Ne İsrail halkıyla ne Musevi kökenli insanlarla ne de Türkiye'de en az benim kadar, en az sizler kadar bu ülkenin aziz ve saygıdeğer Musevi kökenli vatandaşlarımızla bir alakası vardır" dedi.Toplantıda Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hem de kendisinin yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi verdiğini belirtti. Yeni süreçte en başta muhalefet partileri olmak üzere bütün sivil toplum kuruluşlarının daha aktif desteğini beklediklerini ifade eden Çiçek, 2009 yılının, ilan edilen Ulusal Program çerçevesinde taahhütlerinin eksiksiz, duraksamadan yerine getirilmesi bakımından önem arz ettiğini vurguladı. Bunun için daha yoğun bir çalışma yapmaları gerektiğine dikkati çeken Çiçek, TBMM'ye sevk edilen 30'a yakın yasa bulunduğunu, ancak, Meclis'in çalışma düzeni hesaba katıldığında bunların kısa sürede yasalaşamayacağını kaydetti.

"Muhalefet partilerinin de bu konudaki düşünceleri, telkinleri, destekleri için bir ziyaret serisi" başlatıldığını anımsatan Çiçek, MHP'ye yapılan ziyaretin olumlu olduğunu, önümüzdeki günlerde diğer partilerin de ziyaret edileceğini bildirdi. Çiçek, şunları söyledi: "Ancak tekrar tekrar ifade etmeliyim ki bu iki taraflı işleyen bir süreçtir. 'Bu süreçte yavaşlama var, duraksama var' tarzında zaman zaman değerlendirmeler yapılıyor. Sonuçtan bakarak belki bu değerlendirmeler yapılıyor, ama ayr ıntıya girdiğimizde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak bizim kararlılığımız ve gayretlerimizde bir noksanlık yok, aksama söz konusu değil, ama buna rağmen bu sürecin daha hızlı gidebilmesi noktasında AB'nin de belli bir çabanın içine girmesi lazım.

Çünkü bu 33 başlıktan 8'i Kıbr ıs'tan dolayı, 5'i Fransa'dan dolayı bloke edilmiş vaziyette. 10 tanesiyle ilgili zaten açılış yapıldı, geriye çok az sayıda müzakere edilebilecek başlık kalıyor. Bunlaran 10'uyla ilgili tarama raporu sonuçları Türkiye'ye ulaşmadı. Bunlar dikkate alındığında eğer bir yavaşlama varsa konuyu tespit anlamında bunu ifade etmeye çalışıyorum, ama hem Türk kamuoyu hem AB açısından üzerimize düşen çabayı gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Buna karşılık da başkaca desteklere de ihtiyacımız var. Geçmişte de bu süreçle ilgili olarak muhalefet partisi olarak CHP'nin çok önemli katkıları olmuştu. Bu dönemde de tüm partilerimizin bu katk ıyı vereceğine inanıyoruz."

Çiçek, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Filistin-İsrail ihtilafıyla ilgili, 27 AB üyesi ülkenin yanı sıra Mısır, Norveç, Türkiye, Filistin ve Ürdün olmak üzere 32 ülkenin dışişleri bakanlarının yer alacağı toplantıya katılacağını hatırlattı. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının bilançosunu açıklayan Çiçek, böylelikle Türkiye'nin neden bu konuda çaba, gayret içinde olduğunun daha iyi anlaşılacağını ifade etti. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, şu ana kadar bin 300'ün üzerinde Filistinli'nin yaşamını kaybettiğinin tahmin edildiğini söyleyen Çiçek, enkaz altında kaç kişi olduğunun bilinmediğini, enkazlar kaldırıldıkça ölü sayısının artabileceğini kaydetti.
,
Bölgede 5 binden fazla yaralı olduğunu, 4 bin binanın tahrip edildiğini, 20 bin binanın hasar gördüğünü, saldırılar sonucu 50 bin 800 kişinin evsiz kaldığını anlatan Çiçek, yaklaşık 1.9 milyar dolarlık maddi hasar meydana geldiğini belirtti. Saldırılarda 5 Birleşmiş Milletler Yardım Ajansı çalışanının hayatını kaybettiğini, ajansın kullandığı 53 binanın yıkılıp hasar gördüğünü dile getiren Çiçek, bunların 37'sinin okul binası olduğunu vurguladı.

Çiçek, BM kaynaklarına göre hayatını kaybeden Filistinlilerin en az yüzde 25'inin, bir başka veriye göre ise en az yüzde 42'sinin kadın ve çocuk olduğunun belirtildiğini aktardı. Cemil Çiçek, "Türkiye daha işin başında, bu dram bu boyutlarda ortaya çıkmadan evvel bir taraftan ateşkesin sağlanabilmesi, öbür taraftan da izole edilmiş, tecrit edilmiş Gazze'de yaşayan insanlara insani yardımların ulaştırılabilmesi bakımından insani bir çaba, gayretin içinde olmuştur. Türkiye'nin baştan beri çabaları "Türkiye'nin başından beri bölgede kalıcı bir barışın ve ateşkesin sağlanabilmesi için üzerine sorumluluk düştüğü kanaatiyle bir gayretin içerisine girdiğini" söyleyen Çiçek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümet'in çabalarının bu çerçevede değerlendirilmesini istedi. Çiçek, şöyle konuştu:

"Ancak konuşmaları, yapılan çabaları farklı şekilde değerlendirenler olmuştur. Açıkça ifade etmek istiyoruz ki Türkiye'nin karşı olduğu husus, İsrail Hükümetinin politikalarıdır. Bunun altını çiziyorum. Bizim karşı olduğ umuz husus uygulanan politikalarla ilgilidir. Nitekim bu uygulanan politikaların ne denli insani dram yaşattığını, hayatını kaybeden çocukları, kadınların feryadını, ailelerin çektiği ıstırapları tüm dünya gündeme getirmiştir. Böyle bir insanlık dramı karşısında, Türkiye bu politikalara karşıdır, ne İsrail halkıyla ne Musevi kökenli insanlarla ne de Türkiye'de en az benim kadar, en az sizler kadar bu ülkenin aziz ve saygıdeğer Musevi kökenli vatandaşlarımızla bir alakası vardır. Kimse konuyu şu veya bu istikamette çarpıtmamalıdır.

Bunu hepimiz biliyoruz, şahsen bilirim ki aramızdaki hukuk sebebiyle bu ülkenin kalkınmasında, bu ülkenin belli başarıları elde etmesinde bu insanların da en az bizler kadar katkısı, çabası ve gayreti olmuştur. Mesela bir Jak Kamhi'yi buradan saygıyla anıyorum. Çünkü bir çok çabayı, gayreti belli ilişkilerin geliştirilmesi bakımından birlikte göstermişizdir. Son derece vatanseverce çabaların, gayretlerin içerisinde olmuştur. Bir İshak Alaton, bir rahmetli Üzeyir Garih uzun yıllar Musevi cemaatinin başkanlığını yapmış olan Bensiyon Pinto dahil olmak üzere, bunlar benim bildiklerim, bu listeyi uzatabiliriz.

Bunların hepsi Türkiye'nin kalkınması açısından, Türkiye'nin yararına olan her işin önünde, içinde ve arkasında olmuşlardır. Dolayısıyla bu insanlar bu ülkenin aziz vatandaşlarıdır. Kimsenin konuyu başka türlü değerlendirmesi ne doğrudur ne de haklıdır. Onun için Türkiye'nin politikası, doğrudan doğruya uygulanan politikalara karşı olmaktır. Bunu biz söylüyor değiliz. Nitekim Musevi asıllı pek çok yazar, bu konuda düşüncesi olanlar da uygulanan politikaların yanlışlığını zaman zaman dile getirmişlerdir. Bu ülkede yaşayan vatandaşlarımızın hepsi aynı haklara, aynı imkanlara sahiptir ve güvenlikleri de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin teminatı ve güvencesi altındadır."

Çiçek, Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir K ısım Borç ve Alacakların Düzenlemesine İlişkin Kanun Tasarısı ile getirilen düzenlemenin, mahalli idareler ve belediyelerle bir alakasının bulunmadığını bildirdi. Bir gazetecinin, "Enerji kitlerinin ne kadar borç ve alacaklarından bahsediyoruz. Rakam verebilir misiniz?" sorusunu yanıtlarken Çiçek, şöyle konuştu: "Hayır o rakamlara boğmak istemem, neticede kanun yasalaşana kadar bu rakamlar devamlı değişebilir ama geçmişte de zaman zaman devlet kurumları arasında bir alacak borç ilişkisi olduğu zaman bu tip yasalar çıkar. İsimlerini okuduğum kuruluşların birbirlerinden alacakları var. Bu alacaklar zamanında ödenmediğinde bu borçlar başka türlü finanse edilmektedir. Bunun da o kuruluş açısından ilave yük getirdiğini biliyoruz. O nedenle böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var. Rakamlar değişebilir, onları konuşmadık."

"IMF ile görüşmeler hakkında sunum yapıldı mı, yeni anlaşma ne zaman?" sorusuna, Çiçek, "IMF konusunu bugün görüşmedik. Bu müzakereler bildiğim kadarıyla devam ediyor. Bu tip müzakerelerde kesin sonuç almadan yapılacak açıklamalar da müzakerelerin sağlığı, sıhhati açısından sakıncalı oluyor" karşılığını verdi. Cemil Çiçek, "İnternetten alınan özel iletişim vergisinin indirilmesi söz konusu. Bu kaça indirilecek? Bu konuda bir rakam verebilir misiniz?" sorusunu da "O konuları bugün görüşmedik. Kanunların genel felsefesini ve amaçlarını söylemeye çalıştım" diye yanıtladı. Ekonomik ömrünü tamamlamış araçlara ilişkin düzenlemenin ka ç yıllık araçları kapsayacağı ve nasıl bir indirim uygulanacağına ilişkin soruya, Çiçek, şu karşılığı verdi: "Bunların ayrıntısı kanunda var. Bu her zaman gündeme geliyor. Ekonomik ömrünü doldurmuş, belki garajda, belki hurdalıkta ama kayıttan silinmediği iç in onunla ilgili hiç durmadan vergi veya benzeri yükümlülükler geliyor. Bir süre sonra hem çalışmıyor, hem devreden çıkmış ama buna karşılık da o ki şiyle ilgili bir borç tahakkuk ediyor. Bunların ekonomik ömrü dolduysa, bunlarla ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç var. Bu kanun buna imkan verecek."


Çiçek, "Bir belediyenin de BOTAŞ'a borcu varsa bu düzenlemeyle bunda da mahsuplaşma olacak mı?" sorusunu yanıtlarken, "Hayır, bu tür bir tartışmaya meydan vermemek için kuruluşların isimlerini teker teker okudum. Kimse 'şu oluyor, bu oluyor' tarzında bir yanlış değerlendirmeye girmesin. Dolayısıyla mahalli idarelerle ilgili burada bir düzenleme kesinlikle yok" diye konuştu.
BOTAŞ'ın belediyelerden alacaklarının yarattığı sıkıntı nın nasıl aşılacağı yönündeki bir soruya da Çiçek, "Bunu genellemek yanlış. 'Her belediyenin BOTAŞ'a borcu vardır' diye bir genelleme yapmayın. 60'tan fazla ilde doğalgaz verildiğine göre sanki doğalgaz alan tüm belediyelerin borcu varmış gibi bir sonuç çıkar, bu doğru değil. Bazı belediyelerle belki bir alacak borç ilişkisi var. Bu da ihtilaflı olduğu için. O netleştiği takdirde onu alabilir. Bunun yolu da vardır. Onun için bu getirdiğimiz düzenlemenin mahalli idarelerle, belediyelerle bir alakası yok" karşılığını verdi.


Cemil Çiçek, "Kısa çalışma ödeneği zaten var olan bir uygulama. Burada yeni olan nedir?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Bugüne kadar ne kadar uygulandı, ne çapta uygulandı, neleri içine alıyor. Yoksa yeni bir şey icat ediyor değiliz. Zaten yasalarımızda bu tip kavramlar, tedbirler var ama bu tedbirler her zaman uygulanıyor diye de bir husus yok. Yaşanan kriz sebebiyle iş akitleri feshedilmesin diye bunu belki biraz daha geniş çaplı, süresi bakımından daha makul, daha kabul edilebilir ve benzeri bir kısım kriterler açısından sosyal taraflar bunları değerlendirecektir. Belki, Sayın Başbakan yarınki konuşmasında temas edebilir mi? Bilmiyorum ama Çarşamba günü zaten sosyal taraflar bir araya gelecek. Bu imkanın kısa sürede devreye sokulmasını istiyoruz."


Kısa çalışma ödeneğinin sekiz aya çıkarılması yönündeki haberleri anımsatan gazeteciye, Çiçek, şu karşılığı verdi: "Ayrıntıya giremem ben. Ben burada getirilen tedbirlerin felsefesi ve amacını ifade etmeye çalışıyorum, ayrıntısı değil. Nedir amaç? Ekonomik kriz sebebiyle bir kısım zorluklarla karşı karşıya kalan işletmelerde işçi çıkarılmasını önlemek maksadıyla eldeki imkan ölçüsünde yardımcı olmaktır. Felsefesi budur. Bu sekiz ay mı olur, altı ay mı olur, başka bir zaman dilimi mi olur, ben bilemem. Buradan söylesem zaten çarşamba günkü görüşmelere gerek kalmaz. Ortada devletin imkanı belli, beri tarafta da problem belli. Taraflar bir araya gelecek, bir makul nokta neyse bunu değerlendirip ortaya koyacaklardır.

Hükümet olarak bizim karar verdiğimiz husus, bu imkanın olabildiğince bu süreçte kullanılabilmesine imkan sağlamaktır. Meseleyi öyle değerlendirmek lazım." Çiçek, "Ekonomik ömürünü tamamlamış araçlara ili şkin vergi indirimi, sıfır araç satışını özendirmek için kullanılabilir mi?" sorusuna ise şöyle yanıtladı: "Bunlar zaten önemli ölçüde trafiğe çıkamıyor. Trafiğe çıkamadığına göre onu var kabul etmek de zaten bir ölçüde yanlıştır. Garajda ya da bir yerde bekliyor. Kaza yapmış, ömrünü doldurmuş, trafiğe çıkma şansı yok. Onunla ilgili bir kısım işlemler de yürüyor, beraberinde külfet getiriyor. Bunları tasfiye etmek anlamında bir imkandır ama bu beraberinde bir araç alımını da getiriyorsa, o da işin bir başka yönüdür.

Geçimini buradan sağlayanlar eldeki aracı artık kullanılmıyorsa, trafiğe çıkmıyorsa, geçimini de bu yoldan temin ediyorsa, ister istemez bir kısım yeni araçların da alınması söz konusudur. Yeni araç mı olur, ikinci el mi olur, o da artık ilgili mükellefin ya da vatandaşın kendi tercihine bağlıdır."

30 YAŞINI AŞMIŞ HURDA ARAÇLAR TASFİYE EDİLİP, VERGİ BORÇLARI SİLİNECEK
Hükümet, ekonomik krizin Türkiye'deki etkilerini azaltmak için üç önemli yasal düzenleme hazırladı. Ekonominin rekabet gücünü artırmak, serbest piyasa ekonomisiyle uyum, istihdamı teşvik etmek, vergiyi tabana yaymak ve kayıt dışını önlemek amacıyla hazırlanan Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin kanun tasarısı, Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Önemli düzenlemeler öngören tasarı ile şirketlerin, ekonomik krizi gerekçe göstererek işçi çıkarmasını önlemek
amacıyla kısa çalışma ödeneği daha etkin hale getirilecek. Otomotiv sektörünü teşvik için 30 yaşını aşmış araçlar hurdaya ayrılacak ve bu araçlar üzerindeki vergi borçları silinecek.


Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, kurul gündemine ilişkin bilgi verdi. Çiçek, toplantıda Bankacılık Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısının kabul edildiğini açıkladı. Tasarı ile banka kurulması aşamasında bürokratik süreçler kısaltılacak, maliyetler azaltılacak. Bankaların bazı faaliyetleri, BDDK'nın etkin gözetim ve denetim yapmasına engel olmayacak şekilde düzenlenecek ve bankalara daha rahat hareket etme imkanı tanınacak. Finans holdingleşmesi bir çatı altında toplanacak. Terörle mücadele kanun kapsamında hüküm giymiş olanlar banka kurucuları arasında yer alamayacak. Bu şekilde tabela bankacılığına son verilecek.

Türkiye'de banka kurulması sürecinde mütekabiliyet düzenleniyor. Destek hizmetleri hariç BDDK'dan izin süreci yeniden düzenleniyor. Her konuda izin almak yerine, belli ana konularla ilgili izin alınması düzenleniyor. Hükümet Sözcüsü Çiçek, uzunca bir zamandan beri sektörle ilgisi olan tarafların talebi olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Düzenlemenin maksadı bürokratik süreçlerin kısaltılması ve maliyetlerin azaltılması. Bankaların faaliyetlerine ilişkin bazı sınırlamaların BDDK'nın etkin denetim ve gözetim yapmasına engel olmayacak şekilde kaldırılması, dolayısıyla daha serbest hareket etme imkanı geliyor. Gelişen şartlara göre yeni önlemlerin alınmasına imkan sağlanması ve finansal piyasaların gelişmesine imkan sağlanması olarak bu kanunun amacı ifade edilebilir. Bu çerçevede bunlar büyük ölçüde teknik konular.

Finans holding şirketlerinin tanımı diye bir madde var. AB standartları çerçevesinde bu kavram yeni baştan ele alınmakta, finans holdingleşmesi bir çatı altında toplanabilmektedir. Banka kurucularında aranan şartlar arasında terörle mücadele kanun kapsamındaki suçlardan hüküm giymiş olanlar kurucular arasında yer alamayacak. Türkiye'de banka kurma sürecinde mütekabiliyet konusu düzenlenmektedir. Bankacılık işlemleriyle ilgili destek hizmetleri hariç BDDK'dan izin süreci yeniden düzenleniyor. Her konuda BDDK'dan izin
almak yerine belli ana konularla ilgili izin alınabilecek. Bankaların böylece daha rahat hareket etme ve karar verebilme imkanı ortaya çıkmaktadır. Kalkınma ve yatırım bankalarının sağladıkları konulara ilişkin düzenlemeler var. Bugün yatırım bankaları bu konulardan istifade edemiyor, sadece kendi kaynaklardan müşterisine imkan sağlıyor. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hususlar, ayrıntılı olarak düzenliyor."

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ YENİDEN ETKİN HALE GETİRİLİYOR
Çiçek, ekonominin rekabet gücünü artırmak, serbest piyasa ekonomisiyle uyum, istihdamı teşvik etmek, vergiyi tabana yaymak ve kayıt dışını önlemek amacıyla hazırlanan Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin kanun tasarısının Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldığını bildirdi. Tasarı ile yaşanan ekonomik kriz sebebiyle bazı şirketlerin çalışanları işten çıkarmasının önüne geçmek amacıyla yeni düzenlemeler getirilecek. Bu konunun ayrıntıları için Çarşamba günü Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı ile işveren temsilcileri bir araya gelecek. Hükümet Sözcüsü Çiçek, " 'Kısa çalışma ödeneği' diye son günlerde sosyal tarafların da üzerinde vurgu yaptığı konudur.

Bu konuyu bugün prensip itibariyle kararlaştırmış oluyoruz. Bu ödeneğin kullanılmasıyla ilgili. Bunun içeriği ne olacak, ne çerçevede olacak, bunu sosyal taraflarla son Çarşamba günü bir toplantı daha yapılacak. Belki bir kısım ayrıntılarını da belki Başbakan yarın grupta açıklayabilir. Ama prensip olarak kısa çalışma ödeneğini gündeme getirmiş oluyoruz. Bunun amacı çalışan kişilerin iş akdinin feshedilmemesidir, mümkün olduğu kadar kriz sebebiyle çalışan insanların işsiz kalmaması için bu ödeneğin kullanılmasına imkan tanıyan bir kararı prensipte almış bulunuyoruz. Bunun içeriğini de sosyal taraflarla görüşeceğiz" diye konuştu.

ÇEK SUİSTİMALİNE ÖNLEM
Tasarı ile ekonomik krizi bahane ederek, 'İradem dışında çek elimden çıktı' diyerek bu durumu suistimal eden ve kötüye kullananlarla ilgili düzenleme yapılacak. Hükümet Sözcüsü Çiçek, "Maalesef 'İradem dışında çek elimden çıktı' tarzında bir kısım konuyu suistimal eden, kötüye kullananlar var. Çeklerle ilgili düzenleme de bu tasarıyla gündeme gelecek ve yasal düzenlemeye kavuşacak" dedi.

BEYANNAMELER BİRLEŞTİRİLİYOR
Düzenleme ile beyannamelerin teke düşürülmesi hedefi de hayata geçirilecek. Vergi dairelerine verilen beyanname ile sosyal güvenlik kurumlarına verilen sigorta bildirgelerinin birleştirilerek, tek bir beyanname şeklinde verilecek. Çiçek, ülke kalkınması, istihdam ve milli gelire önemli katkılarda bulunacak büyük ölçekli yatırımların gerçekleştirilmesini kolaylaştıracak düzenlemeler de kanunda yer alacak. Ayrıca dış ticaret işlemlerinin uygulamalarının kolaylaştırılmasına ilişkin düzenlemeler de yer
alacak.

İNTERNET VERGİSİ DÜŞÜRÜLÜYOR
Tasarı ile ülke kalkınması, istihdam ve milli gelire katkı sağlayacak yatırımları kolaylaştıracak düzenlemelere gidiliyor. Dış ticarette vergi uygulamasının kolaylaştırılması, e-devlet ve e-beyanname uygulamalarının yaygınlaştırılması için internet iletişiminden alınan özel işlem vergi oranları; yüzde 25'ten yüzde 10'a, yüzde 15 oranları yüzde 5'e, yüzde 5 olan oran ise 0'a düşürülüyor.

HURDA ARACA VERGİ AFFI
Düzenleme, ekonomik ömrünü tamamlayan, hurda haline gelen, çalışma imkanı olmayan 30 yaşını aşmış motorlu taşıtlar için 31 Aralık 2003 tarihinden önce tescil plakasına kesilen idari para cezalarının tahsilinden vazgeçiliyor. Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları da affediliyor.

ENERJİ ŞİRKETLERİNE FİNANS DESTEĞİ
Sözcü Çiçek, toplantıda bazı kamu kurum ve kuruluşlarının bir kısım borç ve alacaklarının düzenlenmesine ilişkin kanununun da imzaya açıldığını bildirdi. Buna göre enerji alanında faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarının borç ve alacaklarının takas, mahsup ve telkin suretiyle düzenlenmesi öngörülüyor. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK), BOTAŞ, EÜAŞ, TEİAŞ, TETAŞ, TEDAŞ'ın kronikleşmiş olan borç alacak tutarlarının çok büyük meblağlara ulaşması nedeniyle finansal yapıları güçlendiriliyor. Hükümet Sözcüsü Çiçek, 'Enerji KİT'lerinin borçlarıyla ilgili düzenleme belediyeleri kapsıyor mu?' sorusu üzerine ise, düzenlemenin belediyelerle bir ilgisinin olmadığını söyledi.

Çiçek, "Bu türlü tartışmaya meydan vermemek için kurumların ismini tek tek açıkladım. Mahalli idarelerle ilgili burada bir düzenleme kesinlikle yok. bunun bilinmesinde fayda var. Bunu genellemek yanlış. Her belediyenin borcu var diye genelleme yapmayın. Doğalgaz alan tüm belediyelerin borcu yok, bazı belediyelerin var. İhtilaflı alacaklar konusunda da bunun yolu vardır. Getirdiğimiz düzenlemenin mahalli idarelerle belediyelerle bir alakası yok" diye konuştu.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21