İDO ile İTÜ işbirliği yaptı

Buna rağmen gemi başına salınan emisyon miktarları değişkenlik gösterdiği ve ayrıca, deniz taşımacılığı ile gemi sayısı yıllar içinde önemli oranda arttığı için, zamanında ölçümleri yapmak ve gerekli önlemleri almak gerekiyor. Özellikle Marmara Denizi’nde bulunan limanlar ve İstanbul Boğazı yerleşim yerlerine çok yakın olduğu için, bölgedeki deniz trafiği yoğunluğunun lokal kirlilik sorunlarına yol açmaması yönünde tedbirler almanın önemi büyük.  

 

İDO ile İTÜ işbirliği, Ord. Prof. Ata Nutku feribotunun egzoz ölçümüyle başladı

Türkiye’nin denizcilik sektöründe, akademi ve iş dünyası gibi iki ayrı alanın önde gelen kuruluşları İDO ile İTÜ, bu kapsamda bir işbirliği gerçekleştirerek İDO filosunda yer alan gemilerin emisyon ölçümlerini yapıyor ve çevresel açıdan bir risk faktörü oluşmaması için birlikte çalışıyorlar. 

 

Bu çerçevede, geçtiğimiz günlerde, İstanbul Teknik Üniversitesi, Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi, ISTKA Gemi Emisyonları Laboratuvarı ve İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. işbirliği ile Eskihisar-Topçular arasında çalışan Ord. Prof. Ata Nutku feribotunun egzoz emisyon ölçümleri gerçekleştirildi.

 

ISTKA Gemi Emisyonları Laboratuvarı’na ait taşınabilir gaz analizörleri ile NOx, SOx, CO, CO2, HC ve PM emisyonları ve şaft gücü ölçümleri yapıldı. Ölçümler NOx teknik dokümanında belirtilen standartlara uygun bir şekilde gerçekleştirilirken, ölçüm sonuçları, feribotun ana makinesinden yayılan emisyon değerlerinin, IMO (International Maritime Organisation) (*) tarafından verilen limit değerleri sağladığını gösterdi. Bu kapsamda, İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi ve İDO arasındaki işbirliği ve çalışmalar önümüzdeki günlerde de devam edecek. 

 

(*) Uluslararası Denizcilik Örgütü, IMO, Türkiye’nin de Şubat 2014’te taraf olduğu “MARPOL EK VI Gemi Kaynaklı Hava Kirliliğini Önleme Sözleşmesi”ni yürürlüğe koyarak gemilerden yayılan azot oksitler, kükürt oksitler ve Enerji Verimliliği Dizayn İndeksi (EEDI) kapsamında karbon dioksit emisyonlarına limitler getirmiştir. Deniz taşımacılığı ve gemi trafiğindeki artış da düşünüldüğünde, getirilen düzenleme ve kurallar kapsamında, gemi kaynaklı emisyonların deneysel olarak incelenmesi hem çevre hem de insan sağlığına olası olumsuz etkileri tespit edebilmek ve gerekli önlemleri alabilmek açısından önemlidir.