TURİZMİN SESİ-EMEN&EMEN MURAT EMEN
Esasen paket çok bilinmeyen bir şey değil. Bazı konular mevcut kanunlarda zaten var olan hususlar. Ama ne olursa olsun, ben memnunum. Hiç değilse bir şeyler yapmaya çalışılıyor. Galiba en doğru soruyu TÜSİAD Başkanı Yalçındağ sordu. Her şey iyi de bu değirmenin suyu nereden gelecek?
Teşvik paketi ana hatlarıyla;
Büyük proje yatırımları için belirlenen 12 sektörü,
Teşvike konu olan alanlarda kurumlar ve gelir
vergisi indirimini,
SSK primi işveren hissesinin belli süre Hazine
tarafından karşılanmasını,
Az gelişmiş bölgelerde yatırım için kullanılacak
kredilerin faizinin bir bölümünün karşılanmasını,
Yatırımlara yer tahsis edilmesi ve makina teçhizat alımlarında KDV istisnasıyla gümrük vergisi muafiyetini,
İstihdam tarafında yaklaşık 500 bin kişiye mesleki
uygulamalı ve girişimcilik eğitimi veya doğrudan istihdam imkanı
oluşturmayı, içeriyor.
İstihdam paketinin 2 yıllık maliyetinin yaklaşık 1 milyar
TL'yi bulacağını açıklayan Başbakan, bunun da işsizlik sigortası fonunda
biriken paradan karşılanacağının sinyalini verdi.
Teşvik paketine yönelik açıklamalarda IMF ile ilgili gelişmeler hususunda da görüş bildiren Sn. RTE, ülkenin menfaatini zedeleyecek bir anlaşmanın kabul edilemeyeceğini (!) ve siyasi içerik taşıyan önerilere sıcak bakmayacaklarını da bu arada belirtmiş oldu.
Paket bana göre başka bir konuyu galiba açığa çıkardı ve AKP Hükümeti içinde bulunduğu ikilemden arındı.
Ya IMF ile 3 yıllık stand-by yapılacak, 25-35 milyar kredi alınacak ama IMF şaplonu kabul edilerek el kol bağlanacak, kurbanlık koyun gibi 2011 seçimlerine gidilecek ki Kemal Derviş bile bu alternatife sıcak bakmıyor. Devletin elinin kısa vade de rahat olmasını öneriyordu. IMF'ye bunu anlatın ama IMF parasını da mutlaka alın, diyordu.
Ya da bu yolu seçip IMF'siz yola çıkacaktı. İş değirmenin suyunu bulmağa kaldı. Sn. Erdoğan'ın yüz ifadesinden bu stresin çizgilerini anlamak mümkün. Ben bu pakete ve challenge'a rağmen hala IMF alternatifinden ümidimi kesmedim. Şimdi olmaz belki eylül'de olur. Ama elimiz bu kadar kuvvetli olur mu onu bilmiyoruz.
Devlet yaşlı işçiye kapıyı gösteriyor
Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel, İstihdam Paketi'ni NTVMSNBC'den Yasemin Arpa'ya değerlendirdi. (Vatam Gazetesi)
Tezel, yasanın ucuz işgücünün önünü açacağını belirtti. Tezel'e göre, çalışanlar açısından pek çok olumsuzluk içeren yasanın tek olumlu yanı prim affı oldu. Sosyal Güvenlik Yasası ve emeklilik konusunda kamuoyunu bilgilendiren açıklamalar yapan Ali Tezel, yürürlüğe giren İstihdam paketi ile ilgili önemli noktaların altını çizdi. Tezel'e göre yeni yasa ile genç, tecrübesiz ve asgari ücretle çalışmaya hazır gençler işe alınsın diye tecrübeli işçileri işten çıkarmanın yolu açıldı. Devlet, işverene 40-45 yaşın üzerindekileri işten çıkar diye prim ödeyecek.
Kamuoyunda İstihdam paketi olarak bilinen 5763 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yasanın çalışanlara neler getirip, neler götüreceğini NTVMSNBC'ye değerlendiren Ali Tezel, yeni yasanın istihdamı arttırmayacağı gibi ucuz işgücünün önünü açacağını söyledi.
Tezel'e göre işyerlerinde işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğunun kaldırılması ile özel hastanelerin bu hizmeti vermesi sağlanacak. Bu da Genel Sağlık Sigortası'ndan sonra yabancı sermayenin hastane işletmeciliği yönünde büyük para aktaracağını gösteriyor.
Yaz sezonu açıldı enflasyon beklentileri aştı
Mayıs ayı enflasyonu, giyim ve ayakkabıdaki yeni sezon ürünleriyle beklentilerin üzerinde çıktı. Enflasyon rakamı yılın en yüksek ikinci oranı oldu. Ancak ekonomik durgunluk nedeniyle, Mayıs enflasyonu yine de 1970'lerden bu yana en düşük seviyede kaldı.
Ekonomik durgunluk ve ÖTV indirimleriyle geçen ay gerileyen enflasyon, Mayıs ayında 'yeni sezon'la birlikte kıpırdadı. Mayıs'ta enflasyon beklentilerin biraz üzerine çıkarak yüzde 0.64 arttı. Bu enflasyon rakamı yılın en yüksek ikinci oranı oldu. Ancak enflasyon verileri yine de 1970'lerden bu yana en düşük seviyeyi gösterdi.
ÜFE ise Nisan ayında yıllık bazda eksiye düşmesinin ardından Mayıs'ta aylık değişimde de eksiye inerek yüzde 0.05 oldu. Anketlerde Mayıs'ta TÜFE'nin yüzde 0.4, ÜFE'nin yüzde 0.7 artması bekleniyordu. Yıllık fiyat değişimi TÜFE'de yüzde 5.24 artışı, ÜFE'de yüzde 2.46 düşüşü gösterdi.
Enflasyondaki artışta yeni sezon nedeniyle yüzde 11.46 artış gösteren giyim ve ayakkabı ile yüzde 0.19 artış gösteren gıda ve alkolsüz içecekler etkili oldu. Yıllık enflasyon gıdada yüzde 7.63, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 7.15, konutta yüzde 11.79 oldu.
TCMB Başkanı Yılmaz, Samsun'da yaptığı konuşmada yatırım ve istihdam
göstergelerinin mevcut krizden çıkışın yavaş ve kademeli olacağını
gösterdiğini açıkladı. Mevcut göstergeler paralelinde 2009 yılının ikinci çeyreğinde sanayi üretiminin istikrar kazanacağını, son çeyrekte ise ekonominin pozitif bir büyüme sergileyeceğini beklediklerini ifade etti.
Dolar da neler oluyor
Mayıs ayı enflasyon rakamlarının beklentilerin üzerinde gelmesinin ardından dolar yükselişe geçti. Rakamlar açıklanmadan önce 1.53 TL seviyelerinden işlem gören dolar akşam saatlerinde Londra'da 1.55 TL seviyelerinde kadar tırmandı. Dolardaki artışa dış borsalardaki kayıplar da etkili oldu.
Türkiye cephesinde Başbakan'ın açıkladığı teşvik paketi (özellikle IMF ile ilgili görüşleri) ve TCMB'den gelen açıklamalar mali piyasalar üzerinde pek etkili olmadı. Yurt dışındaki gelişmeler ana belirleyici unsur olmayı sürdürüyor. EURO/USD paritesindeki sert dalgalanmaya rağmen USDTL kuru, daha dar bir bant içerisinde 1.5350-1.5450 aralığında hareket etti.
Gösterge bileşik faiz gün boyunca %12.6-12.7 bandı içinde kaldı. Hisse senedi piyasasında 35 binli seviyelerde kalınmakta zorlanması karşısında gelen kar satışları genele yayılınca İMKB-100 endeksinde de belirgin bir düşüş oldu. Kapanış itibariyle kayıp oranı %1.9 idi.
Türk mali piyasalarının gündemde önemli bir haber ya da beklenti olmadığı haftanın ilk gününde hafif iyimser bir açılışın ardından ABD verisine kadar yatay, sonrasında ise verinin söylediklerine paralel bir eğilim bu haftayı bekliyor.
Bu hafta
EUR/USD paritesi, USD/TL kuru üzerinde belirleyici olmayı sürdürecektir.
USD/TL kuru için günlük beklenti aralığımız 1.5250-1.5450 olabilir.
Gösterge bileşik faizin %12.6-12.7 dar bandında kalacağını,
hisse senedi piyasasında ise bir miktar yükseliş olacağını tahmin ediyoruz.
Gerek makro ekonomik veriler, gerekse de fiyat hareketleri, Mart ayı ortasından itibaren yaşanan hızlı sürecin sonuna yaklaşıldığına işaret ediyor. Gündemde önemli sayılabilecek bir olumsuz haber ya da beklenti olmadığı müddetçe mali piyasaların satıcılı bir trende girmesini beklemek doğru olmayacaktır. Ancak, risk anlamında bakıldığı zaman önümüzdeki dönemde kayıpların kazançlardan daha yüksek olma ihtimalini yüksek gören uzmanlar,temkinli bir duruş izlenmesi gerektiğini savunuyorlar.
Dünyada neler oldu?
Dün ABD hisse senedi endeksleri %1'e yakın yükselişler kaydetti. Sabah Asya'da sınırlı olmakla birlikte yükselişler görüldü. Son dönemde makro ekonomik verilere oldukça duyarlı olan piyasalara Cuma günü açıklanan tarımdışı Mayıs işsizlik rakamında beklenen azalmanın 520.000 yerine 345.000 olarak gerçekleşmesi etkili oldu. Neticede Mayıs raporu tüketici harcamaları için iyimser bir zemin yaratmaktan uzak kaldı.
ABD'de bu hafta açıklanacak iki önemli veri ve bir seri finansal konferans var. Verilerden biri Nisan ayı ödemeler dengesi diğeri mayıs ayı perakende satışlar raporu.
GM'den iflas erteleme başvurusu
Dünyanın ikinci en büyük otomobil üreticisi GM, tasfiyeden kurtulmak için iflas erteleme başvurusunda Bulundu. GM bu başvurusu ile ABD tarihinin iflas erteme isteyen en büyük şirketi oldu. Başkan Obama'nın TV'den halka hitap ederek bu adıma destek vereceği ve 30 milyar dolarlık ek yardım kararını açıklayacağı belirtildi. Böylece GM'in %60'ı Amerikan devletine ait olacak. İflastan korunma başvurusu şirketin banka ve diğer alacaklılarının üzerine gelmeden yeniden yapılanmasına olanak sağlıyor. GM 2008 için 30 milyar zarar açıklamıştı.
Avrupa ortak para birimini kullanan 16 ülkede işsizlik son on yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
AB istatistik kurumu Eurostat verilerine göre, işsizlik Nisan ayında %8,9'dan %9,2'ye çıktı. Bu oran, söz konusu 16 ülkedeki işsizlerin sayısının sadece bir ay içerisinde yaklaşık dört yüz bin artarak 15 milyona dayandığını gösteriyor. 27 üyeli Avrupa Birliği genelinde de tablo pek farklı değil. Mart ayında %8,4 olan işsizlik Nisan ayında %8,6'ya tırmandı. Eurostat bu oranın, Avrupa Birliği genelinde en az 20 milyon işsize tekabül ettiğine işaret ediyor. Euro kullanan ülkeler arasında işsiz oranı en yüksek olan ülke %18,1 ile İspanya. Onu Letonya ve Litvanya takip ediyor.
Bu oran, Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya'da %7,7, ikinci en büyük ekonomi Fransa'da ise %8,9. Romanya ve Yunanistan'ın işsizlik oranlarında ise Nisan ayında düşüş görüldü. Avrupa'da işsizlik rakamlarını yorumlayan uzmanlar, ekonomik iyileşmenin ilk işaretleri görülmeye başlasa da, işsizliğin bir süre daha etkisini göstereceği görüşünde.
AB ekonomisinde daralma
Avrupa Merkez Bankası, Avrupa ortak para birimini kullanan 16 ülkede ekonominin 2009 yılında %4,6 oranında daralacağı tahmininde bulundu.
Bankanın önceki tahmini %2,7'ydi.
Avrupa Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada, ekonomide gelecek sene belirgin bir iyileşme beklendiği, büyümeye geçilmesinin ise 2010 ortalarını bulabileceği belirtildi. Banka bu açıklamanın öncesinde de, euro kullanan 16 ülkede geçerli faiz oranlarını %1'de tutma kararı almıştı.
Bunun beklenen bir karar olduğunda birleşen uzmanlar, amacın deflasyondan kaçınmak olduğunu belirtiyor. Mayıs ayında euro kullanan 16 ülkede enflasyon %0 çıkmıştı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'nin de yakında, bankanın 60 milyar euro tutarında şirket bonosu satın alma planlarının ayrıntılarını açıklaması bekleniyor.
Geçen ay açıklanan planın amacı, mali sistemdeki sıcak para miktarını arttırmak. Böylece bankaların müşterilerine kredi akışını tekrar başlatması umuluyor.
GEÇEN HAFTA NELER OLDU
Geçtiğimiz hafta GYODER 9 toplantısı yapıldı. Ersin Özince zarif bir açılış konuşması yaptı. Bankasının bireysel kredi uygulamasından çok memnun olduğunu bu arada belirtti. GODER'e resmi katılım Erdoğan Bayraktar dışında olmadı. Aynı gün başka bir milletlerarası toplantının mevcudiyeti toplantıya gölge düşürdü. Bir dizi organizasyon bozukluğu yaşandı. Konuşmacılar artık yüz eskitti galiba. Yeni yüzlere ve mesajlara ihtiyaç var.
Prof. Vefa Tarhan gene ilginç idi. Loyala'da ders verir gibi idi. Esasında Tarhan'ı panelist yapmamak lazım. Bırakın konuşsun istediği kadar. Bir ara siyaset de yapıp, RTE'nin sloganlarına laf attı. Meğer sebebi anlaşıldı sonra. Vefa Hoca, Abdülatif Şener'in yeni kadrosunda imiş. Bu arada Sn. Şener'de toplantıyı izledi.
Hakan Kodal ve mutat semazen ekibi İngilizce show gösterisi ile, bindikleri dalı kesmemek için ne mümkünse yaptılar. Ümit pompaladılar ve perakendecilerle uzlaşma yolları aradılar. Bu bölümden aklımda kalan, ülkemizdeki organize 200 marka ile bu iş yapılmaz. Yaparsak sonu bu olur. Yapılması gereken organize marka sayısını artırmak. GYODER'in Fuar tarafı tasarruf kokuyordu. Eşantiyon falan aramayın. Her stand karemelalı şeker ve kuru pasta ile ikramlarını geçiştirdiler. Fuar'ın yıldızı herkesin sinir olduğu gülen(!) posterleri ile Ankara BŞBB Sn. Gökçek idi. En büyük stand Ankara Belediye'sinindi. Esenboğa üzerindeki kentsel dönüşüm projesini anlattılar.
Esen kalın. EMEN&EMEN Murat Emen
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.