• BIST 10101.99
  • Altın 2983.369
  • Dolar 34.9608
  • Euro 36.7499
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

GÜLEN YÜZÜN PARLAYAN İNCİLERİ

GÜLEN YÜZÜN PARLAYAN İNCİLERİ
En yaygın hastalıklardan biri olmasına rağmen, ülkemizde yeterince tanınmayan dişeti hastalıkları tedavi edilmezse başınıza büyük dertler açabiliyor

TURİZMİN SESİ


Diş Hekimi Cansın Özgür dişeti hastalıkları ile ilgili bir çok önemli noktanın altını çiziyor. Dişeti hastalıkları sanıldığının aksine, en büyük ağız sağlığı problemlerinden biridir. Dişeti hastalıkları sinsi ilerlemektedir… Başlangıçta dişetlerinde kızarıklıklar ve bölgesel olarak kanamalarla başlayan dişeti hastalıkları, kemikte büyük dejenerasyonlara sebep olup dişin çekimine kadar ilerleyen senaryolar oluşturmaktadır.
Dişeti hastalıklarını iyi anlayıp onlardan korunmak için öncelikle dişeti hastalıklarının neden oluştuğu bilinmelidir.

Dişeti hastalığının ana nedeni, Mikrobiyal Dental Plak adını verdiğimiz bir oluşumdur. Mikrobiyal Dental Plak, yediğimiz yemeklerin artıklarının, ağzımızdaki bakterilerle birleşmesiyle oluşan, dişin ve dişetinin üzerini bir film gibi kaplayan yapıya verilen isimdir. Bu plağın oluşmasıyla olgunlaşmaya başlaması arasında geçen süre 12 saattir. 24 saat süreyle ağızda temizlenmeden duran plak, artık olgun plaktır ve yapısında oluşturduğu metabolitlerle dişeti hastalıklarına ve çürüklere neden olmaktadır. Bu bilgiler ışığında, ağız temizliğimizi 12 saat arayla yapmamız, ağız sağlığımız için çok büyük önem taşımaktadır.

Uzun süreyle temizlenmeyen Mikrobiyal Dental Plak tükürüğümüzde bulunan organik ve inorganik yapılarla da birleşerek diş taşı dediğimiz sert ve fırçayla temizlenemeyen yapıları oluşturmaktadır. Diş taşları “Dişeti üstü Diş taşları” ve “Dişeti altı Diş taşları” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu diş taşları, dişeti tedavisi ile temizlenmezse kemikte ve dişetinde dişeti iltihabının başlangıcı olan Gingivitis ile hastalığın sürecini başlatacaktır. Gingivitis, dişeti hastalığının ilk aşaması olup, dişetinde kızarıklık ve kanama ile karakterize bir görüntü vermektedir. Eğer bu aşamada hasta Diş Hekimine başvurursa dişetlerinde ve özellikle de çene kemiğinde belirgin bir travma oluşmadan dişeti hastalığının önüne geçilebilmektedir.

Bu aşamadan sonraki adım, dişeti iltihabının kemiği de dejenere etmesi sonrasında oluşan Periodontitis'tir. Periodontitis, dişlerin ağız içinde sabit durmasını sağlayan çene kemiği ve çevre dokularından oluşan periodonsiyum denilen yapıyı parçalar. Son aşamada ise dişi tutan neredeyse bütün yapılar dişin çevresinden çekilmekte ve diş kaybedilmektedir. Diş taşlarının dişetinin üstünde kalan bölümleri standart diş taşı temizliği uygulamalarıyla temizlenebilirken, dişetinin altındaki diştaşları, küretaj ve scaling dediğimiz uygulamarla, Diş Hekimleri tarafından özenle temizlenmelidir.

Bütün bunlardan korunmanın yolu sanıldığının aksine çok basittir. Ağız hijyenimize özen göstermemiz en güzel korunma yöntemidir. Sabah kahvaltısından sonra 3 dakika süreyle, gece uyumadan önce 3 dakika süreyle dişlerimizin bütün yüzeylerini fırçalamamız bu konuda hayati önem arzetmektedir. Ayrıca diş ipi uygulamaları gerekmektedir.
Sonuç olarak dişeti hastalıkları, sinsidir. Hiçbir zaman ciddi bir ağrı yaratmaz… Bu sebepten hastalar Diş Hekimine danışmakta gecikmektedir. Diş Hekiminize 6 ayda bir genel kontrol için yapacağınız ziyaret ve disiplinli bir ağız bakımı sizin, sağlam dişlerinizi kaybetmenize karşı en büyük engeldir.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21