• BIST 9355.86
  • Altın 2837.382
  • Dolar 34.4229
  • Euro 36.2785
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

GÖLCÜK BOLU BELEDİYESİ’NE BAĞLANDI

GÖLCÜK BOLU BELEDİYESİ’NE BAĞLANDI
Gölcük'ü, insanların sadece görmeye gelecekleri bir yer değil bir marka olarak dizayn edebilmek için, enine boyuna ve diyalektik bir hazırlık süreci gereklidir

TURİZMİN SESİ-FIRAT OKTAR


Daha önce Milli Parklar'a ait olan Gölcük'ün Bolu Belediyesi'ne bağlanması sonrasında, bölgede neler yapılabileceği ile ilgili Bolu'daki otel müdürlerinin fikirlerinin alınması ne kadar önemliyse; bu konuda vizyon sahibi olan şahısların, özellikle akademisyenlerin, göletler ve küçük göller hakkında araştırma ve çalışmalar yapanların fikirleri de o kadar önemlidir. Daha önce benzer konularda yazılmış tezleri de göz ardı etmemek gerekir. Ayrıca doğayı bozmadan, bölgenin kendine özgülüğünü ve o pastoral görünümü kaybetmeden düzenlenmesi, suni göl olmasına rağmen doğanın içinde konuşlanmış bu harika cennet mekanı daha da ilgi çekici bir yer haline getirecektir.

Bu söylediklerimin hepsini özetlemek gerekirse; kapsamlı bir rekreasyon çalışması yapmak, aceleci olmamak ve Gölcük'ü, insanların sadece orayı görmeye gelecekleri bir marka olarak dizayn edebilmek için, enine boyuna ve diyalektik bir hazırlık süreci gereklidir. Başlangıç için otel müdürlerinin fikirlerinin alınması doğru bir adım olduğu gibi, çalışmaları sürdürmek, alternatif fikirler üretecek çalıştaylar yapmak, vizyoner bir bakış açısı ile dış katılımlarla gerçekleşecek toplantılar yapmak şarttır. Bize, dışardan nasıl göründüğümüzün ve görüneceğimizin söylenmesi kendimizi geliştirebilmemiz için gereklidir. Bir kaç gündür, öncelikle Avrupa'da yer alan benzer göletler ve küçük göller ile ilgili internet odaklı ve bölgelerdeki turizm profesyonelleri ile görüşerek küçük bir araştırma yaptım. Gözlemlediğim kadarıyla, doğru şekilde değerlendirilmiş bir Avrupa gölünü sizlerle paylaşayım.

LAKE BLED ( Bled Gölü ) / Slovenya : http://www.bled.si
Bled Gölü için, 5 dilde hazırlanmış web sitesi portal niteliğinde ve bölgedeki seyahat acentelerinden, havaalanı ve karayolları ile bölgeye ulaşım, yakınlardaki konaklama imkanlarına kadar çok detaylı klasik enformasyon bilgileri içermekte. Ancak asıl ayrıştırıcı yönü, kişiye özel (exclusive) ve bölgeye özgü hizmetler verilmesi. Örneğin içerisinde müzeler, sanat galerisi ve golf sahası barındırması ve bölgede evlenecek çiftlere yönelik çok güzel ve farklı düğün paketleri sunması gibi...
II. Dünya savaşı sonrası yapılan sanatoryumu ise bugün sağlık merkezi ve spa olarak kullanılıyor. Gölün orta bölümünde küçücük bir ada ve bu adada tarihi bir kilisenin yanısıra çeşitli binalar yer almakta. “Pletna” adı verilen özel sandallarla ulaşılan bu doğal adacık, gölün en ilgi çeken noktası. Bled Gölü, gastronomi turları, folk müziği çalan restoranları, kürek sporları, dağcılık, yakın bölgede kayak, balon, flyfishing (uçurma balıkçılığı), lunapark, dağ bisikleti turları gibi etkinlikler ve imkanları ile yılda yaklaşık 200 bin Slovenya dışından gelen yabancı turisti ağırlıyor.
Aslında bence burada görmemiz gereken bir kaç küçük ve önemli ayrıntı var. Özellikle gölün yakın çevresindeki etkinliklerde hiç motorlu taşıt ulaşımı yok ve gürültüye sebebiyet verecek bir ihtimal bırakılmamış. Bence bizim en önemli eksiklerimizden birisi olan gelen turistlere para harcatacak onlarca alternatif var. Özellikle yakın bölgede çok sayıda restoran ve konaklama imkanı dikkat çekici. Doğa sporları çeşitliliğinin çokluğu ve ailelerin ilgisini çekebilecek bir lunapark bulunması, yerli turistler için hafta sonlarında bölgeye gitmeleri için önemli bir etken.
Slovenya'da destinasyon uzmanı olarak görev yapan arkadaşım Gregor Levic, özellikle Bohinj ve İtalya sınırındaki Bolepeska Gölü'nün üzerinde durdu, ancak model olarak Gölcük'e daha yakın bulduğum, Bled Gölü için bence söylenebilecek en gerçekçi söz, gelen turist sayısının kitlesel boyutlarda olmamasına rağmen (doğayı bozmamak için zaten olmamalıdır) gelen herkesin iyi vakit geçirebilmesi için bir alternatifin bulunabileceği düzeyde hazır bir altyapıya sahip olmasıdır.

Diğer fotoğrafta gördüğünüz Macaristan'da bulunan Heviz Gölü hakkında kısaca bir bilgi vereyim. Gölün en önemli özelliği Avrupa'nın en büyük termal gölü olması ve gölün tam ortasında yer alan termal otel ve spa tesisine dikkat çekmek istiyorum. Sağlık turizmi konsepti olması nedeniyle, çok detaya girmeden sadece görsel olarak ilgi çektiği için yer verdiğim bu göle bağlanan suyun oldukça hızlı aktığından kendini her gün yenilediği düşünülüyor. Bled Gölü için “www.tripadvisor.com.tr” adlı gezginlerin yorumlarını içeren dünyanın en ünlü “gezi önerileri” portalinde 222 yorum ve 564 konu başlığı varken Gölcük ile ilgili sadece 4 yorumun bulunduğunu da hatırlatmak isterim. Yani, evet... çok çalışmalıyız. Bir taraftan güzel şeyler yapmak isterken, diğer taraftan bu güzel gölümüze yansıyan çam ağaçlarının ve evin silüetini kaybetmemeye özen göstermeliyiz.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21