• BIST 9900.25
  • Altın 2874.384
  • Dolar 34.0921
  • Euro 38.0411
  • İzmir 36 °C
  • İstanbul 28 °C
  • Antalya 32 °C
  • Ankara 31 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Temmuz 2024 65'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Temmuz 2024 65'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 

FORUM İSTANBUL 2009

FORUM İSTANBUL 2009
Kemal Derviş “IMF ile Türkiye'nin koşulları düşünülerek anlaşma yapılmalı”

TURİZMİN SESİ


Geçtiğimiz günlerde Swiss Otel'de yapılan Forum İstanbul 2009'dan aklımda kalan Kemal Derviş ve Dani Lodrik'in söyledikleri oldu. Sn. Derviş'in Türkiye'de bakanlık yaptığı dönemde ben Amerika'da idim. Kendisini Dünya Bankasından tanımakla beraber, ilk defa yakınen izleme olanağı buldum ve böyle bir değere sahip olduğumuz için iftihar ettim.

Sn. Derviş'in söylediklerini satırbaşları ile özetlersem;
• Türkiye'nin ihracat ağırlıklı bir model uygulaması global krizden etkilenmesinin esas nedenidir. Dünya talebi çökünce Türkiye bundan ciddi olarak etkilendi.
• Dünyada, dış ticarete yönelik büyüme modelleri cazibesini kaybetti.İç talebe yönelik büyüme süreci başladı.
• Uzun vadeli anlayış yerine her üç ayda, yani sürdürülmesi mümkün olmayan kar oranlarını elde etmek gibi bir motivasyon ile kapitalizm örgütlendi ve bu yönde çok gelişti. Bunun çok büyük zararları oldu. Mal sistem ABD GSMH'nın %10'una sahi ancak global karlılıkta %42 pay sahibi. Yanlışlık burada..
• Yeni düzenlemede kısa vadeden uzun vadeye geçiş çok önemli. Toplum düzenlemelerinde sadece matematiksel olmak yetmiyor. Sadece verilere bakarak model geliştirilmemelidir. Sosyal anlayış, insan davranışı ve yapısal değişiklikler birdenbire kötüleşirse ne olur? konusu unutuldu.
• Ekonomide mucize yok. İç tasarruf çok önemli. Türkiye %6-7 büyüme hızını gerçekleştirmek istiyorsa bu %16-17'lik iç tasarruf hacmı ile olmaz. Bunu %26-27 seviyelerine çıkarmak lazım. Aksi kalıcı olmaz.
• Türkiye'nin maliye politikasında son yıllarda kurduğu istikrar krizle birlikte bozuldu. İşsizlik var, talep eksikliği var, ihracat düşüşü var. Bu ortamda maliye politikasında daha da kısıtlayıcı yola başvurmak ne kadar dogru? Türkiye'de maliye politikasının gelişmiş ekonomilerde olduğu gibi bir ölçüde iç talebe destek olması şart. Kısa vade de genişlemeci bir anlayışa ihtiyaç var. Ama diğer taraftan borç sorunları var, borç oranı yüksek. Dolayisiyle bizim ABD, Almanya gibi serbestiyetimiz yok. Maliye politikasını sonuna kadar genişletmek tehlikeli. Bu ikilem karşısında ne yapılabilir? Yapılması gereken kısa vade de, ölçüyü kaçırmadan genişlemeci olmak. Aynı zamanda uzun vadede maliye yapısını daha da güçlendirecek, maliye dengelerini istikrara geri getirebilecek önlemleri şimdiden raya koyup, bu konuda hem iç kamuoyunu hem de dış kamuoyunu Kısa sürede bir şeyler yapmak zorundayız. “Bunu hızla önümüzdeki yıllarda düzelteceğiz ve mali istikrara yeniden kavuşturacağız” mesajını inandırıcılıkla verebilirsek, bu ikilemden bir ölçüde kurtulmuş olabiliriz. Bunu söylemek kolay yapmak çok daha zor.
• Türkiye için IMF kaynağı uygun bir kaynaktır. Her ülkenin genişlemeci maliye politikasını her istediğince kullanması mümkün değil. Kısa vadede buğünkü kriz, buğünkü sıkıntı açısından Türkiye veya Türkiye gibi ülkelerde maliye politikasını daha da sıkmak ve dolayisiyle kısa vade de talebi daha da düşürerek bir çözüm aramak pek uygun olmaz. Mutlaka kısa vade de talebi destekleyen önlemlere ihtiyaç var, ama aynı zamanda özellikle Türkiye gibi daha çok uzak olmayan bir geçmişte borç dönme sorunu yaşamış ülkelerde de aynı anda uzun vadeli sağlam ve uzun vadeli perspektif içinde güçlü bir maliye yapısı ortaya çıkarmak gerekir.
• Krizi Wall Street yarattı. Denetimsiz ve düzenlemesiz finans sektörü yarattı. Dani Lodrik'inde belirttiği gibi denetlemeyen yöneticiler ve denetim firmalarının zafiyeti yarattı.
• Türkiye IMF ile anlaşmalı ama şeffaf bir şekilde koşullarını açık yüreklilikle anlatarak uzun vade de gerekenleri yapacağını ama kısa vade de maliye politikamızı kısamayız gerçeğini anlatmamız ve buna cevaz veren anlaşma imzalamalıyız.
• Dünyada küçülme nedeni cari açıklar. Krizden cari açığı olan ülkeler fazla etkilendi. Cari açığı olmayan veya az olan ülkeler o kadar etkilenmediler. Alın ABD. Cari açığını finanse edebilmek ve gerekli fonları çekmek için kullandığı yöntemler krizi körükleyen unsurlar.
• Bir diğer unsur dış ticaret. Dünyada dış ticaret her yıl milli gelirden daha fazla büyüdü ve zaman zaman %50 daha hızlı büyüdü. Ülkeler birbirlerine daha fazla bağlandılar.
• Yeni düzende dış ticaret azalacak, sınırötesi sermaye hareketlerinde azalma olacak. Vahsi globalizasyon hızını kesecek ve globalizasyon karşıtı siyasi güçler güçlenecek ( Lodrik)
İki gün süren Forum'dan aklımda kalanlar bunlar. Hafızın fikri ne ise de zikri de odur derler galiba. Tabii ki fevkalade konuşmalar yapıldı ama ben kısa vade ile ilgilendiğim için bunlar aklımda kaldı daha doğrusu yerim kalmadı.

IMF ile galiba anlaşıyoruz
Bu satırları yazarken IMF kanadından”prensipte anlaştık” mesajı geldi. İnşallah gerçekleşir. Sn. Derviş'in dediği gibi bugünün koşullarında en uygun fiyata bulabileceğimiz bir para. Herhalde prensip dedikleri de kısa vade de kemer sıkma konusunda sıkıntı olmayacak, şaplon biraz gevşetilecek. Bu anlaşma Türkiye'nin bütçe açığına ve kredibilitesine müsbet katkıda bulunacaktır.

Perşembe gününe 1.5670 seviyelerinde başlayan dolar, gün içinde 1.5760'lara kadar yükselsede IMF ile görüşmelerin devam ettiğinin açıklanması ve yurtdışı piyasalardaki olumlu kapanışlarında etkisiyle Cuma gününe 1.5570 seviyelerinden başladı.Cuma akşam itibariyle doların kapanış değeri 1.5455, Euro'nun 2.1847 , Dolar/eEuro paritesi 1.4163 oldu. Borsa 35.003 ile kapanırken günlük repo oranı 9.25 oldu.

ABD'den gelen olumlu veri akışı (Dayanıklı mal siparişleri, haftalık işsizlik oranları) beklentilerden iyi gelince, risk artışına uygun olarak dolar /euro paritesi euro lehine, dolar/Tl paritesinin türk lirası lehine değerlenmesi, bono faizlerinde de gevşemeye sebep oldu. %12.80 bileşik seviyesine kadar yükselen faizlerde tepki alışları gözlemledik. Beklenti 12.60-12.30 bandında hareket.

Dünyada neler oluyor?
Global piyasalarda resesyonun kötü günlerinin geride kaldığına ilişkin işaretler çogalıyor. Artık kötümser bakan pek yok. Verilerde düzeliyor. ABD'de hazine bonolara talep yoğun. Emtia fiyatlarında artış devam ediyor. Dow Jones Cuma günü haftayı 1.25, S&P 1.64 ve Nasdaq bileşik %1.20 artarak kapattı.

Nisan ayında Japonya sanayi üretimi 56 yılın en yüksek artışını göstererek %5.2 arttı. Asya piyasalarında da artış görüldü. Dünya haftaya olumlu bir havada giriyor.

Petrol fiyatları, ABD stoklarındaki düşme ve OPEC'in üretimi artırmaması nedeniyle son 10 yılın %27 ile en yüksek aylık yükselişi yaşıyor.

Bu haftanın ABD Verilerinde pazarı etkileyecek önemli bir veri yok. Pazartesi açıklanacak şahsi gelir ve harcamalar raporu, güven ve harcama ikilemini izah bakımından önem taşıyor. Birde Cuma günü açıklanacak Mayıs ayı istihdam raporu var.

İçerde IMF konusunda muhtemelen Salı günü açıklama gelebilir. Hükümet özellikle Kemal Derviş, Prof.Dani Lodrik ve Prof. Hanke gibi milletlerarası değeri olan economistlerden IMF'ye direnme politikası konusunda bir nevi icazet aldı diyebiliriz.


Özellikle John Hopkins Üniversite'sinden Prof. Hanke” Erdoğan'ın teknik açıdan da doğru yaptığını savunarak, gelişmiş ülkeler krizden çıkışa geçerken Türkiye'nin eli kolu bağlı olmamalı.” diyor. AKP iktidara geldikten sonra ekonomide yaşanan gelişmeyi sahiplendi. Şimdi IMF ile anlaşırsa” sanki kendi başarısı değilmiş” gibi bir intiba yaratmak istemiyor. IMF olmadan da olur gibi tavır sergilemesinin nedeni bu güçlü pozisyonunu kaybetme korkusu.

Zaman kimin haklı kimin haksız olduğunu gösterecek.

Esen kalın. EMEN&EMEN

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21