• BIST 8850.18
  • Altın 3012.611
  • Dolar 34.2571
  • Euro 36.7423
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

ETİK Başkanı İşler; Krediler Açılmazsa Turizm Sektörü çok zor durumda kalır

ETİK Başkanı İşler; Krediler Açılmazsa Turizm Sektörü çok zor durumda kalır
ETİK Başkanı İşler; Ekim Ay’ından sonra turizm sektörünü çok zor günlerin beklediğini söyledi

TURİZMİN SESİ


Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler turizmciye yönelik kredilerin açılmaması halinde önümüzdeki Ekim Ay’ından sonra turizm sektörünü çok zor günlerin beklediğini söyledi. Sektörün zora düştüğünde ilk hamlesinin personel azaltmak olduğunu, bu yüzden yoğun işten çıkarmalar yaşanabileceğini ya da otellerin yeni yaz sezon öncesine kadar kapatılabileceğini bildirdi.

OTELLER ELEMANLARINI KAYBEDEBİLİR

Halihazırda yabancı tur operatörleri ile sözleşme aşamasında olduklarını,  kredilerin açılması yada açılacağına dair umut veren açıklamaların gelmesi durumunda yatırım kararı alabileceklerine ve fiyat artışlarını yapabileceklerine değinen Mehmet İşler “ Aksi takdirde Ekim Ay’ından  sonra  oteller zorunlu olarak  kalifiye elemanlarını kaybedebilir ” dedi.Turizm sektörünün son birkaç yıldır üst üste gelen birçok olumsuzlukla mücadele ettiğini, buna rağmen turizm gelirlerinde tarihi rekorlara imza attığını belirten Mehmet İşler, son ekonomik gelişmelerin ise artık önlerini göremez, tesisleri yenileyemez ve yaz sezonu dışında açık tutamaz duruma sürüklediğini söyledi.

YILLARDIR SORUNLARIN ÜSTESİNDEN GELMEYE ÇALIŞIYORUZ

Mehmet İşler; “ Sektör 2019 yılında Thomas Cook’un batması ve alacaklarını alamamasıyla ilk likidite sarsıntısını yaşadı. Ardından iki yılı aşkın bir süre devam eden Covid-19 ve orman yangınları süreci geldi.   Bunları atlatmaya çabalarken halen devam eden Rusya Ukrayna savaşı geldi. Üstüne birde milli felaket, sonsuz acımız olan deprem geldi.  Yetmed,i onun üzerine seçim süreci ve seçim ekonomisi dönemi başladı. Bunlarla birlikte enflasyon çok yükseldi, vergi, enerji, işçilik, ham madde fiyatları aldı başını gitti. Son tüketicinin alım gücüyle enflasyon ortamı arasında oluşan makas, büyük toplum kesimlerinin tatil talebini neredeyse yok etti. İkinci konut ve yabancılara satılan evlerin tatil  amaçlı konaklama için kiralanması, bunların turizmcinin tabi olduğu hiçbir mevzuata tabi olmaması, vergi, harç vs. den muaf olması, kiralama gelirlerinin mensubu olduğu ülkelerde tahsil edilerek yurtdışında kalması, yabancıların, ülkemizin güneşini, denizini, kumunu, güzelliklerini, Türkiye’ye hiçbir gelir ve  vergi bırakmadan, bedavaya kullanmaya başlamasıyla, turizmcinin konaklama, devletin vergi geliri kaybı  durumuyla karşı karşıya kaldık. Bu telafi edilemez ağır boyutlara ulaştı.”      

EMEK YOĞUN ÇALIŞAN VE SEKTÖRÜN KALİFİYE OLAN DEĞERLİ İŞGÜCÜNÜ KAYBEDEBİLİRİZ.

“Şu an itibari ile , piyasalardaki sıkılaştırma politikası nedeni ile  bankalar turizmcilere  kredi  vermiyorlar .Taşıt kredileri, emlak kredileri,  bu sektörde çalışan kardeşlerimize çok az limitli ya da hiç verilmiyor, Ayrıca turizm şirketlerine verilecek olan krediler hem ihtiyacın çok altında ve hem de oldukça kısıtlı ve şartlara bağlı. Turizmci kendisini ve işyerini sürekli yenilemek zorundadır. Müşterisine her yıl aynı şeyi vererek başarılı olması mümkün değildir. Yenileme için en önemli dönem kış aylarıdır. Bir sonraki sezon için  yatak ve hizmet kalitesini arttırmak zorundadır. Ancak bu şekilde kalite ve fiyatını arttırıp, ülkeye daha fazla döviz getirme başarısını elde eder. Bunları yaparken amaçlardan biride yetişmiş personeli sezon dışında da tesiste ikame edebilmektir. Bunun için en önemli kaynağımız Merkez Bankası kaynaklı veya İhracatçı Kredileridir. Özel Bankalar ise zaten durumu  iyi olanlara kılı kırk yararak kredi vermektedir.. Halen  Eximbank hiç kimseye kredi vermiyor. Bankalar da teminat için GKS (Genel Kredi Sözleşmesi) limitlerimizi arttırma yoluna gitmiyor. Piyasada bizim açımızdan büyük bir daralma var. Bu daralma devam eder ve sektör, kendisini çevirecek kaynakları bulamazsa,  Ekim ay’ından sonra istihdam ettiği personeli tutamayacak, yapmak istediği yenileme ve iyileştirmeleri yapamayacak, enerjide artan maliyetleri de göz önünde tutarak eleman çıkarma yoluna gidecek,  şarteli indirerek otelini karanlığa gömecektir, Bu arada ciddi bir istihdam kaybı yaşanırken, sektör kıdem tazminatlarını ödeme sıkıntısı ile baş başa kalacaktır. Tesisler yenilenmeyecek, çıkarılan elemanlar sektöre dönemeyecek, buda yeni sezonda hizmet kalitesinin düşmesine sebep olacaktır. Kısaca turizm sektörü 4 yılı aşkın bir süredir yaşadığı sıkıntıların üzerine yeni ve karanlık bir tünele daha girmiş olacaktır. Bu tünele girilmemesi için turizm sektörünün Eylül, Ekim aylarında Merkez Bankası kaynaklarına veya ihracatçı kredilerine ulaşması gerekiyor. Bu kaynakların ve desteklerin yapılacağına dair, şimdiden adımlar atılmalıdır ki, sektör yeni sözleşmelerini, yeni yatırımlarını, yeni planlamalarını yapabilsin. Kışın tutması gereken personelini tutabilsin.”

BELİRSİZLİK ÜZERİMİZDE KARA BİR BULUT GİBİ DOLAŞIYOR

“ Belirsizlik şu anda sektörün üzerinde kara bir bulut gibi dolaşıyor. Sektöre özel ihracatçı ve Merkez Bankası destekleme kredileri verilmezse, bu kış maalesef, turizmcileri çok zor günler bekliyor. Bu dönemi öz kaynaklarıyla geçirebilen turizmciler şanslı olacaktır, geçiremeyen ise işlerini, elemanlarını ve tesislerini kaybedecek ya da el değiştirecektir. Milli ve yerli sektör olan konaklama sektörünün sahipleri yüzde doksan kendi insanımızdır,  kendi ülkemiz insanından oluşan bu zenginlik şartlar düzeltilmezse, yabancıların eline geçme riskiyle karşı karşıya kalır. Böylesi bir durum ise, Ülkemizin demirbaşı olan değerlerin (Assent’lerin)  çok ucuz bedellerle yabancılara el değiştirme riskini beraberinde getirir. Bu el değiştirmeler,  Ülkemiz  için son derece yıkıcı   ve telafisi zor sonuçları beraberinde getirir.. Milli sermayeyle elde edilen başarı mazide kalır, kendi otellerinde insanlar işçi olarak çalışmaya başlar. Turizm sektörünün kışın soluk alabileceği, ihracatçı kaynaklarına ulaşabileceği tedbirlerin alınması, destek ve kredilere şimdiden açıklanmasını gönül rahatlığı içinde bekliyoruz. Bu konu çok hassastır. Ciddi olarak ve hemen ele alınması gerekmektedir ” dedi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21