TURİZMİN SESİ
Geçmiş dönemlerde İstanbul'un tarihine karşı büyük yanlışlar değil, bence büyük suçlar işlendi.İstanbul Adalet Sarayı tamamlandı. Eski Adliyeyi kaldıracağız ve altında arkeolojik kazı yapacağız. Tarihi yarımadada yeni bir arkeolojik park ortaya çıkacak. 2002'de 20 milyon olan sinema seyircimiz geçen yıl 41 milyona çıktı. 2002'de 9 film üretmişiz, geçen yıl 66 film ürettik.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul'daki tahribatı bir ölçüde toparlamaya çalıştıklarını belirterek, Ama ne yazık ki o kadar büyük tahribat olmuş ki, en az 100 yılın yarattığı tahribatı 10 yılda gidermek zor. Belki 25 yılda giderilebilir dedi. Beyoğlu Belediyesince düzenlenen Beyoğlu Sohbetleri etkinliğine konuşmacı olarak katılan Günay, İstanbul'da bir zamanlar yanlış işlerin yapıldığını, yanlışı düzeltmenin çok kolay olmadığını, yapılacak düzeltmelerin ciddi bir maddi değeri bulunduğunu, İstanbul'un gözüne sokulmuş olan çöpleri temizlemeye çalıştıklarını kaydetti.
Günay, İstanbul'un 100 yıldan bu yana ciddi bir çöküntü yaşadığını, birkaç imparatorluğa başkentlik yapan İstanbul'un çok özel ve önemli bir şehir olduğunu, ancak gereken özenin, duyarlılığın gösterilmediğini aktardı. Üreten bir şehir olan İstanbul'un tüketen bir şehir haline getirildiği için çökmeye başladığını, bu nedenle şehrin kolayca tahrip edildiğini vurgulayan Günay, İstanbul'u doğru şekilde planlayamayanların bunda vebali bulunduğunu söyledi.
Günay, şöyle devam etti: Biz şimdi İstanbul'daki tahribatı bir ölçüde toparlamaya çalışıyoruz, bir ölçüde gidermeye çalışıyoruz. Ama ne yazık ki o kadar büyük tahribat olmuş ki en az 100 yılın yarattığı tahribatı 10 yılda gidermek zor. Belki 25 yılda giderilebilir. Cumhuriyet'in 100. yılında hayalimiz ve hedefimiz, şehirlerimizin tarihsel dokusunu yeni baştan canlandırabilmek olmalı. Eğer baştan planlama yapılmış olsaydı, İstanbul, hiç olmazsa tarihi yarımada bir eğitim, finans, bilim ve sanat merkezi olarak planlansaydı, Paris'in ya da Roma'nın aldığı turisti alabilirdi. İstanbul'a en az 15-20 milyon turist gelmeli. İyi şeyler yapılıyor. Büyük gayretle çalışmalarımızı yapıyoruz.
Günay, Beyoğlu Pera'da mümkün oldukça yeni bina yapılmaması, tarihsel dokunun korunması gerektiğini belirtti. Tarihi dokunun yanına bir biçimde zaman zaman bir çıkıntı yapmaya çalışanlara izin verilmemesini isteyen Günay, Tarihi yarımadada ve Pera'da uzun bir süre temizlik yapılmasına ihtiyaç var. Var olan o eklentileri, beton yapıları, salaş yapıları temizleyerek önce bir ne olduğunu anlamaya ihtiyaç var diye konuştu.
Bu yerlerde çok sayıda temizlenmesi, arındırılması gereken yapılaşma olduğunu anlatan Günay, bunların öncelikle temizlenmesi ve yerel yönetimlerin bu konuda duyarlı davranması gerektiğini kaydetti.
Temizlik sürecinden sonra asıl dokuya zarar vermeyecek şeylerin yapılabileceğini savunan Günay, Geçmiş dönemlerde İstanbul'un tarihine karşı büyük yanlışlar değil, bence büyük suçlar işlendi. İstanbul'un tarihine karşı işlenen çok büyük suçlar var dedi.
Tarihi dokuları bunlardan arındırmaya çalıştıklarını aktaran Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: İstanbul'da gözümüze, göz bebeğimize sokulmuş çiviler var. Bunların çıkarılması çok saygıdeğer davranışlardır. Dolmabahçe Stadyumu konusu var. Bu benim önüme zaman zaman bir dayatma olarak getiriliyor. Dolmabahçe Stadyumu 1940'ta yapılmış galiba. Stadyum yapıldığı zaman birçok yerde top koşturacak alan var, ama bir tarih bilinçsizliğiyle mi, yoksa bir kasıtla mı, (ben kasıtla olduğunu düşünüyorum) Dolmabahçe Sarayı'nın arkasına bir stadyum yapılmış. O vadinin içine stadyum sokulur mu? Adı üzerinde dolgu alanı üstünde. Dolmabahçe orası... Dolgu. Eminönü Yeni Cami kazık üzerine oturtulmuştur, Dolmabahçe de öyledir. Siz bu tarafa on binlerce insanın tepineceği bir alan yaparsanız, zaman içinde Dolmabahçe denize doğru akmaya mahkumdur.
Bu stadyumla ilgili yeni bir proje hazırlandığını anlatan Günay, (Bu yetmez, burayı büyütelim) diyorlar. (Stadyumu genişletelim, araya kongre merkezi koyalım, bir de otopark koyalım) diyorlar. Arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi? Bu konuda zorlanıyorum. Stadyumları şehir dışına, trafiğin tıkanmayacağı yerlere alalım diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, İstanbul Adalet Sarayı'nın tamamlandığını belirterek, Eski adliyeyi kaldıracağız ve altında arkeolojik kazı yapacağız. Tarihi yarımadada yeni bir arkeolojik park ortaya çıkacak dedi.
Beyoğlu Belediyesince düzenlenen Beyoğlu Sohbetleri etkinliğinde konuşan Günay, İstanbul'da tarihi dokuya zarar verecek yeni yanlışların yapılmaması için çalıştıklarını belirttiç Günay, yapılacak çok sayıda iş olduğunu, kendisinin de hayal ettiği birçok şeyi yapamadığını, her şeyin bir şekilde maddiyata dayandığını söyledi. Günay, yapılsın dediği bir işin ancak iki yıl sonra fiziki anlamda ilerleme noktasına geldiğini dehşetle gördüğünü, bürokrasinin ağır işleyişinin kendisini de ürküttüğünü anlattı.
Bu sürece rağmen insanların niyetinin önemli olduğunu anlatan Günay, Koruma ve kullanma bilinci, niyeti önemli. 'Bir işi yapalım, orayı kapatalım' kesinlikle demiyorum. Oraya bir insan nefesi değmeli. Ama geçmiş yıllarda bir rant meselesi yaşadık. İstanbul, 1980'li yılların sonunda bunu hunharca yaşadı. Bu yanlışlardan kendimizi arındırmaya çalışalım ve bambaşka bir tarihi doku içinde, yaşam kalitesi yüksek bir İstanbul oluşturmaya çalışalım ifadesini kullandı.
Birçok projeyi hayata geçirdiklerini vurgulayan Günay, şöyle devam etti:
İstanbul Adalet Sarayı tamamlandı. Benim hayalim, eski adliyeyi kaldıracağız ve altında arkeolojik kazı yapacağız. Belediyeyle de herhalde mutabık kalacağız. Ve tarihi yarımadada yeni bir arkeolojik park ortaya çıkacak. Beyoğlu için de aynı şey geçerli. Buralarda bir süre yeni bina yapmadan yaşayalım. Buranın değeri de artacak, bereketi de artacak, yaşam kalitesi de artacak. Böyle bir şey hayal ediyorum. Bunlara başladık.
Türkiye'yi geçen yıl 28,6 milyon yabancı turistin ziyaret ettiğini, bu rakamın 2002'de 14 milyon olduğunu aktaran Günay, 8 yılda 15 milyonluk bir artış sağladıklarını, turizm gelirlerinin de çok arttığını kaydetti.
Türkiye'nin dünya pazarında çok bilinen bir ülke haline geldiğini, 2009'da dünyada çok ciddi gerilemeler yaşandığını anlatan Günay, 2009'da dünyada İtalya geriye gitmedi, sınırlı bir noktada durdu. Biz geriye gitmedik. Geriye gitmeyen bir üçüncü ülke daha var. Diğer ülkelerin hepsi geriye gitti. Türkiye, istikrarlı bir gelişme çizgisi gösteriyor. Biz de bunun altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz diye konuştu.
Mısır'ın çok önemli bir turizm yeri olarak bilindiğini aktaran Günay, şunları söyledi: Mısır'a gelenler kadar sadece artık Antalya'ya gelen turist var. Antalya aşağı yukarı tek başına Mısır'ı karşılıyor. Antalya bu sene 9,5 milyonu geçti. Mısır da galiba 12 milyon civarında. Yani bizim Antalya ve Muğla, Yunanistan'ı karşılıyor. Bizim artık rakiplerimiz İspanya, İtalya, Fransa... Bu ülkelerle yarışıyoruz. Biz bundan sonra orada ne varsa, hayat tarzı, yaşam kalitesi, sunum, konfor itibariyle ne varsa bunları yapmak zorundayız. Onun için tarihe, müzelerimize, turizme çok daha fazla kaynak ayırıyoruz. Mesela 2002'de Türkiye'de 52 tane arkeolojik kazı varmış. 2010 yılı sonu itibariyle 111 yeri kazıyoruz, 40 da yabancı kazımız var. Toplam 151 ediyor. İddia ediyorum, bu coğrafyada bu kadar arkeolojik kazı yok.
Sinema salonları ve koltuk sayısının, geçmiş yıllarla kıyaslanamayacak durumda olduğunu, çünkü başka bir konseptin geliştiğini ifade eden Günay, alışveriş merkezlerinde çok sayıda sinema salonu bulunduğunu, Türkiye'yi bunların sarmaya başladığını belirtti. Yerli film sinema seyirci sayısının 2002'de 2 milyon civarında olduğunu anlatan Günay, Şimdi yerli film sinema seyirci sayısı 22 milyon oldu. Bunlar resmi rakamlar. 2002'de 20 milyon olan sinema seyircimiz geçen yıl 41 milyona çıktı. Yerli sinema seyircimiz artmış. 2002'de 9 film üretmişiz, geçen yıl 66 film ürettik. Bir önceki yıl 70 film üretmişiz. Bakanlığımızın desteklediği 29 film, son 3 yılda dünyadan ve Türkiye'den 200'ün üzerinde ödül aldı diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.