TURİZMİN SESİ
Türkiye’nin en büyük dijital lojistik platformu Tırport, lojistik sektörünü uçtan uca dijitalleştirirken, sahip olduğu dijital varlıkları ve ulaştığı iş hacmiyle Avrupa’daki sayılı lojistik teknolojilerinden birisi haline geldi. 2021 yılına umutla giren Türk lojistik sektörü, uçtan uca dijital dönüşümünü sağlayıp doğru yatırımlarla desteklenirse, gelecek 10 yıl içinde 1 trilyon dolara ulaşacak bir potansiyele sahip.
Lojistik sektöründe karayolu taşımacılığı, globaldeki liderliğini sürdürüyor. Ürünlerin bir noktadan diğer bir noktaya transferinde, globalde de karayolları hala baskın sektör olarak yer alıyor. Dünya ortalamasında yük taşımasının %70’i karayolları ile yapılıyor. Avrupa Birliği ortalaması %75 civarındayken, bu oran ABD’de %70, İngiltere’de %60 olarak gerçekleşiyor.
Türkiye’de ise, taşımanın %90’ı karayollarıyla yapılıyor
Devreye aldıkları dijital teknolojiler ile global ölçekte lojistik platformlardan birisi haline geldiklerini ifade eden Tırport Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Kale, konum tabanlı ve gerçek zamanlı olarak lojistik operasyonunu uçtan uca dijital dönüşümle yönetiklerini açıkladı. Lojistik bilgi servisi olarak Tırport Insights’ı da bu yılın başında hayata geçirdiklerini anlatan Burcu Kale, bu platformda sektöre ilişkin canlı ve güncel veriler, raporlar, analizler ve öngörülerin yayınlandığını kaydetti.
Tırport Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Kale, Tırport Insights’taki verilere ilişkin değerlendirmede bulunarak şunları söyledi: *Tırport’un 2020 yılsonu verilerine göre, ülkemizde bir günde gerçekleşen yaklaşık 450 bin FTL taşımanın, sadece 1/3’ü kontratlı taşımalardan oluşuyor. Günlük 300 bin kamyona yakın taşıma, tamamen spot pazarda gerçekleşiyor ve kontratlı lojistik olmadığı için lojistik firmaları bu pastadan pay alamıyor. Bu taşımaların büyük çoğunluğu, belirli bölgeler içinde kapalı döngülerle gerçekleşen taşımalardır. Aliağa-İzmir, Gebze-Derince, Sakarya-Derince, İnegöl-Bursa, Merzifon-Samsun, Tarsus-Mersin gibi kısa hatlarda gerçekleşiyor. Yük verenleri, çoğunlukla kobi kategorisindeki üreticiler oluşturuyor. Spottan çıkan yükün yarısı, 326 organize sanayi bölgesinden, limanlardan ve ambarlardan çıkıyor.
*Ülkemizde, iller arasında gerçekleşen en yoğun karayolu yük taşıma trafiği “Kocaeli-İstanbul” arasında gerçekleşiyor. Bunu, İstanbul-Ankara, Bursa-Kocaeli, Ankara-Adana, Bursa-İstanbul, İstanbul-İzmir, Mersin-Adana, Antalya-Mersin, Antalya-İstanbul, Çanakkale-Balıkesir, Konya-Ankara, Konya-Adana, Samsun-Trabzon, Çorum-Samsun, Adana-Gaziantep aksları takip ediyor. Yine, ülkemizdeki en yoğun kamyon trafiği ise, Gebze-Kocaeli arasında gerçekleşiyor ve bu hattı Gebze-İstanbul, Adana-Mersin, Tarsus-Adana, Ankara-Polatlı, Nilüfer-Gemlik, Bursa-Balıkesir, Çorlu-İstanbul, Çumra-Konya hatları takip ediyor.
*Türkiye’de en yoğun karayolu taşıma trafiği, haftanın ilk günlerinde gerçekleşiyor. Yük trafiği hafta sonuna doğru kademeli olarak azalıyor ve pazar günü toplam hacmin %30’larına kadar düşüyor.
*Kamyonların yük boşaltmak için ortalama bekleme süresi yaklaşık 11 saat olarak gerçekleşiyor. Yük alım işleminde de, ortalama bekleme süresi 13 saati buluyor. Bu bekleme süreleri halen çok yüksek ve Tırport’un akıllı çağrı merkezine kamyoncular tarafından yapılan aramaların %64’ü indirme-bindirme süreçlerindeki beklemeler ile ilgilidir. Tırport’un geliştirdiği akıllı yükleme-indirme randevu sistemlerinin yaygın kullanımıyla, önümüzdeki günlerde bu sürelerin hissedilir şekilde azaltılması gerçekleşecektir.
*Tırport kullanıcısı bir kamyonun, aylık ortalama sefer sayısı 7,7 olarak gerçekleşiyor. Sefer-başına yükle ortalama 344 km yol yapıyor. Ülkemizdeki kamyonların boş dönme oranı yaklaşık %37 iken, Tırport’lı kamyonlarda bu oran %24 seviyesinde kalıyor. Bir başka veriye göre, ülkemizde bir kamyon yeni yük bulmak için 2,5 gün beklerken, Tırport’lu kamyoncularda bu oran maksimum 1,5 gün olarak gerçekleşiyor.
*2020 yılı içinde yurtiçinde yollardaki kamyonların 1/3’ü boş seyrediyor. Avrupa’ya giden tırlarımızın ise, %82’si boş dönüyor En yüksek boş dönme oranı %90 ile Irak’tan gerçekleşiyor.
*Ekonomik koşullara bağlı olarak, lojistik şirketlerinin özmal oranları hızla düşüyor. Türkiye’de yollardaki 858 bin kamyonun %95’i şahıslara ait. Bu ciddi bir oran ve dünyada hiçbir ülkede bu kadar yüksek bireylerin kamyon sahipliği oranı yok. Günde 2 binin üzerinde FTL taşıma yapmasına rağmen tek bir özmal kamyonu olmayan büyük hacimli lojistik firmaları da bulunuyor. Kısaca, irili ufaklı 8 bin civarında lojistik ve nakliye firmasının olduğu ülkemizde, pazardaki en büyük 5 şirketin toplam pazar payı %2 değil.
*Türkiyeki kamyonların genel yaş ortalaması 16 yaştır. En yoğun ihracat yaptığımız Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde, kamyon filolarının neredeyse %70’nin 0-5 yaş aralığında olduğu belirtiliyor. Türkiye’deki kamyon filosu, Avrupa ile kıyaslama yapıldığında oldukça yaşlı kalıyor. Ülkemiz toplam ihracatının %50.5’ni Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık ülkelerine yapıyor ve önümüzdeki yıllarda kamyonlardaki artan yaşın, Avrupa’ya girişte sorun oluşturabileceği öngörülüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.