TURİZMİN SESİ
Sanatçının; modernist bakış açısıyla çıkış noktasını yakaladığı kadın konusunu postmodern bir yaklaşımla evrimleştirdiği, cinsel politika, baskı ve ataerkillik kavramlarını kadın imgelemi üzerinden sorguladığı resimleri 16-31 Ekim 2009 tarihleri arasında izlenebilecek.
Sergi; farklı disiplinlerden sanatçıların, ürettikleri işler yoluyla, derinlerdeki kendi içsel politikalarının dışa yansıtılmasını hedefliyor. Bu noktada sergi, çağdaş sanatın içinde görülmemiş bölgeleri keşfediyor, biçimcilik, biyografi, ve psikanalizi yan yana koyarak yeni çözümlemelerle buluşturuyor. Malone, sanatçıları biraraya getirirken, harika duygularla, yapılarla ve sanatın yaratma keşfinin mükemmelliğini ortaya çıkartan farkındalıklarla ilgileniyor.
Sergiye katılan diğer sanatçılar; Darren Jones, Joseph Farbrook, Andrea Cucchi, Jordi Aguilar, Milena Jovicevic Popovic, Igor Zaytsev ve Maria Luisa Imperiali. Dilek Özmen'in resimleriyle ilgili eleştirmen Sevil Dolmacı şunları söylüyor: Sanatçı modernist bir bakışla kadını erkekten ayırır ve kadının öteki/aşağı yapısına dikkat çeker. Bunu yaparken kadınları kimliksizleştirir ve bedenleri üzerinden içsel çatışmayı verir. Sanatçı cinsel politika, baskı, ataerkillik kavramlarının kadında yarattığı psikolojik gerilimleri ve patolojik durumları görünür kılmak adına bedenleri ya da uzuvları uzatır ve onları parlak, çarpıcı renklerle birleştirir. Renkler, hırçınlığı hissedilen fırça darbeleri ile durumun dramatikliğinin altını çizer.
Aslında sanatçı modernist bakış açısıyla çıkış noktasını yakaladığı kadın konusunu postmodern bir yaklaşımla evrimleştirmektedir. Helene Cixous, Kristeva, Luce Irigay gibi post yapısalcı feminist felsefecilerin birleştiği kadının yeni bir dil ve yeni bir söylemsellik gereksinimi içinde olduğu fikri Dilek Özmen'de de kompozisyon kurgusu, fırça sürüşü ve renk seçimiyle gerçekleşmektedir. Artık postfeminist yaklaşımda eşitlik fikrinden çok erkek gibi olmamak asıl meseledir.
Özmen için önemli nokta da özellikle Irigay'ın ele aldığı gibi kadın gibi konuşmak ve kadın olarak konuşmak konularıdır. Burada sanatçı kadın olarak konuşur, çalışma ise kadın gibi konuşmaktadır. Peki bu kavramlar ne anlama gelmektedir? Kadın olarak konuşmak, mevcut durum içerisinde hem bir psikolojik konumlanışı hem de toplumsal bir konumlanışı işaret eder.
Bundan farklı olarak kadın gibi konuşmak ise anlamın anlaşılmazlığına ve çoğulluğuna, doğruluk ve bilginin kontrol edilemezliğine, perspektif çoğulluğuna açık olmak anlamına gelmektedir, yani erkek dil'in her zaman engellemeye, ortadan kaldırmaya, bastırmaya yöneldiği niteliklerdir. Kavramların tablolara, çizgilere, renklere de taşındığı güncel çalışmalardandır Özmen kadınları
Broadway Gallery
473 Broadway, 7th Floor
New York, NY 10013
www.broadwaygallerynyc.com
www.dilekozmen.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.