TURİZMİN SESİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Güneydoğu ve Doğu, bu bölgelerde maalesef girişimci yatırımda bulunmamışsa, bulunamıyorsa, oradaki ne yazık ki demokratik açılımın, istikrarın, güvenin olamayışı sebebiyledir" dedi.
"Demokratik açılım sürecini çalıştırıyoruz. Demokratik a çılım sürecinin hedefi nedir? Bu demokratik açılım başarı ile neticelendiği zaman bununla beraber at başı yürüyen bilesiniz ki ekonomidir. Demokratik açılımı gerçekleşti ğimizde bilesiniz ki Türkiye ekonomisinde de sıçrama yapacaktır Batıda yatırımlar devam ediyor, Kuzeyin belli bölgelerinde yatırımlar devam ediyor, Güneyin belli bölgelerinde yatırımlar devam ediyor, ama Güneydoğu ve Doğu, bu bölgelerde maalesef girişimci yatırımda bulunmamışsa, bulunamıyorsa, oradaki ne yazık ki demokratik açılımın, istikrarın, güvenin olamayışı sebebiyledir. Şunu bilmemiz lazım; para istikrarın ve güvenin olduğu yere gelir. İstikrarın ve güvenin olmadığı yere para gelmez.
Ve şu anda atılan bu adımlar, hep güvenin ve istikrarın olduğu yerdir. Ülkemiz geneli itibariyle bu iki kavramı yakaladığı içindir son 20 sene de hamdolsun sıçraya sıçraya buralara geldik. İşte 230 milyar dolardan 742 milyar dolara gayri safi yurt içi hasılayı 7 yılda böyle yakaladık.
Bundan sonraki süreçte de durmayacağız, bunu artırarak devam ettireceğiz, ama birbirimizi seveceğiz, birbirimize ayrımcı nazarlarla bakmayacağız. Bunu başardığımız anda yani Yunus'un diliyle yaklaştığımız anda yaratılanı yaradandan ötürü sevdiğimiz anda bu ülke evelallah bunu yakalar.
İstikrar ortamı, güven ortamı huzur ve barış ortamı ekonominin en temel ihtiyaçları arasındadır" AK Parti Hükumeti'nin enflasyonu yüzde 30'lardan yüzde 7'ye gerilettiğine dikkati çeken Erdoğan, Merkez Bankası gecelik faiz oranlarının da dün yapılan düzenlemeyle 0.50 oranında düşürüldüğünü hatırlattı ve bu oranın daha da düşmesini temenni ettiğini dile getirdi.
"Faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur" diyen Erdoğan, güven ve istikrarın sağlanması ile Türkiye'yi 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisine sokmayı hedeflediklerini ifade etti. "Daha güzel şeyler olacak" diyen Erdoğan, Türkiye'nin gemi inşaat sanayinde nerelerden nerelere geldiğinin ortada olduğunu vurguladı. Dünyadaki ekonomik mali krizin Türkiye'de de hissedildiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bu krizi aşacağını, Türk ekonomisinde bir toparlanmanın başladığını söyledi
AK Parti Hükümeti'nin 7 yılda yapılamaz denilen bir çok adımı attığını, büyük başarı sağladığını belirten Erdoğan, Türkiye'ye gelen turist sayısının 13 milyondan 26 milyona, turizm gelirlerinin de 8,5 milyar dolardan 22 milyar dolara çıkartıldığını dile getirdi. Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: "Bunlar yan gelip yatarak olacak işler değildir. Koşarak, koşturarak olacak işlerdi ve neticelerini alıyoruz. Bütün bunlar bu kararlılıkla devam ederken Türkiye'nin bütün mevcut meseleleri çözüm yoluna koyulduğunda bu seviyelerin, bu miktarların nereleri yakalayacağını, nerelere ulaşacağını tasavvur edin. Yeter ki Türkiye'ye ayak bağı olan meselelerden kurtulalım sıkıntımız bu. Yeter ki Türkiye'nin kalkınmasın ın ilerlemesinin önündeki engelleri kaldıralım."
Erdoğan, Türkiye'nin 3 tarafını n denizlerle kaplı olduğunu, ancak sadece bunu konuşmanın bir şey kazandırmadığını, Hükümetleri döneminde bir şeylerin olmaya başladığını anlattı. Denizcilik meslek yüksekokullarını kurmaya başladıklarını, geçen hafta denizcilik meslek yüksekokulu açılışı gerçekleştirdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Babam gerçi kıyı kaptanıydı. Hep sorardım 'Rize'nin çocukları niçin acaba artık denize küskün?' diye. Eskiden kaptan olurdu, denizci olurdu vs. vs. ama şimdi niye yok? İşte bundan. Bunları, biz denizle iç içe olan yerlerde bu okulları çoğaltarak inşallah denizcilikte sadece işin işletmesinde, ticaretinde değil, inşasına varıncaya kadar her alanda, balıkçılığına varıncaya kadar, biz yeniden olacağız. Yeniden denizle barışık bir Türkiye. Turgutreis'i neyse, Barbaros'u neyse, işte bunları yeniden inşallah bizler de izleyeceğiz. O yolda olacağız.
Gerçekten özel sektör yatırımları Türkiye'nin motoru oldu. Türkiye'nin itici gücü oldu. İstikrar ortamı güven ve huzur ortamı bizim kendi yatırımcılarımıza da yeni imkanlar yeni ufuklar açtı. Milletimizle el ele, özel sektörümüzle el ele huzur içinde kardeşlik içinde yarınlara yürümeye devam edeceğiz. Hiç tereddütümüz yok. Şüphemiz kesinlikle yok. Şunu bütü n samimiyetimle söylüyorum, Türkiye'yi çok güzel günler bekliyor. Bundan hiç endişeniz olmasın ve bunu hep beraber göreceğiz, birlikte yaşayacağız. Türkiye artık yıllardır özlediği, yıllardır beklediği o günlere kavuşacak. O günler artık bize uzak değil. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum."
Yabancı bayraklı Türk gemilerine yönelik yeni bir düzenleme yapacakları nı ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İlk Bakanlar Kurulunda yatlara yönelik olarak vergilendirmedeki yapıyı değ iştiriyoruz, ama tabii şimdi yeni bir süreci başlatıyoruz. Maalesef tabii ülkemizdeki birçok yat sahiplerinin yabancı bayraklı olarak dolaşmaları vardı. O da doğrusu bizi rahatsız ediyordu. Tanıyoruz biliyoruz ki bu Ahmettir, Mehmet'tir. Arkadaki bayrağa bakıyoruz yabancı bayrak. Şimdi 'bu bayrakları kaldırın' diyoruz. Türk bayrağını as ve vergiyi de biz düşürüyoruz. Yabancı denizlerle Türk bayrağıyla dolaş. Bu da Bakanlar Kurulu kararından sonra ciddi bir sıçrama getirecek. Diğer yatlarla ilgili vergilendirmelerde bunu düşünüyoruz."
Başbakan Erdoğan, "Şu anda bizi bölmeye çalışanlar boşuna uğraşmıyorlar. 'Eğer bu millet tekrar kendine gelirse, tekrar ayağa kalkarsa ne olur' sorusu onları bizi bölmeye sevk ediyor. İçerden, dışarıdan durmuyorlar. Ona gayret ediyorlar. İşte bu oyuna gelmeyeceğiz" dedi. Başbakan Erdoğan, Hükümet'in adalet, eğitim, emniyet, sağlık, ulaştırma gibi birçok alanda Türkiye'nin çehresini değiştirecek adımlar attığını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunlar, yan gelip yatarak olacak işler değildir. Koşarak, koşturarak olacak işlerdi ve sonuçlarını alıyoruz.
Bütün bunlar bu hızla devam ederken Türkiye'nin bütün mevcut meselelerini çözüm yoluna koyduğumuzda bu seviyelerin, bu miktarların nereleri yakalayacağını nerelere ulaşacağını tasavvur edin. Yeter ki Türkiye'ye ayak bağı olan meselelerden kurtulalım, sıkıntımız bu. Yeter ki Türkiye'nin kalkınmasını n, ilerlemesinin önündeki engelleri kaldıralım. Yeter ki istikrarı, güven ortamını , huzur ve kardeşlik iklimini Türkiye'nin her köşesine, bölgesine hakim kılalım. Hiç endişeye kapılmayalım, işte o zaman Türkiye'yi tutabilene aşk olsun diyorum.
Bu millet tarih boyunca en batısından en doğusuna, en kuzeyinden en güneyine bir kardeşlik ikliminde her şeyi yürüttü. Biz öyle bir ecdadın torunları olarak bugün varız ki şöyle tarihe baktığımız zaman işte bu Akdeniz'i al git gidebildiğin kadar. Şöyle gözlerinizi açtığınız zaman bütün buralarda ecdadımızın sesi duyuluyor. Biz oralardan geliyoruz. Hani Mehmet Akif'in ifade ettiği gibi; 'Bir zamanlar biz de millet hem de nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya, millet milliyet nedir öğretmişiz.' Biz böyle bir milletiz.
Şu anda bizi bölmeye çalışanlar boşuna uğraşmıyorlar. 'Eğer bu millet tekrar kendine gelirse, tekrar ayağa kalkarsa ne olur' sorusu onları bizi bölmeye sevk ediyor. İçerden dışarıdan durmuyorlar, ona gayret ediyorlar. İşte bu oyuna gelmeyeceğiz ve birbirimizi bunun için ne diliyle, ne rengiyle, ne etnik yapısıyla seveceğiz. Biz bölgesel milliyetçilik yapmayacağız, etnik milliyetçilik yapmayacağız, dinsel milliyetçilik yapmayacağız ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında bütünleşeceğiz olay bu."
Didim Yat Limanı'nın bölgenin çok önemli bir ihtiyacını karşılayacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu limanın; sadece bir yat limanı olarak hizmet verecek tesis değil, aynı zamanda dinlenme, alışveriş merkezleri, yüzme havuzu ve spor tesisleriyle birçok imkanı sağlayacağını ifade etti.
Didim Yat Limanı'nın ilave yatırımlarla toplam 75 milyon dolara mal olacağını belirten Erdoğan, limanın 650 kişiye istihdam alanı sağlayacağı nı dile getirdi.
Türkiye'deki işsizlik sorununa da değinen Başbakan Erdoğan, İspanya'da işsizlik oranının yüzde 19'a tırmandığını, Türkiye'de ise küresel sıkıntıların yaşandığı dönemde biraz artan işsizliğin şimdi 13.6'ya düştüğün ü ifade etti. Erdoğan,"İnanıyorum ki işsizlik oranı daha da düşecek" dedi.
Akdeniz ve Ege kıyılarının ziyaretçilerini dünyada eşi benzeri olmayan güzellikleriyle hayran bıraktığını kaydeden Erdoğan, yat turizmi için de büyük bir potansiyeli barındırdığı için Didim Yat Limanı gibi tesislere ihtiyaç olduğunu söyledi.
Türkiye'de limanların 14 bin adet bağlama kapasitesine sahip bulunduğunu belirten Erdoğan, hedeflerinin bu kapasiteyi 25 bin adete çıkartmak olduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, "3.5 milyar dolar olan yat turizmi gelirlerini 8 milyar dolara çıkartmak istiyoruz" diye konuştu. Erdoğan, konuşması sonrasında yabancı bayraklı teknelerin Türk bayrağı almasını kolaylaştıran uygulama sonrasında ilk başvuruda bulunan Zafer Güngör'e bağlama kütüğü ruhsatnamesini verdi.
Başbakan Erdoğan, vatandaşların Dalaman'a da marina istemeleri üzerine Ferit Şahenk'e dönerek, "Ferit Bey, Dalaman'da da bir marina yapacak. Bak başını salladı" dedi.
Erdoğan, Dalaman'a da bir marina yapacağı sözünü aldığı Şahenk'e plaket verdi. Başbakan Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay' ın kendisine uzattığı Kısmi Turizm İşletmesi Belgesini de Şahenk'e verdi.
Erdoğan, daha sonra eşi Emine Erdoğan, Ferit Şahenk ve beraberindekilerle butona basarak Türkiye'nin en büyük vinci olan 400 ton kapasiteli vinci çalıştırıp tekneyi denize indirdi. Törenin ardından ellerindeki Türk bayraklarıyla Türkiye şarkıs ı söyleyen çocukların hediye ettiği çiçeği eşi Emine Erdoğan'a veren Başbakan Erdoğan, vatandaşları selamladı.
Öte yandan açılış konuşmaları devam ederken Zeynep Cidam adındaki küçük kız Başbakan Erdoğan'ın yanına giderek bir mektup verdi.
Mektubu okuyan Başbakan Erdoğan, küçük kızı yanına ça ğırdı. Zeynep Cidam'ın, Başbakan Erdoğan ile konuşurken ağladığı görüldü.
Daha sonra, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zeynep Cidam, kardeşi Kerem'in 2 ay önce havuza düştüğünü ve o günden bugüne hastanede tedavi gördüğünü anlattı.
Kardeşinin tedavisinin evde devam edebilmesi için makine alınması gerektiğini ancak maddi durumlarının kötü olduğunu anlatan Zeynep Cidam, bunun için Başbakan'dan yardım istediğini söyledi.
Zeynep Cidam, Başbakanın kendisine yardım edeceğini ve gerekli notları aldığını söylediğini de ifade etti.
Zeynep Cidam'ın Başbakan Erdoğan'a yazdığı mektup şöyle:
"Sayın Tayyip Amca, benim kardeşim 2 ay önce, 1 metre 60 santim derinliğindeki havuza düştü. Hala gözünü açmadı. 2 aydır Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesinde yatıyor. Doktorlar eve göndermek istiyor, ama maddi durumumuz olmadığı için eve getirmek istemiyoruz. Doktorlar makine almamızı istiyor, ama alamıyoruz. Perişan haldeyiz. Babam da kardeşim gibi hasta, çalışamıyor. Sağlık karnemiz, sigortamız yok. Bodrum katta bir evde oturuyoruz. Doktorlar yoğun bakım gibi tertemiz bir ortam istiyorlar. Durumumuz iyi olmadığı için eve getiremiyoruz. Lütfen bize yardım edin."
Baba Mehmet Cidam ise çocuğunun tedavisi için gerekli olan makinenin 15 bin TL civarında olduğunu belirterek, "Oğlum gözünü açamıyor, Yeşil Kartlıyız bir şey yapamıyoruz. Ben de hastayım çalışamıyorum" dedi.
Doğuş Grubu'na bağlı D-Marin tarafından 30 ayda yapımı tamamlanan Didim Marinası'na kara ve denizden toplam bin 100 yat bağlanabiliyor.
400 tonluk yatları taşıyan Türkiye'nin en yüksek tonajlı vincinin bulunduğu marinaya, 50 metre uzunluğundaki yatlar da güvenli bir şekilde çekiliyor. 80 odalı butik otel, 20 farklı sektörde iş yerlerinin yanı sıra açık ve kapalı spor alanlarının yer aldığı liman adeta bir şehir görümününde. 650 kişiye iş imkanı sağlayan D-Marin, 212 bin metre kare deniz alanı, 70 bin metre kare karada çekek alanına sahip.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.