TURİZMİN SESİ
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Darülaceze Başkanlığı’nda, 30 Ekim 2014 Perşembe günü düzenlenen organizasyona, Darülaceze Başkanı Dr. Aylin Çiftçi, Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis ve Darülacaze’de yaşayan büyüklerimiz katıldı. Reis Gıda her yıl olduğu gibi, Muharrem ayında büyüklerimizin yanında olarak, geleneksel Aşure günlerini doyasıya yaşamalarına değer kattı. Darülaceze’deki Aşure günü Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı; büyüklerimiz o günlere dair anılarını anlattı ve ardından Aşure ikramı gerçekleşti.
Kardeşlik, dostluk ve beraberlik içinde nice Muharrem aylarına kavuşacağız
Darülaceze Başkanı Dr. Aylin Çiftçi, “Bugünün, bu ayın yüzü suyu hürmetine, kardeşliğimizi, beraberliğimizi, dostluğumuzu yüzyıllardır olduğu gibi pekiştirerek, nice Muharrem aylarına hep birlikte kavuşacağız. Darülaceze’nin 120. yılını 31 Ocak 2015 tarihinde kutlayacağız. 120 yıldır, destek ve ziyaretlerini eksik etmeyen, katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi sunarız” dedi.
Aşure günü ile komşular arasındaki dostluk kaynaşıyor
Bu yıl 25 Ekim tarihinde Muharrem (Aşure) ayının başladığını ifade eden Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, 3 Kasım tarihinin Aşure günü olduğunu söyledi. Darülaceze’nin çok büyük bir aile olduğunu kaydeden Mehmet Reis, yöneticileri ve büyükleriyle bu geniş ailede; dostluğun, komşuluğun ve dayanışmanın en güzel örneğinin sergilendiğini belirtti. Komşularımızla dostluğun Aşure günüyle kaynaştığına değinen Mehmet Reis, şunları söyledi: “Komşularımız, ailemizden sonra bize en yakın olan sosyal çevremizdir. Çoğu zaman yoğun şehir yaşamında, oturduğumuz apartmandaki komşularımızı tanımaya fırsat bulamıyoruz. Muharrem ayı, komşulukların başlaması ve dostluklarımızın pekişmesi için önemli bir tarihtir. Reis Gıda ailesi olarak, böylesine anlamlı bir günde, büyüklerimizle bir arada olup, onların geçmişte yaşadığı anılarını dinlemekten büyük mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
Aşure ye, sağlıklı beslen
Aşure içerisinde kullanılan bakliyat çeşitlerinin, sağlıklı besleme için gerekli olan temel gıda ürünleri olduğunu anlatan Mehmet Reis, konuşmasına şöyle devam etti: “Aşure yapımında kullanılan, aşurelik buğday, nohut ve fasulye; karbonhidrat, protein, vitamin ve mineral yönünden zengindir; sağlıklı beslenme için gerekli olan temel gıda maddeleridir. Bir aşure tabağı, yurdumuzun dört bir köşesinden gelen lezzetlerle doludur. Farklılıkların lezzet verdiği bu tadın hikayesi, sizlerin de bildiği üzere Hz.Nuh’un gemisinde başlar. Geminin tufandan kurtulmasını kutlamak için, geminin ambarında kalan bütün tahıl ve bakliyatlarla bir tatlı yapılır ve bu tatlı herkesle paylaşılır. İşte bu yüzden, Muharrem ayı paylaşım ayıdır” şeklinde konuştu.
Büyüklerimizin anlatımı ile Aşure Günü ve geçmişteki komşuluk ilişkileri
Özgün Gülen, şunları söyledi: “Ben, Erzincan Kemaliye doğumluyum. Bizim oralarda, şimdiki bilinen adıyla keşkek yapardı annelerimiz, ninelerimiz. Biz keşkeği, aşure olarak bilirdik. Annem yaptığında, tüm köye dağıttırırdı. Aşure yapıp dağıtmak bir gelenekti. 55 yıl önce İstanbul’a geldim ve içine birçok çeşit bakliyat, kuru meyve eklenerek yapılan Aşure ile tanıştım. Komşularımın ikramları sayesinde, o lezzet hayatıma girmiş oldu. Tadını çok beğendim ve bende Darülaceze’ye gelene kadar, kendi evimde her Muharrem ayında, Muharrem orucumu tutup, aşuremi yaptım. Muharrem ayını, geçen yılda, bu yılda, kurumumuz bahçesindeki çadırda çok güzel kutladık. Kur’an-ı Kerim Tilaveti yapıldı ve aşureler dağıtıldı. Böylesine güzellikleri bizlere yaşatan ve komşuluğun, dostluğun, paylaşmanın vurgulandığı aşure günlerinde bizleri yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ediyoruz” dedi.
Fikret Karabulut, şunları söyledi:
“Muharrem ayının 10’uncu gününe Aşure günü diyoruz. Rahmetli annem, bize Aşure gününün önemini şöyle anlatırdı. Hz. Nuh kavminden iman edip, gemiye binenlerden iman edenlerin sel felâketinden, tufandan kurtulduklarında azıklarını açmışlar; buğday, nohut, fasulye vs. yiyecek maddelerinden karıştırarak pişirmişler. Pişirilen aş öyle bereketlenmiş ki, herkes doymuş.Aradan nice bin yıllar geçmiş olmasına rağmen, iman edenlerin kurtuluş günü, aşure adı verilen bir tatlı yapılarak anılıyor ve yaşatılıyor. Özellikle biz Müslümanların, aşure tatlısı yaparak, eşe, dosta, konu-komşuya ikram etme hususu vazgeçilmeyecek ölçüde örf ve adetlerimize yerleşmiştir. Pek çok geleneklerimiz vardır ki, yediden yetmişe bütün bireyleri birleştirir, kaynaştırır, dayanışmaya, işbirliğine vesile olur. Aşure geleneğimiz de bir tatlı ikramı gibi gözükse de, beraberinde, dostluğu barışı getiriyor. İnşallah bu Muharrem Ayı, hepimizin kendi kurtuluşuna vesile olsun” dedi.
Aşure Tarifi: (ortalama 20 kişilik)
Malzemeler:
6 su bardağı buğday
2 su bardağı Nohut
2 su bardağı Kuru fasulye
2 çay bardağı Pirinç
4 yemek kaşığı kuş üzümü
4 yemek kaşığı dolmalık fıstık
4 elma, 10 kuru kayısı
200 gr kuru üzüm
2 portakalın rendelenmiş kabuğu
7 su bardağı toz şeker
Üzeri için: Kuru kayısı-incir-nar-ceviz-gülsuyu-tarçın
Hazırlanışı: Buğdayları, bir gece önceden sıcak su ile bir taşım kaynatın, sabaha kadar bekletin. Bir gece önceden ıslatılmış nohut, fasulyeyi ayrı tencerelerde haşlayın, ardından buğdaya nohut ve fasulye ekleyin. Sırayla pirinç, dolmalık fıstık, kuru üzüm, küp doğranmış elma ve kayısıları ilave edin. Üzerini geçecek kadar sıcak su ekleyip, karıştırarak pişirmeye devam edin. En son, portakal ve limon kabukları ile şekeri ilave edip karıştırın. Hafif koyulaşınca, ocaktan alıp kaselere paylaştırın. Üzerini, küçük kesilmiş kayısı, incir, nar taneleri, dövülmüş ceviz, fındık, gülsuyu ve tarçın ile süsleyip servis yapın. Afiyet olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.