TURİZMİN SESİ
Siirt mutfağının kültürel miras olarak geleceğe taşınması, tanıtılması ve turizme kazandırılması amacıyla İstanbul’da düzenlenen ‘Siirt Gastronomi Kongresi’nde konuşan; Siirtli gazeteci Coşkun Aral, memleketinin kültürel ve yöresel lezzetleriyle ilgili Gastronomi 2017’de bilgilerini ve izlenimlerini paylaştı.
Anılarını anlatan Aral, Siirt’in çok farklı kültürlerin buluştuğu bir coğrafya olduğuna dikkati çekti. Aral, Siirt’in hem yöresel hem tarihi kültürünün daha fazla tanıtılması ve uluslararası organizasyonlarda yerini alması gerektiğini belirtti. Doğduğu, büyüdüğü Siirt’e çok şey borçlu olduğunu söyleyen Coşkun Aral, birçok medeniyetin izine rastlanabileceğini, bütün bu güzelliklerine rağmen kentin bölgedeki terör olaylarından olumsuz etkilendiğini belirtti. Kendisini “meraklı düş gezgini” olarak tanımlayan Aral, kentin gastronomi kültürüyle yakından ilgilendiğini sözlerine ekledi.
Ünlü Gezgin Coşkun Aral, Siirt’in çok zengin olan yemek kültürünün eski dönemlere dayandığını belirterek, şöyle konuştu: “Daha üç gün önce Ermeni bir dostum, Siirt’in Ermenicede ‘yürek’ anlamına geldiğini söyledi. Buna çok değişik anlamlar yüklenebilir. Siirt, kozmopolit bir coğrafya, yani Araplar, Kürtler, Türkler, Ermeniler… Uygarlık tarihinin izlerine Siirt’in tatlarında, lezzetlerinde, ilahilerinde hatta ninnilerinde bile rastlama imkanınız var. Siirt’te yediğimiz bir lezzeti Artvin’de de alabiliyorum, Yemen’de de alabiliyorum. Böyle bir zenginliğin tanıtılması lazım. En az 27 türde içli köfte hamuruyla yapılan yemek var. Vejetaryenlerin de yiyebileceği bir yemek. Siirt mutfağı irdelenirse bence dünyanın kurtuluşunu sağlayacak reçeteler var. En büyük idealim bu reçeteleri, tarifleri doğru insanlarla yapmak.
Siirt’in çok dilli bir kültür olduğunu da dile getiren Coşkun Aral, Gaziantep ve Antakya gibi olmasını istediği kentle ilgili bir belgesel çektiğini anlattı. Belgesele Siirt Valiliği ve belediyesinin verdiği destekler için teşekkür eden Coşkun Aral, belgeselde Siirt’in yöresel lezzetleri ve tarihinin anlatıldığını söyledi. Kentin tarihi eserlerinin turizme kazandırılmasının önemini belirten Aral, şöyle devam etti: Şanlıurfa’ya 18 kilometre mesafedeki Göbeklitepe, dünyaya tanıtılan bir ören yeri.
Siirt’te tarihi Göbeklitepe’den 2 bin yıl eskiye dayanan bir ören yerimiz var. Burada çıkan buluntular Batman Müzesi’nde sergileniyor. Dilerim ki eserler, Siirt’te bir müzeye gelir. Siirt’te doğunun en eski limanı bulundu. Bunu arkeologlar dışında kimse bilmiyor. Siirt’te küçük atölyelere, üretim yerlerine, yerel değerleri tanıtacak projelere ihtiyacımız var.” Dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.