TURİZMİN SESİ
Vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğü'nden Proje Kontrolörü Utku Yücel, yaptığı açıklamada, restorasyon sürecinde pek çok veri elde edildiğini, bu yapıda da bir sarnıçla karşılaştıklarını söyledi. Yücel, ''Sarnıcın 3 tane penceresi var. O pencereler sebebiyle, içerde sarnıç olduğunu biliyorduk, ama içeri girme şansımız yoktu. Restorasyon aşamasında bir kapı açtırıldı, sarnıca girmiş olduk'' dedi.
Sarnıcın içinde çöplerle karşılaştıklarını ve bunları temizlediklerini anlatan Yücel, ''Caminin en özgün yeri sarnıcı. Kapı ve giriş olmadığı için görülen sıvaların tamamı özgün'' diye konuştu. Utku Yücel, Haliç kıyısındaki caminin altının, yapı su üzerine oturtulamayacağı için su deposu olarak inşa edildiğine dikkati çekerek, sarnıçla yapının yükseltildiğini, su üzerine dolgu olan yapıda tavanda daha hafif bir malzeme olan ahşap kullanıldığını vurguladı.
O dönemlerde binanın çevresinde kışla binaları olduğunu, Kumbarhane kışlası olarak anıldığını ifade eden Yücel, caminin de kışlanın camisi olduğunun düşünüldüğünü dile getirdi. Yücel, cami restorasyonunun 2010 yılı Haziran ayında bitmesinin planlandığını, ancak çalışmaların yıl sonunu bulabileceğini kaydederek, ''Biz burayı çok hafif bir aydınlatma yapıp olduğu gibi bırakmayı planlıyoruz. Belki caminin geçmişi ile ilgili panolar, resimler içeren bir müze şeklinde de değerlendirebilir'' dedi.
Utku Yücel, caminin iki minaresinin ve ahşap kısımlarının restorasyon çalışmalarının tamamlandığını sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.