• BIST 9639.77
  • Altın 2948.428
  • Dolar 34.6482
  • Euro 36.4157
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

BEŞLİ DÜZENİN SESİ KISILDI

BEŞLİ DÜZENİN SESİ KISILDI
Israil'in Gazze'ye yaptığı saldırı tüm dünyayı farklı bir şekilde meşgul etti. Çin, Japonya gibi ülkeler daha geniş bir deyimle Uzakdoğu bu konuya fazla ilgi göstermezken, Türkiye bu gelişmeye çok büyük ölçüde yankı verdi.

TURİZMİN SESİ


Filistin'deki son gelişmeler ve yapılan saldırılar karşısında bu konuya taraf olmasını beklediğimiz beşli bir düzenin sesini çıkarması gerekirdi. Bu beşlinin ilkini Birleşmiş Milletler (BM), ikincisini Avrupa Birliği (AB), üçüncüsün Amerika Bileşik Devletleri (ABD), dördüncüsünü Rusya ve bu konuda beşinci konumda da İslam Konferansı Örgütünün (İKÖ) tavır alması beklenirdi. BM, ABD'nin etkisi ile bu konuda tam anlamıyla çaresiz kaldı. Güvenlik Konseyinin üyeleri özellikle 5 daimi temsilci ABD'nin etkisi ile taraf olamadı. İkinci önemli görüş de ABD olarak nitelendirebiliriz.

ABD başkanı George Bush gider ayak yapacağını yaptı. İsrail'in saldırılarına karşı Hamas'sa yapılan haklı bir saldırı havasına girdi. Üçüncü etken ülkenin Rusya olması beklenildi. Rusya son yıllarda eski gücüne kavuşmasına rağmen Filistin İsrail çatışmasında neredeyse tarafsız kaldı diyebiliriz. Bu gelişmelerde 57 ülkenin oluşturduğu İslam Konferansı Örgütü'nun çok ciddii bir şekilde tavır takınması ve olayların üstüne gitmesini herkes bekledi. Fakat Arap ülkeleri İsrail'e karşı olduça objektif kaldılar. Bir çok ülkede İsrail'in saldırıları ile Hamas'ı yok etme girişimine direk destek verdi. İslam Konferansı Örgütü'nün bıraktığı boşluğu ise Türk hükümeti ciddi bir şekilde doldurdu. Her açıdan ağırlığını koydu.

Gelelim Avrupa Birliği'ne

Esas konumuz 27 ülkenin oluşturduğu çok kültürlülüğün ve çok dinliliğin yanında yeni bir ekonomik güç olmasını beklediğimiz 500 milyonluk Avrupa Birliği'ne; AB son krizde kötü bir konum içine girdi. Yeni üyelerden Macaristan iflasın eşiğine gelirken, Baltık Cumhuriyetleri, Romanya bu krizin altında ciddi bir şekilde ezildiler. Polonya'da ekonominin çöküş belirli ölçülerde hissedilirken AB'deki en büyük ekonomik dalgalanmalar başta Almanya olmak üzere Fransa ve İngiltere'de görüldü.

Ekonomik açıdan gücünü kaybeden AB politik güç durumuna da hiç bir şekilde gelemeyeceğini bu krizde ispat etti. 90'lı yıllarda balkanlardaki kriz ve çatışmalarda Sırplara karşı Alman başbakanı Gerhard Schöder'in de etkisi ile yavaş yavaş politik güç durumuna girme savaşı veren AB, daha sonra Afganistan'da biraz olsun varlık gösterdi. Fakat Kafkaslarda, özellikle Gürcistan'daki krizde çaresiz kaldı ve en büyük çaresizliklerini de İsrail-Filistin çatışmasında gösterdiler. 90'lı yılların ikinci yarısında oluşturulan Avrupa Güvenlik ve Savunma kimliğinin 60 bin kişilik vurucu gücünün esasında böyle çatışmalarda belirli olarak ağırlığını koymasını herkes bekliyordu.

Filistin olayı artık AB nin dengelerde bir politik güç olamayacağını bunun yanında da savunma açısından Avrupa güvenlik ve savunma kimliğinde NATO'nun ve ABD'nin dışında ses çıkaramayacağını ortaya koydu.

Yeni Yedi Yıllık Bütçe ve 2014

1 Ocak 2014 tarihinde AB yeni yedi yıllık bütçesini kararlaştıracak. Bu bütçe 2021 yılına kadar geçerli olacak ve 2014 yılına gelmeden evvel hepimiz Hırvatistan'ın, Makadonya, Bosna Hersek ve Sırbistan gibi ülkelerin AB'nin yeni üyeleri olacağı tespit ediyoruz. Bu dört ülkenin nüfuslarına baktığımız zaman toplam olarak 13 milyon sınırına varacağından hareket edebiliriz. Böylece 1 Ocak 2014 tarihinde yeni bütçe dönemi başladığı zaman AB'nin 31 ülkeden ve 513 milyonluk bir nüfusa sahip olduğunu göreceğiz.

Son Filistin-İsrail çatışmalarında politik gücünü ortaya koyan ve savunma açısından da AB'ye ciddi destek verecek bir konumda olan Türkiye'nin tekrar dışlandığı ortaya çıkıyor. Genel olarak AB'nin gündeminden Türkiye, Türkiye'nin de gündeminde AB düşmüş bulunuyor. Başbakan Tayyip Erdoğan 4 yıllık bir aradan sonra geçtiğimiz günlerde Brüksel'e giderek yeniden bir bayrak gösterdi. Bu bayrağın yanında Egemen Bağış'ın baş müzakereci ve devlet bakanı olarak atanması da Türkiye'de bir kıpırdanma olduğunu ortaya çıkarıyor. Bunlara karşı AB den herhangi bir yaklaşım yok. Özellikle beklenirdi ki AB'nin İsrail-Filistin çatışmasına Türkiye ile ciddi bir işbirliğine girişmesi ve Mısır yerine barış zirvesinin Türkiye'de yapılmasını sağlasın.

AB böyle bir gelişmeye sıcak bakmıyor. Bu sıcak bakmayış Avrupa Akdeniz ülkeleri tarafından oluşturulan benim de kurucusu olduğum Anna Lindt vakfının yer seçiminde de ortaya çıkmıştı. Anna Lindt vakfının merkezinin Türkiye gibi bir ülkeye verilmesi yerine Mısır'ın İskenderiye limanı seçildi. Bu gelişmeler gösteriyor ki artık dünyanın devleri ABD dışında konuların içine pek girmek istemiyorlar. Rusya doğal gazda hakimiyet ve eski yandaş ülkeleriné tekrar hakim olmak isterken,

BM yeni, “ Bir açıdan kumda oynayan bir çocuk” havasına bürünüyor. İslam Konferansı Örgütünün yeni atılımlar yapamayacağı da ortaya çıktı. Uzakdoğunun devi Çin ve Hindistan gibi ülkelerde daha politik ve savunma açısından güç bir oluşum içine giremediler. ABD'nin eteğindeki AB'nin yeni bir politik güç veya savunmada söz sahibi birlik olmasını beklememekte yarar vardır. Obama'nın başkanlık döneminde herkes yeni ve olumlu bekleyişler içinde. Ben bu konuda fazla ümitli değilim.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21