TURİZMİN SESİ
Minare yapmalarına rağmen kilisenin çan kulesini yıkmayan köylüler, kulenin eskiyen çatısını onarıp sacla kapladı, kuleyi ışıklandırdı .
Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu, Arpalı köyünde olduğu gibi Gümüşhane'nin çeşitli yerlerinde bulunan bu tür tarihi eserlerin korunduğunu belirterek, "Bunlara en güzel örneklerden biri de Süleymaniye Mahallesi'nde farklı inanç ve mezheplere mensup Ermeni, Rum ve Müslümanların bir arada yaşamış olmasıdır" dedi. Vali Salihoğlu, Gümüşhane'nin dini hoşgörünün en iyi yaşandığı yerlerden olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "O nedenle hepimiz birbirimize saygı duyarak yaşadık, bundan sonra da yaşayacağız.
Gümüşhane insanı örnektir, başkalarının inançlarına saygı duymayı ilke edinmiştir. Gümüşhane halkı kendi yaşantıları dışında, baş kalarının yaşantılarına müdahale etmek istememiştir, etmiyor da. Gümüşhane insanı bu yönüyle hoşgörünün sembolü olan insandır." Arpalı köyü muhtarı Fatih Küçüköner de köylerinin tarihinin çok eski olduğunu, madencilikle geçimin sağlandığı köylerinde Kurtuluş Savaşı'ndan önce yaklaşık 600 Rum yaşadığını belirterek, şunları kaydetti: "O dönemlerde burada bulunan Rumlar, çan kulesi bulunan kiliseyi bizim köye yapmış.
Başka yerleşim yerlerinde çanı olan kilise bulunmamaktadır. Çevre köylere hakim olması nedeniyle çan bizim köyde çalınırdı. Pazar günleri köyümüze ç ok sayıda Rum ziyarete gelirdi. Kurtuluş Savaşı'yla birlikte Rumlar köyü terk edince köylüler de toplanarak kiliseyi camiye çevirip minare yapmış. Kilisenin çan kulesine ise hiç dokunmayarak bugüne kadar korumuşlar. Çan kulesinin eskiyen çatı kısmını dahi sacla koruma altına almışlar."
Köyün yaşlılarından Hacı Kemal Küçüköner ise kendilerinin ve dedelerinin kilise ile çan kulesini hoşgörüyle koruduklarını ifade ederek, "Bizler çan kulesini korurken Avrupalılar minarelerimize karşı çıkıyor. Avrupalılar utansın, bizim utanacak tarafımız yok" dedi. Atalarından başkalarına karşı sevgi ve saygıyı öğrendiklerini kaydeden Küçüköner, şöyle konuştu: "İşte bundandır ki atalarımız, dedelerimiz Rumlar köyümüzü terk ettikten sonra onların ibadethanesini camiye çevirerek bugüne kadar korudu. Camimiz şu anda tescillidir ama yanında bulunan çan kulesine ne atalarımız dokundu ne de bizler dokunduk.
Onu hep koruduk. Kilisenin camiye çevrilmesiyle eksik olan minaresi de yapıldı. Camimizin bir tarafında minare bir tarafında çan kulesi var. Çan kulesinden asla rahatsız olmuyoruz. Hatta geceleri de görünsün diye içerisine elektrik hattı çekerek ampul takıp aydınlatıyoruz. Bizler başkalarının inançlarına saygı gösterirken minarelerimize katlanamayan Avrupalılar utanmalıdır." Çan kulesinin çanını Rumların köyü terk ederken götürdüğünü belirten Küçüköner, "Çanı götürmemiş olsalardı onu da koruyacaktık. Biz köylüler olarak başkalarının dinine saygı gösterirken Avrupalıların minarelerimize karşı çıkmasını anlamak mümkün değil. Biz değil onlar utansın. Müslüman Türkler olarak; başka inançlara hep saygı duyduk, duymaya devam edeceğiz" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.