TURİZMİN SESİ
"Aşk Yolunda Adım Adım" olarak adlandırılan ve 48 gün sürmesi planlanan yürüyüş, 13 Ağustosta Yenikapı Mevlevihanesi'nden başlayan ve her gün ortalama 25-45 kilometre yürüyüp Yalova, Bursa, Bilecik ve Eskişehir'i aşarak Kütahya'ya gelen çift, kentin tarihi ve kültürel mekanlarındaki gezileri kapsamında ilk olarak Dönenler Camisi'ni ziyaret etti.
"Sevgi Yolu" olarak adlandırılan trafiğe kapalı caddeden geçerek, Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Mevlevihane olarak kullanılan Dönenler Camisine gelen Ceyda ve Emrah Altuntecim, Mevlana'nın torunu Ergun Çelebi ve yakınlarının sandukaları başında dua etti.
Emrah Altuntecim, 13 Ağustosta İstanbul'dan yola çıktıklarını ve 25 gündür yürüdüklerini söyledi.
48 günde 802 kilometre yürüyerek Mevlana'nın doğumunun 802'inci yıl dönümü 30 Eylülde Konya'da olmayı hedeflediklerini belirten Altuntecim, Kütahya'ya gelene kadar 500 kilometreden fazla mesafe kat ettiklerini bildirdi. Altuntecim, bu süreçte hiçbir şekilde ulaşım aracı kullanmadıklarını, kent merkezlerindeki gezileri dahil her yere yürüyerek gittiklerini anlatarak, şöyle konuştu: "Yolculuğumuzda o kadar güzel şeyler yaşadık ki tarif etmek mümkün değil. Her şehirde insanlar bizi ilgi ve sevgiyle karşıladılar. Tabi bu ilgi ve sevgi Hazreti Mevlana'ya duyulan ilgi, sevgi ve aşktan olsa gerek. Eşimle Karagöz ve Hacivat misali geziyoruz. Karagöz ve Hacivat'a değil, onu oynatan asıl kişiye, meddaha dikkati çekmek istiyoruz.
Yol boyunca zorluklar da yaşadık. Karşımıza çoban köpekleri, dikkatsiz sürücüler çıktı. İçimizdeki aşk, Hazreti Mevlana'ya duyduğumuz hasretle her şey kolaylaşıyor. Her adımımızda tüm Türkiye ve tüm insanlar için dua ediyoruz. Yoksul insanların hayatı kolaylaşsın, hasta olanların hastalıkları şifa bulsun, depresyonu olan gençler depresyonlarını atlatsın, iş sıkıntısı yaşayanlar iş sahibi olsun diye sürekli her adımımızda dua ediyoruz."
Altuntecim, Kütahya'nın, Osmanlılar döneminde Mevlevilik ve tasavvuf konusunda üçüncü büyük kent olduğunu anımsatarak, "Bu sokakları arşınladıkları için kendilerini çok mutlu hissettiklerini" belirtti.
Günde yaklaşık 25-45 kilometre yürüdüklerini ve zamanın ç ok hızlı geçtiğini ifade eden Altuntecim, "Yol boyunca bizlere yardımcı olan, bir bardak su ikram eden, kapılarını açan Anadolu insanına çok şey borçluyuz. Çağ değişse bile bazı şeylerin değişmediğine tanık oluyoruz. Her yerde insanlar bizlere kapılarını açtılar. Bunu Avrupa'da yaşayamazsınız" dedi. Altuntecim, yolculuk sırasında kıyafetlerinden dolayı kendilerini yabancı turist zannedip İngilizce, Almanca selam verenlere "Aleykümselam" diye karşılık verince onların şaşkınlık yaşadığını kaydetti.
Bu yolculukta geçmiş asırlarda yaşayan insanlarla empati kurma imkanı bulduklarını dile getiren Altuntecim, şunları söyledi: "Büyükbabalarımız, büyükannelerimiz bazen yürüyerek uzun seyahatlere çıktılar. Hacca yürüyerek gittiler. Kabe'yi görebilmek için aylarca yol kat ettiler. Özellikle hac yolculukları ilginç olsa gerek. İstanbul'dan hacca gidiyorsunuz, yolda değişiyorsunuz. Olumlu veya olumsuz bazı olaylar karşınıza çıkıyor. Hepsini aşarak Kabe'ye varıyorsunuz. Orada bazı sözler, yeminler ediyorsunuz. O prensiplerinizi bozmadan memleketinize dönmeye çalışıyorsunuz."
"Yürümenin insanı bilgeleştirdiğine" dikkati çeken Altuntecim, yolculuklarının belgesel, kitap ve fotoğraf sergisi halinde sunulacağını anımsatarak, her gün güncellenen " www.askyolunda.com " internet sitesinden nerede olduklarının ve neler yaşadıklarının takip edilebileceğini sözlerine ekledi. Ceyda Altuntecim de Kütahya'ya ulaşıp yolun yarısına geldiklerini bildirerek, bu güzelliklerin devam etmesini diledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.