TURİZMİN SESİ
Kaplanoğlu, Berlin'de düzenlenen basın toplantısında, daha önce "Yumurta" ve "Süt" filmlerini çektiğini hatırlatarak, "Bal" filminin bu üçlemenin son parçası olduğunu, bu 3 filmde Yusuf'un 3 halinin otobiyografik özelliklerle gösterildiğini belirtti. Filmde Karadeniz bölgesini neden seçtiği sorusuna karşılık Kaplanoğlu, el değmemiş doğa parçası aradığını, bunun için Türkiye'de ç eşitli bölgeleri dolaştığını, araştırmalar sonucunda filme en uygun yer olarak Doğu Karadeniz'i keşfettiğini, bölgenin filmin ruhunu yansıtması gerektiğini, insanların orman içindeki acizliğini ve kırılganlığını yansıttığı için bu mekanı seçtiğini ifade etti.
Kaplanoğlu, müzikle ilişkisinin sorulması üzerine de, sinemada müziği kullanmadığını kaydederek, "Müzik bazen çok doğru kullanılıyor. Bazen de çok manipülatif bir şey. Müziği kullanmamak, müzikten kaçmak benim için aslında bir meydan okuma. Kamerayı da çok yoğun olarak hareketsiz kullanmaya çalışıyorum. Hareketli kameradan kaçıyorum. İlk eksilttiğim şey de müzik oluyor" dedi.
"Üçlemede referans olarak din nasıl yer tutuyor" sorusu üzerine Kaplanoğlu, "Maneviyatın olmadığı bir sanatın biraz eksik kaldığını düşü nüyorum. Manevi bir dil üretmeye çalışıyorum bu sinemanın içinde" diye konuştu. Kaplanoğlu, sadece tek tanrılı din algısıyla değil, daha geniş bir inançlar algısıyla bunu yaptığını, değişik kaynaklara baktığını ve bu alanda beslendiğini, bundan sora da bu alanda ilerlemeyi ve filmler yapmayı düşündüğünü kaydetti.
Oyuncu Tülin Özen de, filmdeki diyalogların neden az olduğunun sorulması üzerine, daha önce de Kaplanoğlu ile birlikte çalıştığını ve bu konuda kendisinin tecrübeli olduğunu belirterek, hayatta zaten çok konuşmadan her türlü iletişimin kurulabildiğini, bunun daha güçlü, daha doğru olduğunu düşündüğünü, konuşmadan bazı şeyleri halletmenin gerçekleri daha fazla ortaya çıkarabileceğini söyledi. Filmin çekildiği yörenin insanı olduğunu, ailesinin Karadeniz'den geldiğini ifade eden Özen, "Tam da filmin coğrafyasının insanıyım. Yine de yurt dışında bir şeyler yapmak isterim" dedi.
Oyuncu Erdal Beşikçioğlu da, diyalogların az olmasının zor olmadığını belirterek, "Semih Bey'in dünyasının içindeki durum anlatılıyordu, bir mesaj verilmiyordu. Bir şey anlatılmak için uğraşılmıyordu. Yaşanan neyse, doğa karşısında seyirciyle beraber buluşturuluyordu. Diyalogların gereksiz olduğunu düşünüyorum. Seyirci okumalı. Durumun içinde var olmak, o duygunun içinde olmak önemli" diye konuştu. Beşikçioğlu, filmde ağaçlara çıktıktan sonraki gün sırtının ve belinin ağrıdığını, ancak filmin çekiminin güzel bir macera olduğunu kaydetti. Basın toplantısına katılan ve filmde Yusuf'u canlandıran 7 yaşındaki Bora Altaş da, film setinde zorluk çekmediğini söyledi. "Bal" filminin galası bu akşam yapılacak.
Berlinale'de ödüller, 20 Şubat Cumartesi günü sahiplerini bulacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.