TURİZMİN SESİ
Bağış, Esma Sultan Yalısı'nda yazılı ve internet basının temsilcileriyle bir araya geldi ve AB'ye yönelik iletişim stratejisi konusunda değerlendirmede bulunarak, görüş ve önerilerini dinledi. Toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bağış, TBMM'de bir haftanın AB'ye ayrılmasına ilişkin önerisinin sorulması üzerine, Reform İzleme Komisyonu'nda konunun ele alındığını ifade etti.
Konuyu Bakanlar Kurulu'na iletme kararı aldıklarını ve dün de Meclis Başkanı ile paylaştıklarını anlatan Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan da gerekli desteği alacaklarına inandığını söyledi.
"AB, hükümetimizin en önemli projelerinden bir tanesidir.
Bir devlet projesidir" diyen Bağış, muhalefet partilerinin de programlarında AB'nin bir devlet projesi olduğunun ifade edildiğini anımsattı. Bağış, "Muhalefet de destek vereceğini söylüyor. Haydi, buyurun, desteği görelim. Mecliste ayın bir haftasını AB kanunlarına ayıralım, Mecliste tartışmaları komisyonlarda yapalım ama AB kanunları o bir hafta içinde Genel Kurula indiğinde tartışmadan hep beraber onlara oy verelim" dedi. AB sürecinin Türkiye'nin bütün kesimlerinin süreci olduğunu dile getiren Bağış, "Bunun sağı solu yok, işçisi işvereni yok, askeri sivili yok, kadını erkeği yok. Hepimizin daha aydınlık yarınlara kavuşması için el ele verip hep beraber çalışalım diyoruz" diye konuştu.
Bağış, başka bir soru üzerine de şunları kaydetti: "Türkiye'nin teslim olup AB'ye girmesi kolay ama biz teslim olmadan, diklenmeden, dik durarak, kendi tarihi zenginliğimizin bilinci içerisinde, kendi gücümüzün bilinci içerisinde AB'ye katkıda bulunmaya gidiyoruz.
Biz Türkiye olarak bu topraklarda farklı kültürleri, farklı dinleri, farklı medeniyetleri bir arada yaşatabilmiş, dünyanın 16. büyük, Avrupa'nın da 6. büyük ekonomisi olabilmi ş, dünyanın en genç ve dinamik nüfuslarından birine sahibiz. Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70'i Türkiye'nin ya doğusunda, ya güneyinde, ya kuzeyinde. Bugün AB için Türkiye çok önemli bir ülke."
Türkiye'nin doğunun en batısı, batının da en doğusu oldu ğuna işaret eden Bağış, Türkiye'nin kendi gücü ve potansiyelinin bilinci içerisinde AB sürecini ilerletme konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.
Bağış, bir başka soruyu yanıtlarken CHP Genel Başkanı Deniz Baykal' ın Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de bugünkü Anayasa'dan çok mutlu olduklarını zannetmediğini belirterek, şunları söyledi:
"Anayasa ile ilgili, daha demokratik ülkeye kavuşmamızla ilgili talep sadece iktidarın talebi değildir. Türkiye'de demokraside her duraksama yaşandığında bunun mağdurlarından biri de Sayın Baykal'ın kendisi olmuştur. Türkiye'de her darbe yaşandığında gözaltına alınan, hapsedilen insanların başında kendisi gelmiştir. Herkesten evvel onun daha demokratik, daha laik, daha sosyal adaletli bir hukuk devletine kavuşmamız için Anayasa değişikliklerinde öncülük yapması gerekir diye düşünüyorum.
Ama bu konuda da maalesef CHP'den veya MHP'den veya diğer partilerden farklı bir açılım göremiyorum, fazla bir adım göremiyorum. Ümit ediyorum ki 2010 yılına girerken bu partilerin Türkiye'nin önünü açacak fikirlerini, yeni Anayasa taslaklarıyla ortaya koyarlar. Biz de görürüz onların nasıl bir Türkiye tasavvur ettiklerini."
Müzakere sürecinde çevre faslının açılmasına yönelik bir soru üzerine de Bağış, "Çevre faslının açılmış olması bile bir mucizedir" dedi. Bağış, 15 yıl önce çöplerin patladığı, gaz maskelerinin dağıtıldığı bir ülkede çevre faslının açılmış olmasının bu konuda belli bir duyarl ılığın yakalandığını gösterdiğini söyledi. Çevreyle ilgili şu an yüksek gelen maliyetlerin zaman içerisinde yeni gelişen teknolojiyle düşeceğini ifade eden Bağış, Türkiye'nin sonuçta çok daha sağlıklı bir ülke olacağını dile getirdi. Bir gazetecinin Fener Rum Patriği Bartholomeos'un sözlerini anımsattığı Bağış, şöyle konuştu: "O bir tabir. İngilizce'de de çok sık kullanılan bir tabir. Anladığı m kadarıyla kendi anadilleri olan Rumca'da da çok sık kullanılan bir tabir.
Çok da fazla üstüne gitmeye gerek yok. Ne diyelim biz? 'Batı Trakya'da yaşayan Türk soydaşlarımız da çarmıha gerilmiş gibi hissediyorlar' dememizle bir şey kazanamayacağımıza göre, önemli olan eğer bir grubun, bir şahsın veya bir kesimin sorunları varsa ki bugün Türkiye'de sorunu olmayan kesim yoktur. Alevi kardeşlerimizin, işçi kardeşlerimizin sorunları var. Ermeni vatandaşlarımızın sorunu var. Rum kardeşlerimizin sorunları var. Kadınlarımızın sorunları var ama bu sorunları aşmak için de irademiz var. Artık Türkiye eski Türkiye değil. Artık Türkiye sorunlarıyla yüzleşebilen bir Türkiye. Sorunlarını halının altına süpürmeyen, sorunların üstüne giden, teşhis etmeye çalışan ve farklı çözüm önerilerini ortaya koyan bir ülke. O çerçevede ümit ediyorum ki bütün sorunlarımızı aşıp dünya standartlarında bir küresel güç olmak için elimizden geleni yapmak durumundayız."
Egemen Bağış, bir gazetecinin CHP'li Ensar Öğüt'ün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na yönelik "Davutyan" sözünü sorması üzerine de şunları kaydetti: "Ben bunları son derece saçma buluyorum. Gecesini gündüzüne katan, çocuklarından, ailesinden, sağlığından feragat ederek bu ülkenin önünü açmaya çalışan, birbirleriyle küsme noktasına gelmiş liderleri bir araya getirip barıştırabilen, uluslararası alanda bir çok başarılar elde etmemize çok ö nemli katkılarda bulunan, Sayın Başbakanımızın, Sayın Cumhurbaşkanımız ın talimatları çerçevesinde Türkiye'nin çok daha vizyonlu bir dış politika sergilemesine vesile olan başarılı bir Dışişleri Bakanımız vardır.
Bu tür yaklaşımları dile getiren muhalefet milletvekilimizi ben ayıplıyorum. Bunlar hiç hoş şeyler değildir. Sayın Davutoğlu'nun kökü de bellidir, geldiği yer de bellidir, memleketi de bellidir, ailesi de bellidir. Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili de daha evvel bu tür ithamlar yapmaya kalkanlar oldu aynı partiden. Sayın Başbakan ile de oldu, bizlerle ilgili de oldu. Bu ithamları yapanlar bir kendilerinin bu ülkede taş üstüne taş koyup koymadıklarına baksınlar, ne gibi katkılarda bulunup bulunmadıklarına baksınlar. Böyle şeyleri ben çok basit ve acınacak buluyorum." Bir gazetecinin Ermeni vatandaşların da bu tür sözlere üzüldüklerini ve "Olsa ne olur?" dediklerini ifade etmesi üzerine Bağış, "Olsa da herhalde bunu gizlemez, gizleyemez de zaten. Bunların üstüne gitmeyin. Haber yapmayın. Sizler haber yaptıkça bu saçmalayanlar, saçmalamalarına devam ediyorlar" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.