TURİZMİN SESİ
AB Komisyonu'nun aday ve potansiyel aday ülkelerin ekonomik kriterlerde AB'ye uyumunu inceleyen raporunda, ''Son birkaç yıldır Türkiye güçlü bir istikrar programını başarıyla uyguladı. Bankacılık, kamu işletmelerinin yeniden yapılandırılması, özelleştirme, eğitim ve enerji dahil olmak üzere kilit alanlarda yapılan derin yapısal reformlar Türk ekonomisine esneklik kazandırdı.
Süren küresel kriz Türkiye'de reel ekonomiyi ciddi şekilde etkilese de düzenleme ve denetlemeyle ilgili daha önceki reformlar etkisini gösterdi ve şu ana kadar tam kapsamlı bir finansal kriz yaşanmadı'' denildi.
Küresel krizle birlikte ''küresel likidite darlığına rağmen Türkiye'nin uluslararası sermaye piyasalarına yeterli erişime ve dış borç yükümlülüklerini rahat bir şekilde karşılamaya devam ettiği'' vurgulanan raporda, ekonomideki daralmaya rağmen özel sektörün de beklenenden daha iyi bir performans göstererek dış borçlarını başarıyla döndürebildiğine dikkat çekildi.
Raporda, ''Net hata ve noksan kaleminden Türkiye'ye giren 10 milyar avro, dış borçlanma ihtiyacının büyük bir kısmını karşıladı. Net hata ve noksan kalemi, hükümetin 2008 yılı sonunda çıkardığı yasal düzenlemeyle, büyük ölçüde dışarıdaki sermayelerin ülkeye geri getirilmesini yansıtıyor'' tespiti yapıldı.
AB Komisyonu raporunda, 2007 yılında toplam ihracatının yüzde 56'sını AB pazarına yapan Türkiye'nin geçen yıl doğusundaki ve güneyindeki ülkelerin payını artırarak bu oranı yüzde 48'e düşürdüğü vurgulandı
''Bunun sonucunda Türkiye AB pazarına daha az bağımlı hale geldi ve ticaretini diğer komşularıyla çeşitlendirdi'' denilen raporda, geçen yıl yüzde 75 olan Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarındaki AB payının bu yılın ilk 5 ayında yüzde 88'e yükselmesinin AB ve Türkiye arasındaki ''karşılıklı güçlü ekonomik bağımlılığı gösterdiği'' belirtildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.