TURİZMİN SESİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı ev sahipliğinde Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) iş birliğiyle düzenlenen "3. Dünya Turizm ve Kültür Konferansı" İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlendi. 32 ülkeden kültür ve turizmden sorumlu bakanların katıldığı konferans Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmasında turizmin dünyada en hızlı gelişen sektörlerden biri olduğunu vurgulayan Bakan Mehmet Ersoy, kültür ve turizmin birbirinin ayrılmaz parçası olduğunu söyledi. Sürdürülebilir kalkınmaya kültür ve turizmin katkısının konuşulduğu konferansın önemine dikkat çeken Bakan Mehmet Ersoy, seyahatlerin yüzde 40’ının turizm odaklı olduğunu ve ülke ekonomilerine turizmin yadsınamaz bir katkısı olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin 2018'de turizmde 40 milyon olan ziyaretçi hedefini yılın ilk 10 ayında aştığını söyleyen Mehmet Ersoy; ülkemizde her mevsim, her çeşit turizmin yapılabileceğini, kültür- sağlık- yaz - kış - golf - kongre ve fuar turizmi gibi geniş kapsamlı destinasyon seçenekleri olduğunu, turizm alanındaki çabalarının meyvesini de almaya başladıklarını dedi. “Herkesin Yararına” temasıyla düzenlenen konferansın sürdürülebilir ve yaratıcı şehirler için kültürel turizm başlıklı ikinci oturumunda TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya da bir konuşma gerçekleştirdi. Bağlıkaya konuşmasında; “Bildiğiniz gibi 8 bin 500 yıl öncesine uzanan tarihi ile İstanbul, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alırken aynı zamanda tasarım alanında da UNESCO yaratıcı şehirler ağında bulunuyor. Tarih ile kültürün, eski ile yeninin, birlikte yaşama anlayışının, hayatın her alanına yansıdığı bir kentteyiz. Turizm sektörü, kültürleri buluşturup, kaynaştırıp, insanlığın ortak mirasının yaşatılmasına vesile olarak, çok önemli bir misyonu yerine getiriyor. Dünyanın en hızlı gelişen ve değişen sektörlerinden biri konumunda olan turizm, çağın koşullarına göre evriliyor.
21. yüzyılda kültür turizmi deneyimlerinin ardından, beklentilerin yükselmesi ile birlikte yaratıcı turizm kavramı doğdu. Günümüzde sürdürülebilirliği sağlamak için teknolojinin yapıcı etkilerinden faydalanmalıyız. Akıllı ve çevre dostu şehirler için yaratıcı ve yenilikçi fikirler mutlaka teşvik edilmelidir. Teknolojinin şehirlerimize, yaşam alanlarımızın ruhuna, özgünlüğüne ve kültürel mirasımıza zarar vermesine kesinlikle izin vermemeliyiz. Kültürel çeşitlilik, sanat ve kreatif yaklaşım, sürdürülebilir şehirlerin gelişiminde kilit rol oynamaktadır. Biz turizmciler; daha çok sayıda farklı alanlarda da kreatif kentin oluşturulması ve var olanların korunması, geliştirilmesi yolunda daha çok çaba harcayacağız. Bunu sektörümüzün varoluşunun temeli olan, sürdürülebilirlik odaklı gerçekleştireceğiz” dedi. Bağlıkaya, konuşmasının sonunda katılımcılara UNESCO acil koruma gerektiren somut olmayan kültürel miras listesinde yer alan, Karadeniz Bölgesi’ne özgü, binlerce yıllık Islık Dili’nin kısa filmini izlettirdi. Turizmde Küresel Etik İlkeler Bildirgesi Özel Sektör Taahhüdü'nün imzalandığı konferans 5 Aralık’ta sona erecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.